Irkçılık nedir?

Gelişmiş medeniyetler ve gelişmemiş ya da gelişmesi engellenmiş medeniyetlerin, bu konuya bakışı kesinlikle çok farklıdır…

Ancak en basit ifadeyle “ırkçılık”, “… kendine ait saf olduğuna inandığı ırkını, başka ırklardan üstün saymaktır” mesela…

Ya da en basit anlatımla, her tür “yabancı düşmanlığı”dır…

-*-*-

İki komşu köy arasında bir birini çekememektir…

Alevi – Sunni ayrımcılığıdır…

Ortodoks Hrıstiyan- Müslüman dışlamacılığıdır…

“Ya bendensin ya da onlardan” zihniyetidir…

-*-*-

Gelişmemiş toplumlarda veya bizimkisi gibi gelişmesi durdurulmuş ve kasten geri bıraktırılmış olanlarda, “ırkçılık yapıyorsunuz” dediğiniz birçok kişinin, “bilmezdim”, “bilmiyordum”, “sana ne” şeklinde yanıt vermesidir…

-*-*-

Örnek mi?

Mesela hala Afrika kökenli insanlara “z” harfi ile başlayan iğrenç ve son derece ırkçı kelimeyi kullanmak ciddi ırkçılıktır ve Batı medeniyetlerinde cinayet derecesinde suç sayılır…

Efendim kendi aralarında bir birilerine kullanıyor olabilirler veya “onlar da son derece ırkçıdır”  diyebilirsiniz…

Ancak, bir kişi, topluluk veya kurum; farklı bir ırktan olduğunu düşündüğü bir kişi ya da gruba veya etnik topluluğa; ya da azınlık veya marjinalleştirilmiş bir gruba; mensubiyetleri temelinde, önyargı, ayrımcılık veya düşmanlık beslerse, ırkçıdır…

“Benden olmayan kişi” olarak gördüğün kişilerin yapacağı ırkçılık, yine de o kişiyi haklı çıkarmaz!

Ve tekrar ediyorum; çok ciddi suçtur, ayıptır, utançtır…

-*-*-

Afrikalılara karşı…

Tüm yabancılara karşı…

LGBTI + bireylere karşı…

Fark etmez…

Sizden farklı olduğunu düşündüğünüz gruba “ön yargılı” mı davrandınız; bunun adı ırkçılıktır…

Mesela “Bütün Rumlar aynıdır; bizi istemezler” demek, ırkçılıktır…

“Evladımın veya kardeşimin LGBTI + olması beni rahatsız eder” demek, evet ırkçılıktır…

Ayrımcılık yapmanın her türü, ırkçılıktır…

Ersin Tatar’ın, “Federasyon yanlıları isterse gitsin Rum tarafında yaşasın” dediğini iddia eden gazeteyi yayınlayanlar hem ırkçıdır, hem faşisttir… “Bu sözü söylemedim; gazete yalan yazdı” demeyen Tatar da üzgünüm ama ırkçılık yapmaktadır…

-*-*-

Mesela son günlerde yaşadığımız aşırı ırkçılık olaylarından biriyle bağlantılı bir soru sormak istiyorum:

“Bütün Afrikalılar alkol ve uyuşturucu kullanıp, çok lüks arabalarını uçarcasına kullanıyor olabilir mi?”

Eğer bu soruya yanıtınız “evet”se; ön yargılısınız…

Elbette içlerinde bu suçlamanızla alakalı suç işlemiş olanlar vardır da siz aynı şeyi hiç mi yapmıyorsunuz?

Ön yargılı bir şekilde genelleme yapmak, tabii ki ırkçılıktır.

-*-*-

Ama hepsinden acısı nedir biliyor musunuz?

Kıbrıslı Türkler içerisinde, çok ciddi oranda Afrikalı kökene sahip kardeşimiz yok mudur?

