Yeni bir süreç başlamak üzere.  Çözüm arayışları için BM bir kez daha devrede. Sonuçta ne olur hiç kimse kestiremiyor.  Umutlu olanlar da var umutsuz olanlar da. Her şeye karşın “Denemeye devam” diyenler de yok değil.

Tarafların her ikisi de kılı kırk yarıyorlar.  Bırakın önemli konuları, en ufak ayrıntılar üzerinde bile kıyametler koparıldığı oluyor. Aynı şey gene olacaktır. Şaşırmayın...

Neden ?

İşte bu soruda yatıyor işin sırrı.

Temelde en önemli neden,  karşılıklı  ‘güvensizlik’... Türkler Rumlara güvenmiyor, Rumlar da Türklere veya Türkiye’ye...

***

Mesela,  

‘Garantörlük’ konusunda Rumlar “Ohi” diyor.  En büyük ve en önemli nedeni,  özellikle 1974’deki yaşanmışlıklar.  Yani, basit bir deyişle Rumlar,  bir anlaşmazlık anında Türkiye’nin yeniden müdahale edebileceği ve 74’de yaşadıklarının belki daha fazlasını yeniden yaşayabilecekleri endişesinde. Ama bu noktada,  Türkiye’nin 1974’de neden müdahale ettiğini hiç sorgulamıyorlar.... 1963-1974 arasında Kıbrıslı Türklere yaptıklarını sorgulamıyorlar...  Bazıları, tüm olanların ENOSİS hülyalarından vazgeçmedikleri için olduğunu hala anlamış değiller.

Türkler... Türkler’in güvencesi Türkiye.  Üç garantöre rağmen,  63’lerden itibaren başlarına gelenlerden sonra garantörsüz –hele Türkiyesiz-  bir çözüme “Evet” demelerini kim  ve nasıl bekleyebilir ki ?

***

Son yarım asır boyunca olup bitenler nedeniyle her iki taraf da çok şey kaybetmiş durumda.  Her iki taraftan da, canlar da gitti, mallar da...  Canları geri getirecek bir güç yok. Haa...mallar mı ? Onun da – büyük bir bölümünün- bir tek çözümü var bana göre. Parayı ver düdüğü çal... Yani, tazminat.  Kim mi verecek ?  Meseleyi kökten gerçekten çözmek isteyenler...

TL-EURO- DOLAR

TL değer kaybetti her şey darmadağın oldu. Ne  Hükümet bütçesi kaldı ne aile bütçesi. Millet kabuslar görürken, fırsatçılar cepleri için her türlü rezilliği yaptılar ve hala da yapıyorlar. Kazananlar yine onlar.

***

Güneydekileri aptal yerine koymayın.  Biz de olsak aynı şeyi yapardık. Gider çıkarlarımız nerdeyse onu seçerdik. Onlar da bunu yaptılar. Baktılar gördüler ki TL, EURO karşısında da bir kağıt parçası oluverdi. “Fırsat bu fırsat. Ne kurtarırsak kardır” diyerek Kuzey’e akın ettiler.

Akın devam ediyor.  Çok merak ediyorum bu süreçte Güneylilerin, Kuzeyde harcadıkları paranın miktarını. Herhalde bir gün açıklanacak, öğreneceğiz.

Bu durum karşısında, ‘bazıları’ mutlu mu mutlu. Şaşkın ve çaresiz bakışıp duranlar ise,  Kuzey’deki az gelirliler gene. Her zaman olduğu gibi....

***

İtham altında bırakılan,  hapse atılan bir ABD’li Papaz’a dayandırılıyor hep olup bitenler. Son günlerde TL’de meydana gelen yükselişin nedeni de bu Papazın serbest bırakılmasına bağlanıyor.  Ekonomist değilim. İddialı laflar etmek istemem ama,  bu kadar mı basit yani bu iş ?  Aylardır yöneticilerin yaptıkları hatalar, kırdıkları potlar, horozlanmalar bir kenara itilmeli de sadece bir Papaz’a mı bağlanmalı olup bitenler ?

Sizinkini bilmem ama benim aklım alamıyor bunu.

Sokak Ağzı

“Yaşasınnn artık tanınıyoruz.... KKTC tanınmıyor diyenlere şok haber:  Yeni Google haritalarında artık KKTC de var.” (Gülten)

***

“Adam, kaz gelecek yerden tavuğu esirgemedi. Para çalmadı,  altın yumurtlayan tavuk çaldı. Paraya çevirdi.” (Yakup)

***

 “Uzaydan gelen yirmiden fazla radyo sinyali tesbit etmişler. Bu uzaylılar da artık gelseler de meraktan kurtulsak.  Onlarla savaşır mıyız sevişir miyiz ? Gördükten, tanıştıktan sonra karar vereceğiz.” (Ayer Kaplan-Lefkoşa)

***

“Kadın, sahte devletin, sahte havalanından sahte kimlikle çıkmaya çalışırken yakalan bir sahtekar, sahte sahte güldü.  Şimdi sahtekar, sahte mahkemelerde sahte sahte yargılanacak. (Münir Kovan-Lefkoşa)

***

“İdama karşıyım ama bazı olaylar karşısında kendi kendimle de ters düşüyorum doğrusu. Baba’ya bakın...İki yıl boyunca kendi öz kızı ile cinsel ilişkide bulunmuş. Böylesini Saray Önünde ipte sallandırmaz da ne yapardınız ? (Gülin Yeşil)

***

“TC Dışişleri Bakanı ile KC Cumhurbaşkanı görüşünce neden kızdınız anlamadım.  İki devlet yetkilsinin görüşmesi işte. Bu kadar basit... Siz kimsiniz ki ? Hiçbirşey....Hala anlamamakta neden ısrar ediyorsunuz ki !!!” (Nusret)