ISIAS katilleri idam edilse bile, adalet tecelli etmeyecektir!
Oscar Pistorius, Reeva Steenkamp'ı öldürdükten 11 yıl sonra dün şartlı tahliyeyle serbest bırakıldı…
-*-*-
Kimdir Oscar Pistorius?
-*-*-
Efendim, bu adam Dünya’nın en ünlü paralimpik hatta olimpik sporcularından biridir…
Paralimpik madalya kolleksiyoncusu diyelim…
Ama en önemli özelliği, takma bacağıyla o kadar hızlıdır ki, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda “engelli atlet” olarak değil, engelsiz bir atlet olarak yarışabilmiştir…
-*-*-
Peki sonra ne olmuştur…
Bu kardeşimiz 12 yıl kadar önce, çok ünlü bir model ve televizyon yıldızı ama aynı zamanda hukuk öğrencisi olan sevgilisi Reeva Steenkamp’ı tabancayla vurarak öldürmüştür…
-*-*-
Duruşmalar çok ünlüydü o günlerde…
Çünkü Pistorius, “hırsız sandım, dört el sıktım”lardaydı!
-*-*-
Mahkeme, “planlayarak öldürme” mi, “kasıt var mı”, yoksa “ölüme sebep olmak mı” gibi kavramlar üzerinde durdu...
Önce, “planlayarak öldürme yok” dendi ama daha sonra bir üst mahkeme bunu “cinayet” ya da “taammüden öldürme” gibi tanımlar yükleyebileceğimiz ve daha fazla cezayı gerekitren bir suça çevirdi!
-*-*-
Pistorius dün serbest kaldı...
Şartlı tahliye edildi...
Güney Afrika Devleti’nin bu konuda ağır kuralları da yok değil...
-*-*-
Basın, şartlı tahliye ile ilgili olarak, çok genç yaşta ölen Reeva’nın annesi ile konuştu... Anne June Steenkamp yaptığı açıklamada, ailenin "şartlı tahliyenin Güney Afrika hukuk sisteminin bir parçası olduğunu her zaman bildiğini" söyledi...
Yani hukuka bir diyecek yok!
-*-*-
Bayan Steenkamp şu soruları da sordu: "Reeva için adalet sağlandı mı? Oscar yeterince ceza çekti mi? Sevdiğiniz kişi bir daha geri dönmüyorsa ve geçirilen hiçbir süre Reeva'yı geri getirmeyecekse asla adalet olamaz. Geride kalan bizler, ömür boyu hapis cezası çekenleriz..."
-*-*-
İlahi adalet varsa, eminim Adıyaman’da meleklerimize mezar olan otelin sahibini de, yapanlarını da, denetlemeyenlerini de, her türlü yetkililerini de sonuna kadar cezalandırır!
-*-*-
Ama sevdiğiniz bir kişi, alınacak veya verilecek en büyük cezayla da olsa geriye gelmiyorsa; Bozkurt ailesi ömür boyu hapiste kalmış veya haftaya salıverilmiş, ne yazar!
-*-*-
Elbette yakınını – hele de evladını kaybeden – cinayete kurban veren her anne ve baba, katilin cezalandırılmasını ister... Çünkü asıl ömür boyu hapis veya acı çekecek olan kendileridir... Verilecek ağır ceza, o acıyı azaltacaktır...
-*-*-
İSİAS davası veya meselesi, bizler için çok önemlidir...
Çünkü hepimiz, ömür boyu acıya mahkum ailelerin yanındayız ve katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasından yanayız...
Biline!
-*-*-
Ve gayet de iyi biliyoruz ki, İsias katilleri toptan darağacına gönderilse bile, gerçek adalet asla tecelli etmeyecektir!
Suç duyurusu ve istifa talebi!
Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na mı, daha alt mahkemelere mi, Başsavcılık Dairesi’ne mi, yoksa polisimize mi başvuracağımı bilemedim...
Dolayısıyla, “İlgili makama” diyerek, bir suç duyurusunda bulunmak istiyorum...
-*-*-
Efendim, son zamanlarda Cevheri Güven adlı Türkiyeli gazeteci, Hollanda’da cezaevinde tutulan bir kişiye ait olduğu iddia edilen ses bantlarını yayınlamaktadır.
