İrade ve ‘adil paylaşım’
Kimse yadırgamıyor mu, özel sektör çalışanları kendi emekli ikramiyesinden yerken, öğretmene ‘hazırlık ödeneği’ verilmesini...
Çünkü pandemi sürecinde sanırım 6,7 ay mecburiyetten ‘pasif’ bir süreç yaşandı.
Hep birlikte deneyimledik ve gördük ki, evde kaldığınız zaman harcamalarınız epeyce azalıyor.
Kamuda maaş ödemeleri tam yapıldı bu süreçte…
Yalnızca kamuda…
Derdim “hazırlık ödeneğini tartıştırmak” değil…
“Öncelik bu mu olmalıydı” soruyorum yalnızca!
Bir de “sırası mıydı?”
Eğer kaynakları “yoksullardan başlayarak” paylaşmazsak, o çok konuştuğumuz “dayanışma” noktasına ulaşmamız zor olacak.
***
Hani “iradeye yönelik müdahalelere” ses ediyoruz ya.
Haklıyız da…
Çünkü “demokrasinin” altı oyuluyor.
Çünkü “irademiz” çiğneniyor.
Çünkü “öznelik” kapasitemiz hazmedilmiyor.
Maliye eliyle yapılanlar da bir nevi “müdahale” değil mi sizce?
***
Seçime 48 saat kala gerçekleşen ‘covid’ yardımları, nöbet paraları, geriye dönük ödemeler, hazırlık falan… “İrademiz satılık değildir” diye bağırıyorsak eğer kaynakların doğru, yerinde ve ihtiyaca göre paylaşılmasını da yüksek sesle konuşmalıyız.
Öncelikle “güvencesiz” insanların yanında durarak…
Geleceğinden tüketiyor bir kesim…
Hem de kendi parasından…
“İşsizlik ödeneği”ne ihtiyaç varken, “hazırlık ödeneği”ni benim midem, vicdanım, adalet duygum kaldırmıyor.
Bir üretim ya da ihtiyacın karşılığı olmayan istihdamlar, amirlikler, ödenekler, maaşlar, ihaleler, prim afları, yasa dışı ikinci iş, kaçak vergi sorgulanmadıkça daha çok tartışacağız iradeyi…
***
Biliyorum, böylesi gündemleri pek sevmiyor, özellikle de bu kaynaklara çok daha yakın duran kesimler… Yine de “adil paylaşımı” konuşmayı devrimci bir tavır olarak görüyorum.
Ülkede “sosyal patlamalar” yaşandığı zaman hiç kimse “korunaklı alanları”nda kendini güvende, mutlu, huzurlu ya da rahat hissetmeyecektir çünkü.
***
Şimdi birileri mali tehditle oy yönlendiriyor.
“O kazanmazsa ihaleler iptal edilecek, maaşlar ödenemeyecek, krediler verilemeyecek” diye uzuyor liste!
“Musluklar kapanacak” diyorlar özetle…
O musluklardan üretimle ilgisi olmayan bir “menfaat” akarken, depolardan “özgürlük, demokrasi ve irade” eksiliyor.
İşte o nedenle kamusal kaynakları adil, hesaplı ve yerinde kullanmayı öğrenmek gerekiyor, gerçek bir irade ya da özgürlükten söz edeceksek…