İsmet Akim isyan etti!..
KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim, göreve başladığından bu yana, KIB-TEK’te kayıp araçlardan çürüyen direklere, raporlar doğrultusunda birçok usulsüzlük iddiasında bulunduğunu belirtti, ‘ne basın, ne hükümet, ne de denetim organları’nın ilgilenmed
YENİDÜZEN (Özel)
KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim, Kanal SİM, Öğlen Postası Programı’nın konuğu oldu, Meyil Adakul Elektrikçi’nin sorularını yanıtladı.
Kurumu devraldıkların akaryakıt dahi alamayacak durumda olduğunu ifade eden İsmet Akim, o gün itibarıyla akaryakıt sağlayan firmaya borcun da 74 milyon Dolar olduğunu anımsattı.
Bu koşullarda devralınan kurumun bir buçuk yılda bu firmaya borcunu ödediğini kaydeden Akim, 18 aydan bu yana akaryakıtın da peşin alındığının altını çizdi.
“Kalpazanlık yapmadık, haraç almadık, birinden zorla para da almadık” diyen Akim, gereksiz masraflarla tedarik edilen mali kaynakların, daha ucuz bedellerle elde edilmesini, yani tasarrufu sağladıklarını belirtti.
“Her akaryakıt tedarik ettiklerinde masrafı 1 buçuk milyondu…”
Kurumun borcunun 26 aylık süreçte yarıya indiğini ifade eden Başkan Akim, geçmişte her akaryakıt alımında bir buçuk milyon TL’lik bir masrafın olduğunu, kendilerinin akaryakıtı kredili almak yerine bankalardan borçlanmak yoluyla tedarik ettiklerini ve her seferinde 1 milyonluk tasarruf sağladıklarının altını çizdi.
“Buralarda olursak günün sonunda kesme- bağlama ücretlerini de kaldıracağız ki kalmayız herhalde…”
Akıllı sayaçlarla birlikte kayıp kaçağın da büyük ölçüde giderildiğini ifade eden Akim, bu sayaçlar sayesinde kesme – bağlama ücretlerinin de 90 TL’den 20 TL’ye düşürüldüğünü anımsattı.
Akim, “Buralarda olursak tamamen bu ücreti kaldıracaktık belki de ki kalmayız herhalde ama kalan arkadaşlar kaldırabilecek belki de…” şeklinde konuştu.
“Basında bizi suçlayan, hırsız çıkarmaya çalışan çoğu parti başkanları da bu işin içindedir, onlar da sağlar…”
Süzme sayaçların yurtlarla başladığını anımsatan Başkan İsmet Akim, bugün sistemde çok ciddi anlamda süzme sayaçlar olduğunu ve bunu yasanın 65. Maddesine göre suç olduğunu vurguladı.
10 bin sayacın KIB-TEK’ten yasal olmayan bu yöntemle elektrik alarak sattığını belirten Akim, bunun üzerine gitmeye gayret ettiğini de belirtti, “Rakamları yeni elde ettim ama ömrüm bu kadar, yapacak bir şey yok” dedi.
Süzme sayaçlarla elektrik kurumu ensesinden çok ciddi rant elde edildiğini ifade eden Akim, “Basında bizi suçlayan, hırsız çıkarmaya çalışan çoğu parti başkanları da bu işin içindedir, onlar da sağlar ama bizi de kamu oyu önünde dövmeyi marifet sayarlar. Onlar da öğrencileri soyarlar… Onlar kendilerini bilir” şeklinde konuştu.
“Vatandaşın cebinden, 30 milyon liradan elimizi çektik. Biz çekmedik aslında, siyasete çektirdik”
Yurttaşın yıllardan beri cebinden sanayi, turizm, ticaret, eğitim ve su kuyularına ekstradan 38 milyon TL katkı koyduğuna dikkat çeken Akim, son yaptıkları düzenlemede bu 38 milyon TL’yi, 7 milyon TL’ye düşürdüklerini ifade etti.
Akim’in ifadeleri devamla şöyle:
“Vatandaşın cebinden, 30 milyon liradan elimizi çektik. Biz çekmedik aslında, siyasete çektirdik. Çünkü bu siyaseti iradesidir, belli alanları teşvik ederse devlet bunu kendinin yapması lazım, vatandaşın cebinden çıkardı. Bu farkla elektrik bedelleri indirildi”.
