1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. İşgal apaçıktır
Serhat İncirli

Serhat İncirli

İşgal apaçıktır

A+A-

Türkiye’de Kadir Gecesi içki içen bir kişi, hem işini kaybetti, hem hakkında soruşturma başlatıldı… 
Hem de savcılık, tutuklanmasını istedi…

-*-*-

Peki neden?
Tabii ki “Şeriat!”…

-*-*-

Ve mahalle baskısı!
Adı hazır: “İslam’a saygısızlık!”…

-*-*-

Türkiye’de konserler hala yasak!
Pandemi bahane edilmişti!
Ama şimdi, “müzik günah canım!”…

-*-*-

Türkiye’de Kürt kökenli HDP’li vekiller, belediye başkanları hapiste!
Sebep?
Henüz sebep veya iddialar “kanıtlanmış” değil!
Yani “suç” ispat edilmiş değil!
Ama “PKK’ya yardım yataklık” diye özetleyebiliriz değil mi?
Hukuk mu?
Hangi hukuk?

-*-*-

Fazla uzatmaya gerek var mı bilmem ama Osman Kavala’nın ömür boyu hapse mahkum edilmiş olması başlı başına bir “hukuksuzluk!” değil mi?

-*-*-

Faiz Sucuoğlu’nun başına gelenler mi?
Türkiye’de yaşananları düşünürsek, “Leblebi, fıstık!”
Üstelik ne kadar yersiz ve gereksiz!
Sucuoğlu’na birileri “yat” dedi de yatmadı mı?
Adam hala, “Türkiye’nin müdahalesi yok” diyor…
Asıl ilginç olan budur bence!

-*-*-

Türkiye bir yana; Kuzey Kıbrıs’ta, yukarıda yazdıklarımın tümüne “işbirlikçilik” yapabilecek; yukarıda saydığım demokrasi katliamı gericiliği “onaylayacak” bir yapı oluşturuldu!

-*-*-

Mesela Ersin Tatar, alkol kullanan biridir…
HDP’li vekil ya da başkanların tutuklanıp hapse atılmasını geçtim de; mesela “Kadir Gecesi içki içen ve fotoğrafını sosyal medyada paylaşan adamın tutuklanmasına” ses çıkarabilir mi?
Hayır!
Çıkaramaz!

-*-*-

Faiz Sucuoğlu’na yaşatılanlara, bırakın Ersin Tatar veya tüm UBP’lilerin “sessizce” ya da “el kaldırarak” onay vermesini; Sucuoğlu’nun bizzat kendisi “gık” demiyor!

-*-*-

Evet, doğrudur 1957 veya 1958’den beri Kıbrıs Türk toplumu, Türkiye’den gönderilen kişiler tarafından yönetildi.
Ama emin olun, “yönetenler” ve “yönetilenler” açısından seviyesizlik hiç bu kadar yerlerde sürünmüyordu!

-*-*-

Bu ülkede sancaktarlarla veya bayraktarlarla çok kavga edildi belki ama saygı gerçekti…
Bu ülkede “büyükelçilik” yapanların hiç biri, şu andaki “büyükelçi” gibi görülmüyordu…
Ali Murat Başçeri, bu ülkedeki görev süresini bir gün dolduracak…
Ve inanın, yürekten ve gerçekten geride bırakacağı tek bir Kıbrıslı dostu olmayacak!
Açık açık söyleyeyim ekselansları, resmen aşağıladığınız ama size ceket ilikleyenlerin hepsi, arkanızdan söylemediğini bırakmayacak!
(Acı gerçeğimiz)

-*-*-

Şu anda Türkiye’nin KKTC’de görev yapan memurlarına gösterilen saygı ve sevgi, sahtekarlığın ta kendisidir… 
Ve şu anda Türkiye’den KKTC’ye görevlendirilenlerin toplumumuza saygısı “zerre kadar” bile değildir.

-*-*-

Bu ahval ve şerait içerisinde; yani sevgili dostlar, bu ortamda, mecliste konuşarak çözüm üretmeye, yazı yazarak çare yaratmaya çalışmak, akıntıya karşı işeme hızıyla yol almaya çalışmak bile değildir.

-*-*-

Efendim “Türkiye düşmanlığı yapıyorsun!” mu diyeceksiniz?
Tam tersine, Türkiye ile birlikte isyan edilmesi gerektiğini söylemek zorundayım…
Taparcasına sevdiğimiz Türkiye’yi bize düşman etmeye çalışan ganimetçi, koltukçu, biatçı, yalaka işbirlikçilerle onların dostuymuş gibi davranan yobazlaradır sözüm!

