Eski başbakanlardan İrsen Küçük, yaklaşık 3 hafta önce katıldığı bir televizyon programında, Cumhurbaşkanlığı’na adaylık niyetini duyurmuş, kararını da Ocak sonu açıklayacağını söylemişti.

Şubat ortasına yaklaşmış olmamıza rağmen Küçük’ten, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar beyanı gelmiş değil.

Beklediği desteği, en azından ‘aleni’ desteği bulamamış olması, bu karara ilişkin açıklamanın henüz yapıl(a)mamasının nedeni olabilir.

İhtimaldir...

Çünkü Sayın Küçük, her ne kadar Ulusal Birlik Partisi’nin eski ve önemli isimlerinden biri olsa da, Temmuz 2013 seçiminde yaşananlar, parti içerisinde birçok muhalifin süngüsünü düşürmüştür, eminim.

Koskoca İrsen Küçük bile liste dışı kalabiliyor, milletvekilliği elden gidebiliyorsa, bu Eroğlu’nun parti üzerindeki etkinliğinin göstergesidir kuşkusuz ve böylesi bir yapıda, alenen Eroğlu’nun karşısında durma gücünü, kaç kişi rahatlıkla kendinde bulabilir?

Hele hele de İrsen Küçük gibi, kara listenin üst sırasındaki bir ismin yanında!

Sayın Küçük’ün bu saatten sonra kaybedecek bir şeyi yok.

Ama ya O’nu destekleyecek olan UBP’lilerin?

Kimse darılmasın ama siyasette, hele de bizim ülkemiz siyasi kültüründe, adımların ağırlıkla, kayıp ve kazanç olasılıkları üzerinden atıldığını, çok iyi biliyoruz hepimiz.

***

UBP içerisinde Eroğlu’na muhalif olan partililerin sayısı az değil.

Ancak mesele, bu muhalefetin yeterince aktif olup olamayacağı biraz da.

2013 Temmuz’unda yapılan erken genel seçimin ‘tarihi’ sonuçları ve geçtiğimiz yıl yapılan belediye seçimlerinde, bazı bölgelerde yaşanan UBP-Eroğlu çekişmesinin nasıl sonlandığı hâlâ hatırlarda, hâlâ çok taze.

Bu sonuçlar bir yandan, UBP tabanında Eroğlu’na karşı öfkeyi büyütmüş olsa da, bir yandan da, en azından tabanın bir kısmında, ‘korku’ dağlarının dumanını daha da yükseltmiştir, bunu unutmamak lazım.
.
İşte bu nedenle İrsen Küçük’ün ‘aday’ olarak Eroğlu’ndan alabilecekleri, bence ‘aday olmadan’ alabileceklerinden fazla değildir.

Ve İrsen Küçük henüz adaylık konusundaki kararını açıklamadıysa bu muhtemelen, bu adımın olası getiri ve olası götürülerinin ince ayar hesaplarının yapılmakta olmasıdır.

Küçük’ün olası adaylık nedeninin, Cumhurbaşkanlığı hayali değil, doğrudan Eroğlu olduğunu bilebilmek için, kahin olmaya gerek yok.

Bu noktada Küçük’ün kendi kendine yanıtlaması gereken soru, aday olarak mı yoksa olmayarak mı daha etkin olabileceğidir.

İrsen Küçük, bu sorunun yanıtını net bir biçimde kestirdiği vakit, kararını da açıklayacaktır.