İskele’de Halk Plajı projesi yargıya taşındı
İskele Çevreyi ve Sahilleri Koruma İnisiyatifi Sözcüsü Avukat Hanife Demir: “Sahilde yapılmakta olan projenin hiçbir yasal zemini yok”
İskele Çevreyi ve Sahilleri Koruma İnisiyatifi gönüllüleri, İskele Halk Plajına proje dışı ve yasal olmayan betonarme yapı inşa edildiği, belediyenin kasıtlı bir ihmalde bulunduğu gerekçesiyle Yüksek İdare Mahkemesi’ne İskele Belediyesi aleyhine dava dosyaladı.
Fehime ALASYA
İskele Çevreyi ve Sahilleri Koruma İnisiyatifi gönüllüleri, İskele Halk Plajına proje dışı ve yasal olmayan betonarme yapı inşa edildiği gerekçesi ile Yüksek İdare Mahkemesi’ne İskele Belediyesi aleyhine dava dosyaladı.
Çevreciler, Long Beach’teki İskele Belediyesi’ne yapılması planlanan Çok Amaçlı Salon (ÇAS) ve büfenin bulunduğu alanın kamusal yarar gütmediğini ve yapımı devam eden inşaatın da hiçbir yasal zemini bulunmadığını, ruhsatsız ilerlediğini ve mevcut durum karşısında belediyenin yasal yönden inşaatı durdurmak ve mühürleme görevini tüm ısrarlara rağmen yerine getirmediği yönünde kasıtlı bir ihmalde bulunduğu gerekçesiyle Yüksek İdare Mahkemesi’ne (YİM) İskele Belediyesi aleyhine dava dosyaladı.
Bunun yanında Cumartesi günü de plaj ve sahil hakları için, “Katliama ortak olma, sessiz kalma” sloganıyla bölgede bir eylem düzenleneceği belirtildi.
Açılan dava ara emri görüşülmek için ertelenirken, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, İskele Halk Plajı’nda ihaleye çıkılanın sadece oradaki çok amaçlı salon olduğunu, sahillerin ihaleyle ilgisi olmadığını savundu.
İskele Çevreyi ve Sahilleri Koruma İnisiyatifi Sözcüsü Avukat Hanife Demir:
“Sahilde yapılmakta olan projenin hiçbir yasal zemini yok”
Yapılmakta olan yapıların bisiklet, yürüyüş yolu gibi rekreasyon alanlarına kesintisiz kullanıma engel olacak biçimde beton yapılarla engel konulduğunu ifade eden gönüllüler Long Beach’teki İskele Belediyesi’ne ait büfe, restoran, yürüyüş yolu gibi rekreasyon alanı, yeşil alan ve sahilin adeta yağmalandığını iddia etti.
İskele Çevreyi ve Sahilleri Koruma İnisiyatifi Sözcüsü Avukat Hanife Demir, bölgede yapılması planlanan söz konusu inşaat alanın kamusal yarar gütmediğini ve yapımı devam eden inşaatın da hiçbir yasal zemini bulunmadığını, ruhsatsız ilerlediğini ve mevcut durum karşısında belediyenin yasal yönden inşaatı durdurmak ve mühürleme görevini tüm ısrarlara rağmen yerine getirmediğini ve bu yönde kasıtlı bir ihmalde bulunduğunu bu nedenle de Yüksek İdare Mahkemesi’ne (YİM) dava dosyaladıklarını ve şu anda sahilde mevcut yapılmakta olan projesiz ruhsatsız ve belediye tarafından göz yumulan yapıların inşaatının belediye tarafından yapılan ihmalin sonlandırılması ve bir an önce durması ve mühürlenmesi için ara emri talep ettiklerini dava açtıklarını anlattı.
İskele Belediye Meclisi’nde oyçokluğuyla alınan kararda söz konusu alanda kamu yararına yap-işlet-devret modeliyle, yine Belediye bünyesinde yalnızca çok amaçlı salon ve çevre düzenlemesi için sözleşme yapıldığını, buna karşın İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu’nun kendi inisiyatifi ile 12 yıllık imzalaması gereken sözleşmeyi 18 yıllığına imzaladığını ifade ederken aynı zamanda belediye meclisinin görev süresini aşan bir sözleşme olması nedeni ile bu tip sözleşmelerin Bakanlar Kurulunun onam kararı ile imzalanmasının şart olduğunu ve sözleşmenin de bakanlar kurulunun onam kararı olmadan imza edildiği ifade etti. Bunun yanında Çok Amaçlı Salon (ÇAS) binasına ek olarak pek çok ek yapı yapıldığını , bu yapıların içerisinde havuzlar bulunduğunu, kamuya ait veya kamunun kullanımına tahsis edilmiş olan bu alanın belediye başkanın bireysel onayı ile özel işletmelerin tasarruf ve kontrolüne terk edildiğini belirtildi.
Tüm uyarılara rağmen ‘adeta yangından mal kaçırır gibi peşkeş çekilmeye çalışılan vizesiz ve ruhsatsız olan bu inşaatın gece-gündüz durmadan’ devam ettirildiğini anlatan Demir, İskele’deki yetkililerin ise bu duruma göz yumduğunu belirtti.
Cumartesi günü yapılacak olan eylem ile özelde Long Beach’teki İskele Belediyesi’ne ait büfe alanındaki betonarme yapılaşmayı, genelde ise İskele’de son yıllarda ortaya çıkan ‘kıyı yağmasını’ protesto etmek için toplanacaklarını anlatan Demir, “Halkın kullanımında olan rekreasyon alanlarının kesintisiz kullanımını engelleyecek ve çevreye/çevresel değerlere zarar verici çeşitli inşaat faaliyetleri yapılmaktadır. Tüm bu betonarme yapılaşmanın önüne geçilmesi için eylem yapıyoruz.” dedi.
“Günün sonunda, Belediye Meclisi’nde konuşulan projenin dışında, çok farklı bir yapı ile karşılaştık”
Projeye başlarken amaçlarının ihale ile hedeflenen Çok Amaçlı Salonun bitirilip, belediye ile anlaşılmış biçimde kullanımı ve tüm çevre düzenlemesi ile sivil halkın kullanımına sunularak yapının tamamlanması yönünde olduğunu anlatan Demir, yaşanan süreçle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“İskele Belediye Başkanı’nın kendi inisiyatifi ile bireysel olarak meclise danışmadan ve onay almadan , sahildeki mevcut yapılaşmayı inşaat firmasıyla kendi aralarında vardıkları uzlaşı sonucu mevcut proje değiştirilmiş ve mevcut betonarme yapılar takriben 3 bin metrekarelik alana yayılmıştır.”
“Başkan yetki aşımı yaptı, belediye meclisinin kararını suiistimal etti”
“Bu binayı yaptırırken amacımız bu binanın kültürel ve sanatsal aktivitelere yönelik, halkın ve gençlerin ücretsiz kullanımına tahsis edilmesi yönündeydi. Belediye Meclisi’nde bu yönde konuşuldu, günün sonunda çok farklı bir yapı ile karşılaştık. Burada korkunç bir yağma var, ihmal var. Kamu tüzel kişiliğindeki mevcut konumunu kullanarak bunları yaptı, belediyeden yetki alamadı. Belediye Meclisi kararının dışında yetki aşımı yaptı, kararı suiistimal etti.
Tüm yazılı ve sözlü ihbarlarımıza rağmen durmadı. İlgili firma, yağmur çamur, gece gündüz beton dökme faaliyetlerine hızlandırılmış olarak devam etti. Bu nedenle dava dosyaladık.”
Sadıkoğlu: “İskele Halk Plajı ihalesi, sadece oradaki salon için”