Eski Başbakan İrsen Küçük “Emirkanı perde gerisinde olanları bana anlattı” dedi.
Ve ekledi: “Şimdi Mustafa Tokay ve Emir Emirkanı hapiste yatarken, onlara bunu yaptıranlar evlerinde rahat uyuyabilirler mi acaba? Vicdanları rahat mıdır?”
İrsen Küçük, ‘imzası sahtelenen Başbakan’ olarak tarihe geçti. İrsen Bey bu anlamda mağdur pozisyonundadır.
Elini öpen Emirkanı’yı ‘affettiğini’ söylüyor, ama ‘perde gerisi’nde olanları asla!
Emir Emirkanı’nın elini öpmeye geldiği gün herşeyi anlattığını ‘itiraf’ ediyor İrsen Küçük, ama ‘etik’ gereği bunları açıklamayacağını söylüyor.
Bununla birlikte ‘adres’i de işaret etmekten geri durmuyor Küçük...
“Benimle kurultayda yarışan kimse, ona bakılsın” diyor.
Yani Ahmet Kaşif’e...
Ve UBP kurultayında Kaşif’in arkasındaki asıl güç Derviş Eroğlu’na!..
**
Mustafa Tokay ve Emir Emirkanı’nın Başbakan’ın imzasını sahtelemesi olayıyla ilgili çarptırıldıkları ceza bu toplumda ‘tarihi’ öneme haizdir.
Polis, Başsavcılık ve Yargı zinciri ‘kamuda görevi kötüye kullanma’nın cezasız kalmaması için önemli bir örnek ortaya çıkardılar.
Öncelikle bu konuda her üç makamı da tebrik etmek gerekiyor.
Tebrik faslının ardından ise bu işin ‘devamı’nın gelip gelmeyeceğinin sorgulanması lazım.
Tokay ve Emirkanı’nın hapse atılması tamam, ama orta yerde başka yanıt bekleyen sorular var.
Bu sorulara yanıtı bulmak yine polise, savcılığa ve mahkemelere düşüyor.
**
Çok merak ediyorum...
Acaba Mustafa Tokay ve Emir Emirkanı polise, savcılığa ve mahkemeye verdikleri şahadet ve ifadelerde neler anlattılar?
Özellikle ‘sahte imza’lı belgenin içeriğinin ‘kim/ler tarafından sağlandığı’ konusunda neler söylediler?
Herhalde ifade alınırken bu soru sorulmuştur iki sanığa...
Sorulmadıysa, eksik ifade alındı demektir.
Sorulduysa eğer, Tokay ne dedi, Emirkanı ne söyledi?
Bir diğer soru...
Acaba ‘çok gizli talimat’ başlığıyla kaleme alınan bu belgenin ‘hazırlanmasını kim/ler talep etti’ gibi bir soru soruldu mu ve ne tür cevaplar alındı?
Özelikle ‘el yazısı belge örneği’ tasarrufunda bulunan Mustafa Tokay bu soruya karşılık ne söyledi?
“Kendi kafama esti, oturdum ve yazdım” demiş olabilir mi?
Böyle bir cevap verdiyse eğer, ifade alan makamlar bundan tatmin oldular mı?
**
‘Sahte imza’olayında İrsen Küçük’ün anlattıkları ‘yeni bir sayfa’nın açılmasını çok daha zorunlu hale getiriyor.
Polis Genel Müdür Vekili Pervin Gürler’in yerinde olsam, hiç vakit kaybetmeden İrsen Küçük’ün yeniden ifadesine başvururdum.
İrsen Bey’in dünkü gazetelere yansıyan demeçlerinden yola çıkarak şu soruyu sorardım ifade alırken:
Küçük, Emirkanı’nın söylediklerini ‘etik’ gereği kamuoyuna açıklamadı, ama polise ve/veya savcılığa anlatmayacak anlamı çıkmaz bundan!..
Hem basına konuşurken işaret ettiği kişilerin kim olduğu sorusuna kapalı değil, açık yanıtlar da verebilir İrsen Bey...
Polis ve savcılık İrsen Küçük’ten ifade istemelidir.
Top bu iki makamın ayağındadır.
Bize düşen süreci izlemek, kimin ne yaptığını, ne yapmadığını kamuoyuyla paylaşmak sadece...
İzliyoruz.