İşletme sahipleri isyanda: ‘Kirada kur sabitlenmeli’
TL kazanıp Sterlin üzerinden kira ödeyen işletme sahipleri isyan etti, “Ya kur sabitlensin, ya kiralar TL olarak alınsın”
Derya ULUBATLI
Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybı durmadı, bu sürecin en önemli mağduru da dükkân kiralarını döviz üzerinden ödeyen işletme sahipleri oldu. Pandemi sonrası ekonomik olarak toparlanmaya çalışan esnaf bu kez de döviz yüzünden sarsıldı, Türk Lirası kazanıp Sterlin üzerinden kira ödemek zorunda kalan işletme sahipleri duruma isyan etti.
Lefkoşa "Dereboyu" olarak bilinen Mehmet Akif Caddesi üzerindeki işletmeler YENİDÜZEN’e konuştu, bölgedeki bazı iş yerlerinin kapandığını, bazılarının ise dövizdeki bu hızlı artıştan dolayı kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Ay sonunu getirme konusunda zorluk yaşadığından yakınan esnaflardan bazıları sorumluluğu hükümete yüklerken, bazısı da bunun tamamen mal sahiplerinden kaynaklandığını iddia etti. “Batışın eşiğindeyiz” diyen işletme sahipleri, sorunun çözümü için kiraların TL cinsinden alınması ya da döviz kurlarının sabitlenmesi önerisinde bulundu.
İşletme sahipleri ne dedi?
Fulden Donangil: “Her ay sonu daha da eksiye gidiyoruz”
Kirasını Sterlin üzerinden ödeyen Eczane işletmecisi Fulden Donangil, döviz yükseldikçe kira ödeyen kişiler olarak sıkıntıya girdiklerini ve her ay sonu bu sıkıntının katlandığını dile getirdi. Yaptıkları satışla ödenen kiranın birbirinden farklı olduğunu ifade eden Donangil, “sürekli bir eksiye gitme söz konusu” dedi. Kiracılar olarak özellikle Dereboyu Caddesi’nde kira ödemekte çok zorlandıklarını da belirten Donangil, pandemi döneminde birkaç ay kendilerine kolaylık sağlandığını ancak TL kazanıp Sterlin üzerinden kira ödemenin her şekilde çok zor olduğunu söyledi.
“Kiralar TL cinsinden olursa en azından giderimiz sabit olur”
Donangil yaşadığı zorlukları şöyle özetledi: “Ben kazandığım parayla ancak kendimi geçindirebildiğim için şu an yanıma bir çalışan alma imkanım yok. Burayı tek başıma idare etmeye çalışıyorum. Ayrıca buradaki ilaç fiyatlarını da biz belirleyemediğimiz için artan kiralarla orantılı zam yapmamız da mümkün olmuyor. Böyle bir durumda sattığımızdan aldığımız para hep aynı kalırken, kira sürekli yükseliyor bu da bizi zorluyor. Eğer kiraları TL’ye alma ya da kuru sabitleme gibi bir şey yapılırsa işletme sahipleri için çok daha kolay olur. Hiç değilse giderimiz sabit olur, çünkü bu şartlarda gelirimiz zaten belli değil, dövizin dengesizliği yüzünden giderimiz de belli olmuyor”.
“Dereboyu Caddesi eskisi gibi değil, gelen azaldı, gelir düştü”
Bu durumun çözümü için hem hükümetin işletmelere destek olması hem de mal sahiplerinin anlayışlı davranması gerektiğini kaydeden Donangil şöyle devam etti: “Artık hiçbir işletme için bu şartlarda ayakta kalmak kolay değil. Özellikle Dereboyu Caddesi görüldüğü üzere artık eski canlılığında değil. Alışveriş ve sosyalleşmenin merkezi çoğunlukla Yenikent tarafına kaymış durumda. Artık buralardaki esnaf yeterince para kazanamıyor, bu şekilde sürekli artan kirayı ödemesi de çok zor oluyor. Bu durum bizler için çok üzücü”.
Hasan Paşa: “Yakında dükkanlarını kiralayacak insan bulamayacaklar”
Dereboyu Caddesi üzerindeki bir Spor mağazasında çalışan Hasan Paşa, patronlarının dükkan kirasını Sterlin üzerinden ödediğini ve dükkan giderleri ile kendi maaşı ödendikten sonra aylık kazancın çoğunun tükendiğini söyledi. Paşa şunları söyledi: “Bana verilen maaş, kira, fatura giderleri düşülünce elde kalan para aylık toplam kazancın çok az bir bölümü oluyor. Bunun en kesin çözümü kiralardan alınan paranın Türk Lirası cinsinden alınması olur diye düşünüyorum. Bu hem için hem de kendileri için daha iyi olur çünkü çok yakında bu dükkanları bu paralara kiralayacak insanlar da bulamayacaklar. Esnafın da gücü ne yazık ki bir yere kadar yetecek. Genel olarak her şeye artış geliyor ve esnaf dükkandan çıktıktan sonra ailesini de geçindirmek zorunda. Ne yazık ki artık elde kalan para hiçbir şeye yetmiyor”.