-*-*-

Çünkü açıktır; gerici, şeriatçı baskı; sadece Kıbrıs Türk toplumunun değil; Türkiye için de felaketin tek adresidir…

-*-*-

Ülkenin demografik yapısı değiştirilip, siyasi iradesi gasp edilmiştir…
Ekonomi, altından kalkılamaz derecede kötüleştirilmiştir…
Seçilmiş ve “haydi bir şeyler yapın” denilen insanlar, siyasi darbeyle alaşağı edilmekte ve Kıbrıs Türk toplumunun hiç bir sorunu dikkate alınmamaktadır.

-*-*-

Vee tüm bu yaşananları ve yapılanları onaylayan hatta bütün bu ahlaksızlığa, darbeciliğe çanak tutan bir “sözde Cumhurbaşkanı” bulunmaktadır…

-*-*-

Seviye rezalettir…
Sine – i Millet tabii ki şarttır ama yeterli değildir…
Demokrasiye darbe ile müdahale edenler tutuklanmalı ve sınır dışı edilmelidir.
“Cumhurbaşkanı” sıfatlı kişi derhal istifa etmelidir.

-*-*-

Ayrıca “Sözde Cumhurbaşkanı’na” değil oy verenin; bundan böyle selam verenin de Allah belasını versin!

-*-*-

Ve herkese sadece iki sormak istiyorum:
1 - “Kıbrıs’ın Kuzey’i işgal altında mıdır, değil midir?”

-*-*-

2 - Yoksa, “Serhat İncirli vatan haini midir?”
(Tükenirken biz; hala oralarda mısınız siz?)


 


İşimiz garagözlük

Bla bla bla… 
UBP- Parti Meclis Ünal Üstel’e Hükümeti kurma görevi verilmesini onayladı…. 
Faiz Sucuoğlu bla bla bla bla dedi…

-*-*-
 
DP, YDP şartı şurtu bla bla bla.
Öpe öpe DP ve YDP Ünal Üstel hükümetine güvenoyu verecekler!
Molon Lave yani!
“Cesursan gel al” yani!
DP ve YDP, şarttı şurttu, unuttu!

-*-*-

Faiz abi dedi ki, “UBP bu şartı ve şurtu asla kabul edemez bla bla bla…”
A Faiz abi, UBP değil DP ve YDP’nin şartını şurtunu…
Neyse…
Namusu bile vermiş durumdadır1

-*-*-

Bla bla bla…
UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu, dün Parti Meclisimizin yapmış olduğu toplantı sonucunda görevlendirmeyi Ünal Üstel'e verdi. 
Ünal Üstel çalışmalara başlayacak…

-*-*-

Bakan değişir mi?
Kutlu abi ve Hasan Taçoy kızgın mı?
Kızgın olan kesin bakan olur mu?
Hani kızgınlıkları alınsın diye!

-*-*-

Yoksa asıl soru şu mu: Büyükelçi değişecek mi?
Veya Büyükelçi sadece büyükelçilik yapacak mı?

-*-*-

Türkiye’den gelen Ahmet, Ahmet, Mehmet ve Ali yerinde mi?
Din görevlileri, bugün de Tatar’a destek mesajı yayınlayacak mı?
Yarın da Cuma!
Bla bla bla!
Demokrasi mi demiştiniz?
KKTC, eşit ve de egemen bir devlettir ve UBP de O’nun en büyük partisidir.
Kelime-i Şahadet gibi oldu!
Hayırlı da olsun!
Ne diyelim!
Birkaç güne, bir de ufaktan “güvenoylaması” filmi izleyelim da gene!

-*-*-

Kıbrıs sorununun çözümü şart mı diyorsunuz?
Öyle bir sorun mu vardı?

-*-*-

Faiz Sucuoğlu’na Türkiye’den siyasi darbe yapılmıştır.
Ve Faiz Sucuoğlu bu darbeyi yutmuştur!
Olay budur!

-*-*-

Derdi bize mi düşmüştür?
Hade yahu siz da!
GARAGÖZLÜK işimiz!
İşgalin pekiştirildiği bir gün daha… 
O kadar!

 


gg-155.jpg

Neyzen Tevfik, “Ne ceket kaldı, ne metelik cebinde ceketin. / Kurtaracağız diye geldiler içine ettiler memleketin...” diyor… Ve büyük filozof Kıbrıslı Türkler için yazmış gibi şu dörtlüğü hediye ediyor: “… Göründü memleketin iç yüzü, çöktüyse temel. / Şimdilik harice karşı yüzümüz olsa dahi / Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın. / Tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi.”

 

Bu yazı toplam 2755 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar