“İradenize sahip çıkın”
Daha önceki UBP kurultaylarında en az oyu alan Üstel’in önce “Başbakan”, şimdi de “Genel Başkan” olarak görevlendirilmesi ‘talimatla yönetim’ tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Deneyimli siyasetçiler, yaşananları “demokrasi ayıbı” olarak değerlendirdi.
Ayşe GÜLER
Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) yüzde 60 oyla seçilen genel başkanını, Başbakanlıktan indirdikten sonra yeniden kurultaya gidilmesi, “demokrasi” tarihine geçti.
Daha önceki UBP kurultaylarında en az oyu alan Ünal Üstel’in önce “Başbakan”, şimdi de “Genel Başkan” olarak görevlendirilmesi ‘talimatla yönetimi’ yeniden gündeme getirdi.
Deneyimli siyasetçiler, yaşananları “demokrasi ayıbı” olarak değerlendirdi, yurttaşlara “iradeye sahip çıkın” çağrısı yaptı.
Sürecin normalleştirildiğinden dert yanan siyasetçiler, “Toplum ses çıkartmalı. İstikrarsızlığın en yoğun olduğu dönemi yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Siyaset, demokrasi Kıbrıslı Türklerin hakları, onuru her şey ayaklar altında” şeklinde konuştu, Kıbrıslı Türklerin UBP’den ‘kurtulması’ gerektiğini söyleyerek, “Yaşananlar sadece UBP’nin kabahati değil. Türkiye’nin de suçudur” değerlendirmesi yaptı.
Eski Sağlık ve Çevre Bakanlarından Gülsen Bozkurt, siyasete müdahalelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini belirtti, “Baştaki siyasiler, başkalarının gücüyle oraya oturuyor. Toplum da buna ses çıkartmıyor, normalleştiriyor” dedi.
“Önce irademize, sonra oyumuza sahip çıkmamız gerekiyor” diyen Eski Milletvekili Serdar Denktaş da “Dıştan müdahale ve olayı yönlendirmeyle istikrar sağlanacağı düşünüldü. İstikrarsızlığın en yoğun dönemini yaşıyoruz. Halk bunu öğretmeli; burada yaşayan bizleriz, gelecek bizlerindir” şeklinde konuştu.
Öte yandan UBP kurucularından, deneyimli hukukçu Hakkı Celal Önen, Anayasa ve yasalara aykırılığın UBP kurultayında dahi ortaya çıktığına dikkat çekti, “Ama bu günlerde yapılan kanunsuzlukların, anayasa tanımazlıklarla güvensiz ortam yaratıldı. Biz yaparız olur demekle olmuyor” değerlendirmesi yaptı.
Eski Meclis Başkanı ve eski bakan Ertuğrul Hasipoğlu ise müdahale yapıldığı iddia edilen eski UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu’nun sessiz kaldığını, yorum yapmadığını dile getirdi, “Müdahale yapılmışsa, Sucuoğlu’na karşı yapıldı. O da bir şey söylemedi. Aleyhime yapıldı demedi. Böyle bir iddiada (müdahale) bulunmadı, bulunsaydı haklıydı” dedi.
Kısa sürede bakın neler yaşandı?
Adım adım “başbakanlık” görevlendirmesi
► Önce Başbakan, ardından da UBP Genel Başkanı olarak görevlendirilen Ünal Üstel, siyasi tarihe ‘müdahale’ tartışmalarıyla geçti.
Daha önceki kurultaylarda en düşük oy alarak, seçilemeyen Üstel, genel başkan tartışmaları dışında, ülke gündemini ‘özel jet’ skandalı ile de meşgul etti.
► Hatırlanacağı üzere; dönemin Turizm Bakanı Ünal Üstel, Haziran 2020’de Bakanlar Kurulu kararı olmadan, karantina protokollerinin dışına çıkarak ve gümrük kontrolünden geçmeden ülkeye 12 kişilik ekibin girişine izin vermişti.
YENİDÜZEN’in gündeme getirdiği konu, dönemin UBP-HP Hükümeti’nde ciddi çatlağa neden olmuş, ardından da Üstel, Başbakanı Ersin Tatar tarafından görevden alınmıştı.
► Yaşananların ardından UBP 31 Ekim 2020’de kurultaya gitti. 5 adayın yarıştığı seçimde ilk turda Faiz Sucuoğlu, 2 bin 706 oy, Hasan Taçoy 2 bin 102 oy almıştı. Ünal Üstel ise ‘en az’ oyu almış, 575 üye Üstel’e oy vermişti.
İkinci turda Sucuoğlu ve Taçoy yarıştan çekilmiş, dönemin parti başkan vekili Ersan Saner hem UBP Genel Başkanı hem de Başbakan olmuştu.
►20 Aralık 2020’de ise UBP, yeniden kurultaya gitti.