Ali İhsan Akça: “Türk Lirasını kullanmayı bırakmalıyız”
Bir Fotoğraf Stüdyosu işletmecisi olan Ali İhsan Akça kirasının Sterlin, mesleğinden dolayı kullandığı malzemelerin de Euro ve Dolar üzerinden olduğunu ve bunun esnaf olarak ayakta kalmasını günden güne zorlaştırdığını ifade etti. 12 senedir bu caddede olduğunu ve mevcut şartlarda müşteri kaybetmemek için kendi fiyatlarına da zam yapamadığını belirten Akça, “günün sonunda zarar eden biz oluyoruz” dedi. Esas sorunun Türk Lirasında olduğunu da aktaran Akça şunları söyledi: “En büyük sıkıntı para biriminin bize ait olmaması. Ne para birimimiz ne de kendimize ait bir ekonomimin var. Başka bir ülkenin Cumhurbaşkanı birileriyle kavga ettiği için TL değer kaybediyor ve biz de bundan nasibimizi alıyoruz. Bu politik dalgalanmalar sonucu değişen dolar bizi doğrudan etkiliyor. Özetle, bence bizim bu para birimini bir an önce değişmemiz gerekiyor. Her ay sonu bu sıkıntıyı yaşıyoruz, kazandığımız TL’yi o günün kurundan Sterline çevirip mal sahibimize vermek zorunda kalıyoruz. 12 sene buraya ödediğim kirayla bugün ödediğim kira arasında uçurum bir fark var. Belki de bir gün artık bu kiraları ödeyemeyecek duruma geleceğiz, bilmiyoruz. Mal sahipleri de ellerinden geldiği kadar bize yardımcı olmaya çalışıyor ancak onların da kendi aileleri ve yaşantıları var. Onların geliri de genellikle bu kiralar oluyor.”
Kenan Mercan: “Dövizle kira ödeyenler batışın eşiğinde”
Cadde üzerinde bir çiçekçi işletmecisi olan Kenan Mercan, mal sahibinin kendine kolaylık sağladığını ve kirayı Türk Lirası üzerinden aldığını ancak kirası döviz üzerinden olan işletmecilerin bu şartlarda çok zorlandığını vurguladı. “Keşke tüm mal sahipleri benimki gibi olsa” yorumunu yapan Mercan, genel olarak cadde üzerindeki işletmelerin ekonomik sıkıntı yaşadığını söyledi. Mercan şöyle devam etti: “İnsanlar Türk Lirası kazanıyor ancak döviz üzerinden kira ödüyor. Bu anlaşılabilir bir durum değil. Şu an 2 bin Sterlin kira ödeyen yerler var. Bu işletmeler ne yapacak, nasıl ayakta kalacak? İnsanlar kazandığının çoğunu kiraya vermek ya da bankadan kredi çekerek kira ödemek durumunda kalıyor. Bence bu ‘batışın’ göstergesidir”.
Emin Karaboğa: “Tek sıkıntı kira değil, genel ekonomi politikası”
Genel olarak kiraların Sterlin üzerinden alındığını ifade eden Kasap dükkanı sahibi Emin Karaboğa, bu durumun işletmeci için çok büyük bir sıkıntı olduğunu dile getirdi. Alışverişin Türk Lirası ile yapıldığı bir ülkede kiraların döviz üzerinden alınmasının doğru olmadığını vurgulayan Karaboğa, bu sistemin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Karaboğa şöyle devam etti: “Eğer ayrı bir devlet olduğunuzu iddia ediyorsanız, ekonominizi de ona göre şekillendirmelisiniz. Bir ülkede kendi milli paranızdan ziyade Euro, Sterlin, Dolar gibi para birimleri rağbet görüyorsa, orada ciddi bir sıkıntı var demektir. Bu noktada artık sizin ülke olma iddianız ortadan kalkmış olur. Bu yüzden tek sıkıntı kira değil, genel ekonomi politikasıdır”.
Rauf Tosun: “Esnaf olarak dövizin hızına yetişemiyoruz”
Dükkana ilk girdiği dönemde kirasının 2 bin 800 TL’ye den geldiğini söyleyen berber dükkanı işletmecisi Rauf Tosun, değişen döviz ile birlikte bu paranın her ay 300 ile 500 TL arası artış gösterdiğini ifade etti. Tosun şunları kaydetti: “Ben kendi müşterime yılda sadece iki kez zam yapabiliyorum ve bu zam çoğunlukla 5 TL’yi geçmiyor. Ben sadece bu kadar düşük bir zam yaparak sıradan bir esnaf olarak dövizin artışına nasıl yetişebilirim ki?”
