İşgalcilik ve rüşvet
Kanal Sim’de konu olan, YENİDÜZEN’in de geçtiğimiz gün manşetine aldığı işadamı Ayhan Arıklı’nın İçişleri Bakanlığı’ndan inşaatları için alacağı tapulara rüşvet istendiği iddiası gündemi işgal etmekle birlikte ilginç ve enteresan b
Kanal Sim’de konu olan, YENİDÜZEN’in de geçtiğimiz gün manşetine aldığı işadamı Ayhan Arıklı’nın İçişleri Bakanlığı’ndan inşaatları için alacağı tapulara rüşvet istendiği iddiası gündemi işgal etmekle birlikte ilginç ve enteresan bir konu.
Neden?
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Ayhan Arıklı’nın Oray 10 Sitesi’ndeki inşaatlarının hem hali arazileri hem de özel arazileri işgal ettiği ve dolayısıyla da tapu verilemeyeceği söyleniyor. Böyleyse tapu verilmemesi çok normal ama bu zamana kadar bu binaların böyle bir işgal sorunu olduğu bilinmiyor muydu? Tapu aşamasına kadar devlet neredeydi diye sorulmaz mı?
***
Bu arada Ayhan Arıklı’nın bir açıklaması var yine dikkat çekici… Daha önceki dönemde bu gibi durumlarda yani işgal durumlarında tapuların verildiğini ama tapuya ‘şerhli’ ibaresinin konulduğunu söyledi. Böyle bir durum var mıydı, varsa ne kadar hukuki bir sonucu vardı, buna da herhalde yasa yapıcıların ve hukukçuların yanıt vermesi gerekiyor.
Bu son aşamaya kadar ama sadece söz konusu siteyle ilgili değil… Başka inşaatlarla ilgili de izin verilirken, binanın nereye kondurulacağı, nasıl çıkacağı, yükseleceği, genişleyeceği, daralacağı, eklentileri gibi konuları takip eden, denetleyen hiçbir birim yok mu bu devlette?
Bugüne kadar devlet ortada yoktu ama şimdi tapu aşamasında “yasalara aykırı çıktınız, tapu verilemez” deniyor. Ben Arıklı’yı veya böyle durumları savunuyor değilim ancak devlet eğer varsa bir işin her aşamasında orada olması gerekir. İşler bittikten sonra bir varlık göstermek hiçbir işe yaramıyor.
Şimdiye kadar böyle olduğu etrafımıza baktığımızda görülüyor. Her zaman söylemiyor muyuz? “Yapanın yanında kalır” diye… Burada da böyle. Oray İnşaat yapmış, tapu almış veya almamış… Şimdi ne olacak? Binalar yıkılacak mı? Şimdiye kadar hangi bina yıkıldı. Hatırlayabildiğim kadarıyla bu ülkede yalnızca bir kere Girne’de Emtan İnşaat’a ait binada bir kat fazla çıkıldığından o kat yıkılmıştı. O da herhalde İnşaat sahiplerinin kendi ‘olur’larıyla, kendi incelikleriyle! olmuş bir şey. O olaydan başka bir yıkılma olayı ben duymadım. Bu olayda da yani Oray İnşaat olayında da bir yıkılma söz konusu olmayacak diye düşünüyorum. Peki nasıl çözülecek işgal olayı? Uzun süre böyle kalacak galiba… Yani binalar, daireler tapusuz, ev sahipleri belirsizlik içinde kalacak.
***
Bu olayın bir de başka yönü var, o da rüşvet. Devlet dairelerinde olduğu söylenen bir işi yapma karşılığında istenen rüşvet. Aslında orada maaş almasının nedeni vatandaşın işini yapmak olan kişinin o iş için vatandaştan rüşvet istemek gibi aşağılık bir durum. Söz konusu olayda rüşvet var mı yok orada olmadığımız için bilemiyoruz ama İçişleri Bakanı’nın bu konu üzerine mutlaka gitmesi gerekiyor. Varsa böyle bir durum ortaya çıkarılması, deşifre edilmesi ve cezalandırılması gerekiyor. Yoksa da özellikle ismi geçenlerin rahatlaması ve toplumun da rahatlaması açısından önemli.
Yani bu olayda en azından iki dikkat edilmesi gereken konu var; Biri elbette ki rüşvetin devlet kurumlarına ne oranda girip girmediği, ikincisi de müteahhitlerin yasalara uygun hangi oranda inşaat yapıp yapmadıkları… Biliyoruz ki ülkemizde işgalci binalar, inşaatlar az değil. Bu olay acaba inşaatlardaki denetimi artırır mı? Ben öyle umut etmek istiyorum.