Kurultayda tek aday olan Ersan Saner, Genel Başkan oldu.
►31 Ekim 2021’de kurultaya gitti, 2020’de yapılan ancak yarıda kalan kurultay bir yıl sonra tamamlandı.
8 bin 727 oyun kullanıldığı kurultayda Faiz Sucuoğlu 5 bin 295, Hasan Taçoy 2 bin 869, Zorlu Töre ise 468 oy aldı.
► UBP Kurultayının hemen sonrasında 23 Ocak’ta erken seçim yapıldı, burada Faiz Sucuoğlu Başbakan oldu.
► Sucuoğlu daha önce (özel jet skandalı) raporun tamamlanması halinde açıklamaktan çekinmediğini dile getirse de bu konuda adım atmadı, UBP-DP-YDP Hükümeti’nde Üstel’i, İçişleri Bakanı yaptı.
► Dönemin Başbakanı Faiz Sucuoğlu, Maliye Bakanı Sunat Atun’u görevden almak istedi, başarılı olamadı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hükümetin istifasını kabul etti.
Sucuoğlu başkanlığındaki UBP-DP-YDP Hükümeti, siyasi tarihe en kısa ömürlü hükümet olarak geçti, 59 günde sona erdi.
► Yaşananların ardından Sucuoğlu, Atun’un olmadığı ancak Üstel’in yer aldığı ikinci UBP-DP-YDP Hükümeti’nin kabinesi sundu, Cumhurbaşkanlığı’ndan onay aldı.
► 5 günün ardından hükümetin Meclis’te güvenoyu alacağı günün 24 saat öncesinde YDP ve DP hükümetten çekildi. Siyasette ipler koptu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, UBP Milletvekili Ünal Üstel’i hükümeti kurmakla görevlendirdi. Bu kararın ardından Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi, kurultayda en az oyu alan Ünal Üstel'e hükümeti kurma görevi verilmesini onayladı.
Üstel, UBP-DP-YDP Hükümeti’ni kurdu.
► Bu sürede sıklıkla Türkiye’den telkin alındığına yönelik iddialar kamuoyu gündemine geldi.
4 Eylül’de Sucuoğlu ailesiyle birlikte trafik kazası geçirdi.
Kazanın hemen ardından, Sucuoğlu’nun kamuoyunda genel başkanlıktan istifa edileceği konuşulmuştu.
Sucuoğlu, ilk etapta “kurultayla geldim, kurultayla giderim” dese de 3 gün sonra görevinden istifa ettiğini açıkladı.
► Yaşananların ardından UBP’de olağanüstü kurultay kararı alındı, genel başkanlık için UBP’nin mevcut yönetimi, adaylık başvurusu için tüzüğe aykırı şekilde, en az 30 gün yerine 48 saatten az bir süre tanıdı.
► Kurultay, 11 Eylül’de yapıldı. Tek aday Ünal Üstel, bu kez UBP Genel Başkanı olarak görevlendirildi.
DENEYİMLİ SİYASİLER NASIL YORUMLADI?
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat:
Yaşananlar sadece UBP’nin değil, Türkiye’nin de suçu
“Ülkede inanılmaz şeyler yaşanıyor. Her şey söylenebilir. Siyaset, demokrasi Kıbrıslı Türklerin hakları, onuru her şey ayaklar altında.
Bu gelişmeler gösteriyor ki; Kıbrıs Türklerin UBP’den kurtulması gerekiyor. UBP ve bu zihniyet var olduğu sürece, bu ayıplarla yaşamaya devam edeceğiz.
Yaşananlar sadece UBP’nin kabahati değil. Türkiye’nin de suçudur. Kıbrıslı Türklerin onurunu, uluslararası alanda öne çıkarması gereken ülke olarak, ayaklar altına alıyor.
Tuhaf şeyler yaşanıyor. Ne dediklerini bilmiyorlar. Ülkenin en büyük sorunu UBP’dir. Bu ispat edilmiştir. Cumhurbaşkanı ve UBP ne dediklerini bilmiyor. Ya söylediklerini akıl süzgecinden geçirip, ne demek istediklerini anlayamıyorlar, tüm bunları normalleştire çabası içine giriyorlar.”
Eski Sağlık ve Çevre Bakanlarından Gülsen Bozkurt:
Müdahaleler uygulanıyor, baştaki siyasiler, başkalarının gücüyle oraya oturuyor
“Bu süreç, görmeyi ve duymayı istemediğimiz, müdahalelerin uygulandığı bir dönemdir. Ne yazık ki, buna toplumda alıştırılmış gibi bir hal var, tepki yok.
Geçmişte her partiye zaman zaman müdahale yaşadık ama ülkenin en büyük siyasi partisi olan UBP de kurultayda seçilen başkanına yapılanlara karşı sesini çıkarmıyor, kurgulanan oyuna destek oluyor. Bu, toplum adına yozlaşma ve umutsuzluk kaynağıdır.
Ülkede her konuda ne yazık ki büyük bir yıpranmaya tanık oluyoruz. YÖDAK’la ilgili söylenenler, öğrenci kimliği ile gelip suç işleyenler, buna üniversitelerin ev sahipliği yapması, eğitim kurumlarının apartman üniversitesine indirgenmesi, eğitim kalitesinin sorgulanmadığı bir düzen. Bu düzene ne yazık ki çok büyük tepki de gelmiyor. Her şeyi normalleştirdik.
İnsan ticareti devam ediyor. Dünyanın en büyük mafyaları ülkeye sığınıyor.
Baştaki siyasiler, başkalarının gücüyle oraya oturuyorlar. Onlar gibi davranan, yargıyı tanımayan insanlar olarak onlar da aynı davranış içerisine giriyor. Yargıyı hedef alıyorlar. Yaptıkları anayasa aykırı kararları yüzlerine vurması hoşlarına gitmiyor.
Belediyelerle ilgili ciddi kaos var. Meclis’teki siyasi partiler ortak kararla bu işi çözmek zorundadır.”
Eski Milletvekili Serdar Denktaş:
Önce irademize, sonra oyumuza sahip çıkmamız gerekiyor
“Dıştan müdahale ve olayı yönlendirmeyle istikrar sağlanacağı düşünüldü. Şu an da görevde olanlar ‘istikrar biziz’ diyerek yola çıktı. Ciddi istikrarsızlık yaşıyoruz. 3 ayda yaşananlar ortada. İstikrarsızlığın en yoğun dönemini yaşıyoruz. Halk bunu öğretmeli; burada yaşayan bizleriz, gelecek bizlerindir. Önce irademize, oyumuza sahip çıkmamız gerekiyor. Yönlendirme ile değil akıl yoluyla iş yapmalıyız. O zaman istikrara kavuştururuz. Hayat kalitemizi yükselmek için uğraşmalıyız ancak biz istikrarsızlığın içinde boğuluyoruz.
Yargı, hukuk sistemini değiştirmek için hedef gösteriliyor. Bunlar, ‘Adalet Bakanlığı kurulmalı’ diyen kesimden geliyor. Ancak bilinmelidir ki; yargı ısrarla korumamız gereken son kalemizdir. Bu kaleyi kaybettiğimiz andan itibaren demokrasi ve istikrardan bahsetmemiz mümkün olmaz. Yargıya saldırı derhal durmalı. Bu tür girişimler fayda sağlamayacak.”
UBP kurucularından, deneyimli hukukçu Hakkı Celal Önen:
Anayasa ve yasalara aykırılık UBP kurultayında dahi ortaya çıkıyor
“Görünen o ki Anayasa ve yasalara aykırılık UBP kurultayında dahi ortaya çıkıyor. Tüzüklerine göre, adayların en az 30 gün önceden belirlenmesi kuralına uyulmadı. Kendi tüzüklerine aykırı hareket edildi. Böyle bir durum varken, nasıl başka yasalara bakacaklar?
Güvensiz bir ortam yaratıldı. En azından düşünebilen insanlar için bu durum güvensizlik yaratır. Ama bu günlerde yapılan kanunsuzlukların, anayasa tanımazlıklarla güvensiz ortam yaratıldı. Biz yaparız olur demekle olmuyor. Halk bu konulara maalesef beklenen ilgiyi göstermiyor. Beklenen tepkiyi vermiyor. Muhalefetin de itici güç olması gerekiyor.”
Eski Meclis Başkanı ve eski bakan Ertuğrul Hasipoğlu:
Sucuoğlu, böyle bir iddiada (müdahale) bulunmadı, bulunsaydı haklıydı
“Bir müdahale yapılmış gibi gözükmüyor. Sucuoğlu genel başkanlıktan istifa etti, hal böyle olunca kurultay zorunlu hale geldi. Tüzük gereği kurultayın yapılması lazımdı, yapıldı. Ünal beyden başka aday yoktu. Herhangi bir sıkıntı yok, müdahale söz konusu değil. Ancak kamuoyundaki müdahale söylemleri, iddiadan öteye gitmedi. Sucuoğlu, böyle bir iddiada bulunmadı bulunsaydı haklıydı. Aleyhine müdahale iddiası yapıldı, Sucuoğlu sustu, yorum yapmadı. Bana göre acayipti…
Müdahale yapılmışsa, Sucuoğlu’na karşı yapıldı. O da bir şey söylemedi. Aleyhime yapıldı demedi. Müdahalede söyleminde bulunmadı. İspat edilirse, siyasete olan güven elbette ortadan kalkar.”