Ten rengi açısından bembeyaz kızımın ve oğlumun köklerinde Afrikalı vardır…

-*-*-

Osmanlı ve İngiliz dönemlerinde bu Ada’ya gelmiş veya getirilmiş, yüzlerce, binlerce Afrikalı insan vardır…

En ünlü destanımız, şarkımız, türkümüz “Arap Ali Destanı” değil midir?

Oğlu, efsane sendikacı, büyük futbolcu Önder Ali Konuloğlu; ülkemiz tarihinin en büyük sporcu ailesi Karayel’ler “hadi evinize” dememiz gereken kişiler midir?

-*-*-

Ayrıca çok merak ediyorum; hangi Kıbrıslı veya hangi Türkiyeli; üç dört - kuşak geriye gidebilecek yazılı belge – bilgi – kayıtlı kütük sahibidir?

-*-*-

Suç, ayıp veya utanılacak bir davranış olmasını bırakın; bu konuda lütfen duyarlı davranın diyorum…

Çünkü kendi geçmişinizi çok kaşırsanız, unutmayın sonuçta hepimiz bir şekilde maymunlardan gelmişiz…

-*-*-

En çok gazeteci arkadaşlardan ricamdır; sözde suçları önleyeceğiz diye; ne olur daha büyük suç işlemeyelim…

Trafik kazası yapmak kimsenin bilerek ve isteyerek yaptığı bir şey değildir ama ırkçılık, açıklanamaz, izahı bulunmayan büyüklükte bilinçli olarak işlenmiş suçtur…

Göçmenliğin acısını en iyi bilenlerin sessizliği!

Bugün insanlık suçundan, insanlık utançlarından başladık, öyle devam edelim…

Öteki yazımızda “ırkçılık”tan söz ettik.

İkinci yazımızda da yine “ırkçılık bağlantısı” olan, insan ticaretinden söz edelim…

-*-*-

Kendi ülkelerinde yaşamları tehlikede olan on binlerce, yüz binlerce insan, şansını başka coğrafyalarda dener…

Çeşitli şekillerde özellikle Avrupa’ya ulaşmak isteyen ve çoğunluğu ne acıdır yolculuk sırasında yaşamını yitiren bu yoksul insanlar; insan tacirlerinin kurbanlarıdır.

-*-*-

Ülkemiz, insanlık utancı olan bu ticaretin merkezlerinden biridir…

Mültecilere, göçmenlere doğru dürüst bir hizmet sunabilecek ne yasası ne de tesisi bulunan KKTC, bu insanların, kendi üzerinden Avrupa’ya, yani Güney Kıbrıs’a kaçırılmasına göz yummaktadır.

-*-*-

Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Nicos Nouris; “sahte devlet” diye nitelediği Kuzey Kıbrıs üzerinden her gün 60 ile 100 arasında yasadışı göçmenin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kontrolündeki bölgeye geçtiğini açıkladı.

Kuzey’deki ırkçı insan tacirleri ve kötü yöneticilerden pek de geri kalır yanı bulunmayan Nouris, tüm sınır boyuna jiletli ve dikenli tel çekmeyi sürdüreceklerini açıkladı.

-*-*-

İki taraf, oturup bu insanlık utancı ticareti ve kaçakçılığı önlemek için işbirliği yapmak yerine; Kuzey’dekiler, “oh oh oh, Güney’e geçsinler, onların başına kalsınlar” diyerek kesinlikle bu utanca çanak tutuyor; Güney’dekiler ise insanları dikenli ve jiletli tellerin üzerinde yaralanmaya hatta ölüme bekliyor…

-*-*-

Oturun ve çözüm üretin…

Yok, seyredip, açlıktan, denizde, teller üzerinde ve belki yarın vurarak ölmelerini seyredeceğiz!

Yazık!

Bize de yazık tabii ki!

İki tarafın vatandaşlarına da, bu utancı sadece izledikleri için bin kere yuh olsun!

-*-*-

Göçün, göçmen düşmenin acısını en iyi bilen iki toplumdur Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumu…

Buna rağmen, göçmenlerin yaşadığı acıya ve drama, hatta onların ölümüne sessiz bir şekilde, sadece seyircidir.

Ne acı!

"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir”…