Bu ses bantlarında, Yüce Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, açıkça bir kişi tarafından küçük düşürüldüğü iddia edilmektedir.
-*-*-
Ses kaydındaki ifadelere göre Yüce Devletimizi küçük düşüren, Ersin Tatar adlı kişidir. Çeşitli suç ilişkilerinde aracılık yapmakla suçlanmaktadır.
-*-*-
Eminim herkesin malumudur, Ersin Tatar, “Yüce Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı”dır.
-*-*-
Bu kişi, aynı zamanda, çok sayıda “seviyesi aşağılarda” gezilere katılmakta, “Yüce Devletimizin Haysiyeti” ile de oynamakta, Yüce Devletimizi bir kez daha küçük düşürmektedir.
-*-*-
Anayasa gereği görevden alınabilmesi koşulları sağlıkçılara ve Yüksek Mahkeme’nin kararına kalmış gibi durmakla birlikte, pek de açık değildir.
-*-*-
Haliyle ilgili makamların, Cevheri Güven’in iddialarını araştırması, ya aklaması ya da paklaması kaçınılmazdır.
-*-*-
Bu durum böyle devam ettiği sürece, hepimizin gönülden sevdiği, uğruna nice şehitler vererek, kan dökerek kurduğumuz bu Yüce Devlet, sürekli aşağılanacaktır. (Hade cauuuuv!)
-*-*-
Gereğinin yapılmasını saygılarımla rica mı ederim, arz mı ederim bilemiyorum ama bu adam askerlik görevini dahi yapmamıştır ve Cevheri Güven’in bu koudaki iddiaları üzerinde hassasiyetle durmanız ayrıca gerekebilecektir diye düşünmekteyim.
İyi hafta sonları diler, şarkılar ve oyun havalarına geçerim..
-*-*-
Tatar’a göre Yüce Devleti aşağılayanlardan biriyim...
Sevgili Ersin bey, “Yüce” dediğin devleti, özel hayatınla, abuk sabuk konuşmalarınla, ayyuka çıkmış dedikodularınla, mafya ilişkilerinle yerin dibine sokan, aşağılayan asıl sensin...
İstifa et be canım!
Bir kınama bir kucaklama!
Turşu yeme töreni, kabak kesme merasimi, sicim bağlama etkinliği derken, Türkiye’de abidik gubidik her etkinliğe katılan; Londra’ya özel alışveriş için gitmişken, bazı kişilerle de görüşürmüş gibi yapıp, masrafı devlete yazdıran Ersin Tatar’ın Adıyaman’daki mahkeme sürecini uzaktan takip ediyor olmasını kınıyorum...
-*-*-
İktidarı, muhalefeti, başbakanı, ana muhalefet lideri, bakanı, avukatı, mimarı, annesi, babası, gazetecisi ile Adıyaman’da yürekli kavga verenleri de kucaklıyorum... İhtiyacımız olan birlik ve beraberlik adına sağ olun, var olun!
Ne karma be!
Tapu vermeyin dendi, verdiler!
Vatandaşlığı gollifa gibi dağıtmayın dediler, dağıttılar!
Şimdi ne olacak?
Bir avukatımız Roma’da tutuklandı...
Sebebinin, “Kuzey Kıbrıs’ta satılan Rum mülkleri” olduğu iddia ediliyor...
-*-*-
Şimdi acaba diyorum; bir grup KKTC yurttaşının terörist!!! olmaları sebebiyle Türkiye’ye sokulmamalarının “karması”, bu mu olacak?
“Hırsızlık mal satanlar veya satışına aracılık edenler yardımcı olanlar” da AB’ye mi giremeyecek?
Neyse!
İzleyelim bakalım nolağak!
Arabanızın fiyatını Euro ile hesaplıyorlar... Sigortanızı ise Türk Lirası’ndan belirliyorlar... Arabanın fiyatı değişmiyor ama sigortanın fiyatı, Euro’nun Türk Lirası karşısında kazandığı değerden dolayı her yıl hızlı bir şekilde artıyor... Alın size bir kazık cinsi! Yüce Meclis ve Yüce Devlet buna bir çare lütfen! Bu arada Türk Lirası’nın dolar, euro ve İngiliz Sterlini karşısındaki sürekli, uyumlu ahenkli düşüşü de sürüyor efendim...