1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. İrade sefaleti
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

İrade sefaleti

A+A-

 

“Sol - sağ kalmadı” diyenler için Malas’ın sözleri karanlığın orta yerinde işaret fişeği gibi dikkat çekti.

Başbakan Özgürgün, İskele’deki konuşmasında, Yenidüzen’deki bir makaleden alıntı yaparak, “İşte akıl hocaları, profesörlük unvanını da Rum’dan almış” demişti.
“Üniversiteler cenneti” i yaratmakla övünen bir partinin başkanına göre “akademik unvanların” karşılığı “milliyetçi” bir yerden okunuyordu.

Profesörlük unvanları da ikiye ayrılmıştı demek ki, “Türk’ün verdikleri, Rum’un verdikleri...”

*  *  *

Kıbrıslı Rum başkan adayı Stavros Malas, “Okullar devletin denetiminde olmalı papazın değil” ve “Kışlaların yerini eğitim kurumları ile hastaneler almalı” diyerek seçim döneminde sol kültür adına önemli bir duruş gösterdi.

Pek konuşmadık ama...
Son seçimlerde “sağ”ın UBP’ye yığılan oylarına dair bir sebep de “Kıbrıs barışı”na dair umutsuzluktur.
Kıbrıslı Türk liderliğinin bu sonuçta sorumluluğu vardır.
“KKTC” kutsanmıştır.
Milliyetçiliğin diline pelesenk olmuş “Rumcu”, “Anavatan karşıtı”, “Sizi satacaklar”, “Çözüm umudu kalmadı” gibi söylemler yanıtsız bırakılmıştır.
Bu suskunluk da “tarafsızlık” ya da “sorumluluk” olarak sunulmuştur.

Malas’ın “Okullarda verilen tek taraflı, ötekileştirici, milliyetçi ve şoven eğitimle yeni nesiller birbirini yanlış tanımaya devam ediyor, bu gidişata dur denmeli” sözleri, hem de seçim döneminde “oy kaygısız” bir yaklaşımdır.

Çünkü “oy” ya da “seçim zaferi”nden çok daha önemli değerler vardır.

*  *  *

Ada’nın bütününde belki 60’lardan bugüne ya da çok daha eski tam bir “akıl ve irade sefaleti” yaşanıyor.
O nedenle dışlanıyor “ulus ötesi” bir gelecek hayali kuranlar.
“Aman radikal görünmeyelim” kaygısıyla sindiriliyor kitleler...
Oysa halen “radikal” bir duruştur barış, toplumsal kimlik, haysiyetli bir yönetim talebi.
 

“Vatanı satmak”la suçlanıyor idealistler.
Çok alıcısı varmış gibi vatanın.

Ve ne zamanki böylesi söylemler karşısında siniliyor, susuluyor, korkuluyor...
Daha bir “kabarıyor” milliyetçi dalga...

*  *  *

Müzakere masasının “çöktüğü” gün kazandı seçimi sağ.
“Geçici zenginlik” ve “yaldızlı statüko” önerdi.
Umursamadı “kalıcı sefalet”i...
 

Oysa...
Meclis’e kimin, kaç kişi girdiğinden çok daha önemlisi “varoluş”tu.
Gözler perdelendi!

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 3008 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar