İslam’da gösteriş merakı: Riya ve Sırat Köprüsü!
Çok ciddi paranız var, Suudi Arabistan’a, Katar’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne kredi verebilecek durumdasınız mesela...
Anlarım, en görkemlisinden, en gösterişli camileri yapın...
Da bizde durum öyle değil...
-*-*-
Türkiye’de de değil...
Ortalık işsiz, yoksul, aç insanlarla dolu...
-*-*-
Çin, sadece geçen sene 100’e yakın uyduyu uzaya fırlattı...
Tarımı, meteorolojiyi, interneti izleyecekler veya ne bileyim her türlü casusluğu yapacaklar...
Yine Çin, 60 futbol sahası büyüklüğünde dev bir çanak inşa etmiş, bu uydularla haberleşiyor falan...
Ve bunun için 160 milyon dolar para harcamış...
-*-*-
Türkiye mi?
Türkiye, 2021’de tüm İstanbul’dan görünsün diye yapılan bir cami için 300 milyon dolar harcadı!
Farka bakar mısınız?
Bilime ayrılan para ve “gösterişe” yani İslam Dini’ne göre “riya” sayılan meseleye dökülen dolarlar...
-*-*-
Fazla yoruma gerek yok...
Asla, insanların ibadetine karışmam, karışamam da zaten.
Ama halkın parasıyla, kamunun geliriyle, sırf gösteriş, korku ve “uyutma” maksatlı bu şatafata girişirseniz, en azından yazarak eleştiririm...
-*-*-
Ülkemizin en önemli ve en değerli özel yatırımlarının başında Yakın Doğu Üniversitesi gelir...
Bu kurum benim için muhteşem bir mucizedir...
Üniversite bir yana, hastanesi, bu ülke için en büyük değerdir...
Ama camisini gördüğüm zaman, “bu şatafata, bu gösterişe, inanç ya da inanç özgürlüğü” olarak bakmamı kimse istemesin!
O cami, gerçek bir “riya”dır!
-*-*-
İşte yanlış olan budur!
Üniversite bu camiyi neden bu büyüklükte ve belki de olması gerekenin çok üzerinde bir masrafla yapmıştır?
Ve acıya bakar mısınız; bu caminin bu şatafatla inşasının tek sebebi, Türkiye’deki mevcut dinci yönetime yağcılıktan başka hiç bir şey olamaz...
Oysa asıl amaçlanan insanların ibadet edeceği bir mekansaydı, daha büyük bir mekan, çok çok daha ucuza inşa edilebilirdi...
O camiye harcanan ve harcanacak para, solar enerjiye, rüzgar enerjisine, spora, gençliğe, eğitime, bilime, sağlığa ne bileyim Günsel marka otomobilin çok daha erken yola koyulmasına harcanabilirdi!
-*-*-
Bir yanda Çin örneği, öte yanda Türkiye örneği varken ve ülkemizde gerçekten çok ciddi anlamda yatırımlara ihtiyaç söz konusuyken bu camiyi yapmak, açıklanabilir değildir.
-*-*-
Değerli müftümüz Ahmet Ünsal hocanın görevine müdahale etmiş gibi olmayayım ama; “... Bir İslam dinî terimi olarak riya, dünyevî çıkarlar elde etmek için dindar gibi görünmek veya ibadetleri yerine getirmektir...”
-*-*-
Ülke, Cumhurbaşkanı dahil, bu cins “insanlarla” zaten dop doludur ki o ayrı bir mesele...
-*-*-
Şunu mutlaka bilmek lazım; İslam hadislerine göre, “... Temelinde ciddî ve samimî bir iman bulunmayan harcamalar, gösteriş veya birilerine duyurma (riyâ ve süm'a) niyetiyle yapılmış hayır ve iyilikler, yatırımlar bir hiç uğruna hebâ edilmiş mesâî ve imkânlardır...”
-*-*-
Ve bir başka hadis-i şerif diyor ki, “Riyâ ve süm'a dini ve dince kutsal olan şeyleri istismar etmek demektir.”
-*-*-
Ülkede insanlar ekmek bulamaz haldedir...
İşsizlik, belirsizlik, geleceksizlik söz konusudur...
Enflasyon, canavar ötesidir...
TL, döviz karşısında erimekte, her şey daha imkansız hale gelmektedir...
Ve siz böyle bir ortamda, görevde kalmak, Türkiye’ye yağ çekmek, taciz edilmemek, kim bilir iflasa sürüklenmemek veya siyasetten kovulmamak için, yani korkudan, “dindar gibi” davranmaktasınız... Riya yapmaktasınız...
-*-*-
Yine Ahmet Ünsal’ın işine karışmış gibi olacağım ama şunu söylemek zorundayım ki; “Bu Dünya’da sizi yine seçebilirler, ondan eminim... Alkışlayanınız bol ama öte yanda, o hesap günü geldiğinde, anlatılanlar doğruysa, Sırat Köprüsü’nden nah geçersiniz!”
Efendi, ma ciddisin, yoksa saran bizi?
“Kurumsal hafıza” çok önemlidir...
Devletin kurumsal hafızası en önemli olandır...
İnsanların yani bireyin hafızası da sağlam olmalıdır...
-*-*-
Şunu söyleyeyim, mesleğim gereği, TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin kurumsal hafızasına önem veririm... Benim için çok önemlidir.
Ve galiba “arızalıdır”...
-*-*-
Neden mi?
Çünkü, gelen giden tüm TC’li yetkililer, büyükelçiler, neredeyse yarım asırdır hep aynı sözleri veriyor...
-*-*-
En çok söz verilen konu narenciye...
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Cumartesi günü katıldığı Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Genel Kurulu’nda “önemli” açıklamalarda bulundu...
Haberlerin tümünde Feyzioğlu’nun açıklamalarından “önemli” olarak söz ediliyor...
-*-*-
Neymiş bu “önemli” açıklamalar?
Kurumsal hafıza eksikliği olmasın!
Çünkü Feyzioğlu’nun narenciye ile alakalı sözlerini, önceki büyükelçilerden en az 50 kez işitmişimdir...
-*-*-
Aynı hikayeler anlatılıyor hep!
Mesela, narenciye Mersin’den geri dönmesin diye laboratuvarımız şey edilecek...
Ticaret Odası el atarsa bu iş çözülür...
Su getirdik, dağıtıyoruz...
Cek ve cak, ceğiz ve cağız dolu cümleler...
-*-*-
Onlarca kez aynı sözler verildi...
Bizimkiler de en az yüzlerce kez aynı sözleri dinledi...
Alkışladı...
Alkışa devam!
Sonuç mu?
Narenciye elde kaldı!
Her zamanki gibi!
-*-*-
Bayrak inmesin, ezan susmasın...
Yes b’annem!
Başka?
Ha bir de tüm suç hep bu Rum – Yunan ikilisinde!
-*-*-
Unutmadan ne dedi Feyzioğlu?
“... Kablo ile elektrik gelecek ve ucuzlayacak...”
-*-*-
Hafıza!
Kurumsal hafıza!
Su geldi, şükür tamam da “ucuzlamadı” Metin kardeş!
Fiyatı ikiye katlandı!
Ayrıca, affınıza sığınarak şeyi sormak isterim; “... Rum gazetelerinden birinde bir makale okumuşsunuz, Rumlar bizim projelere falan çok üzülüyormuş... Kıbrıslı ağzıyla, sorum şöyle: “Efendi, ma ciddisin, yoksa saran bizi?”
-*-*-
Ama sen da haklısın!
Sizin kurumsal hafıza çalışmıyor belli, hep aynı sözler, aynı vaatler...
Ama çok rahatsınız belli çünkü “bizim hafıza” tamamen “silinmiş”, ne derseniz deyin, hep alkışlıyoruz!
Çok yaşa Anavatan, hep arkamızda olduğun için!
Hafta sonu Yeni Zelanda’ya bütün bir kış mevsimi boyunca yağmadığı kadar yağmur yağdı... Her yeri gibi Yeni Zelanda’nın Auckland Havaalanı da kapandı... 4 kişi hayatını yitirdi. Auckland Havaalanı’na gitmek için Dubai’den havalanan bir uçak, tam yarı yoldan geri döndürüldü... 13 saat havada kalan Emirates Hava Yolları’na ait EK448 numaralı uçak, yolcularına havada 13 saatlik tur attırmış oldu... Kalktığı meydana iniş yaptı...