“Geri dönüşü olmayan bir yola girdik, battık”
Artık esnafın tamamen battığını savunan Tosun, herkesin bankadan kredi alarak eksiklerini tamamlamaya çalıştığını ancak bunun da mevcut şartlarda çok mümkün olamadığını dile getirdi. Tosun, “artık geriye dönüşü olmayan bir yola girdik, hiçbir esnaf belini doğrultamayacak” dedi.
Harun Kaya: “Personel ve kira ödenince elimizde bir şey kalmıyor”
Hem döviz üzerinden ödenen kiraların, hem de gıdalara gelen zamların esnafı çıkmaza soktuğundan yakınan restoran işletmecisi Harun Kaya, bu durumun değişmesi gerektiğini savundu. Yeni açılan bir işletme olarak zam yapmaktan çekindiklerini ancak hayat pahalılığıyla başa çıkmanın da günden güne zorlaştığını belirten Kaya şöyle devam etti: “Biz yeni bir işletmeyiz. İki ay önce açıldık ve şu an için çoğunlukla öğrencilere hizmet ediyoruz. Öğrenciler adaya yeni geldi, Kıbrıs’ın fiyatları zaten onlara yüksek geliyor bu yüzden şu an için herhangi bir zam uygulayamıyoruz. Mevcut durumda sadece günü kurtarma derdindeyiz. Personelimizi, kiramızı ve faturaları ödedikten sonra elimizde sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir para kalıyor”.
“Kur sabitlenirse bir rahatlama olabilir”
Sorunun çözümü için döviz kurunun sabitlenmesi önerisinde bulunan Kaya, aksi takdirde esnafın dayanmasının kolay olmayacağını belirtti. Kaya şunları söyledi: “Zaten iki yıldır pandemiden dolayı çile çekiyoruz. Döviz de sürekli yükselince yaptığımız işin değeri kalmıyor, elimize para geçmiyor. Ben dükkanı kiraladığımda Sterlin 11 civarındaydı, şimdi 12’yi geçti ve hızla yükselmeye devam ediyor. Esnaf olarak bir türlü rahatlayamıyoruz. Böyle olunca personele de düzgün para veremiyoruz ve gerekli personeli çalıştıramıyoruz. Ben işletme sahibiyim ama paketçimiz olmadığı için paketleri de ben götürüyorum. Durumumuz iyi değil”.
Raşit Candaş: “Ay sonu kiramızı ödeyecek parayı çıkaramıyoruz”
Dövizin günden güne arttığını ve bunun vatandaş tarafından engellenebilecek bir şey olmadığını ifade eden butik sahibi Raşit Candaş, “bu artışa boyun eğmek zorunda kalıyoruz” dedi. Bunun yansımasının sadece kiralarda değil, kendi aldıkları ürünlerde de yaşandığını dile getiren Candaş, zam döngüsünün birbirini tetiklediğini ve bununla bağlantılı olarak her şeyin çöküşe geçtiğini belirtti. Candaş şunları aktardı: “Bizim aldığımız ürün döviz üzerinden olunca biz de mağazamızda zam yapmak zorunda kalıyoruz. Bu kez alım gücü düşen vatandaş gelip alışveriş yapamıyor, biz de ay sonu kiramızı ödeyecek parayı çıkaramıyoruz. Bu bir döngü şeklinde devam ediyor”.
“Bu duruma çözüm bulacak olan devlettir”
Devletin kur sabitleme konusunda hiçbir adım atmadığına da dikkat çeken Candaş, bu durumun tamamen kiracı ve mal sahipleri arasındaki ikili ilişkilerle bağlantılı olduğunu savundu. Candaş şöyle devam etti: “Devlet bir şekilde kural koysa herkes ona uymak zorunda kalacak ancak devlet anlaşmanın mal sahibi ile kiracı arasında olmasını söylüyor. Böyle olunca da her şey biraz mal sahibinin insafına kalıyor. Bu noktada mal sahibini de anlayışla karşılamak gerekiyor çünkü bu kiralar o kişilerin de geçiminin bir parçası olduğu için bir şekilde o parayı almak zorunda kalıyorlar. Bazı mal sahipleri kolaylık yapmaya çalışıyor ama onlar da bir yere kadar yardımcı olabiliyor. Özetle, bu tarz karmaşalara yol açmamak için bu duruma devletin bir çözüm getirmesi gerektiğine inanıyorum”.