“5 bin adet hatalı sayaç Hacı Atun Dönemi’nde takılmıştı…”
Akıllı sayaçlardan önce takılan Manas marka 5 bin adet sayacın tamamen hatalı olduğunu ifade eden Akim, bu sayaçların ‘Hacı Atun’un döneminde takıldığını ifade etti.
KIB-TEK’in yeniden Sunat Atun’un bakanlığına bağlandığı anımsatılan ve değerlendirmesi istenen Akim, ‘Allah yardımcısı olsun’ dedi yorum yapmak istemedi, “Giderayak kimseyle kavga etmek istemem” şeklinde konuştu.
Elektrik Kurumu’nun ‘ala keyif’ yönetilecek bir kurum olmadığını ifade eden Akim, Elektrik Kurumu’nun, bütçesi bir tek Maliye Bakanlığı’ndan küçük olan devasa bir kurum olduğuna vurgu yaptı.
Elektrik Kurumu’nun çok ciddi de bir mali kaynak olduğunu altını çizen Akim, bu nedenle adının hep özelleştirmelerle anıldığını belirtti, “Çok ayıbınızı örtebilecek kadar da ciddi paralar kazanabileceğiniz bir kaynaktır. Elektrik Kurumu iyi yönetilirse bu güne kadar siyasetin mahvettiği her şeyi geri kazanabilecek gücü ve kaynağı yaratabilir” dedi.
“Araçlar kayıp dedim, kimse ne araştırdı, ne yazdı”
Göreve ilk geldiğinde bazı araçların kayıp olduğuna ilişkin tespitleri sorulan Akim, “Aslında yaramı deştiniz, ben bu konulara hiç girmek istemezdim ama madem sordunuz anlatayım” dedi.
Akim’in ifadeleri devamla şöyle:
“2 sene boyunca 42 mi 45 mi araç kayıp diye açıklama yaptım. Bizim dış murakıbımızın tespitlerini söyledim. 15-16 milyon liralık proje tatbik edildiğini, bu projelerin kimlere tatbik edildiğini, adının ne olduğunu, sebebi belli olmadan bu paraların kurumdan çıktığını gene bu raporlar yazar. Burada söylediğimde bunların araştırmaya muhtaç olduğunu söyledim.”
‘Yolsuzluk var dedim, Ne Hükümet duydu, ne milletvekilleri, ne vatandaş, ne de denetim organları…’
“Rusya’dan direk alındığını, bu direklerin mantar gibi çürüdüklerini, kökünden koparak düştüklerini söyledim ve bu raporlara göre yolsuzluk iddiasında bulundum. Hiç kimse beni duymadı… Ne Hükümet duydu, ne siyaset duydu, ne milletvekilleri, ne vatandaş, ne de denetim organları duydu. Ama bir gün bütçe görüşmeleri yapılırken, 2014 yılında, o zaman Sayın Önder Sennaroğlu ile benim aram biraz limoniydi, Önder Sennaroğlu ile Sayın Ersin Tatar, dediler ki Sayıştay Başkanlığı’na vekalet eden zata, ‘Git da İsmet Akim usulsüz kredi kullanır, denetle’. O da yemedi içmedi, topladı pılını pırtını geldi çöreklendi elektrik kurumuna.”
“Ben Sayıştay’ı kovmadım, dövmem lazımdı Sayıştay’ı, utanırım söyleyeyim bunları. Sayıştay siyasete alet oldu, siyasallaştı…”
“Söylemeye utanırım, 40 senemi verdim Sayıştay’a… Sayıştay Başkanlığı da yaptım, Sayıştaylığın görevleri yasanın 3. Maddesinde, görevleri 4. Maddesinde yazar, sorumlulukları da 41 maddedir. Siz hiç önünüze ardınıza bakmayacaksınız, siyasetin bir acentası gibi geleceksiniz, tarafsız, bağımsız bir kuruluş olan Sayıştay’ı, Ersin Tatar’la, Önder Sennaroğlu’nun talimatları ile denetime sokacaksınız, geleceksiniz eski Sayıştay Başkanlığı yapmış bir adamı sorgulayacaksınız yetki alanınız içinde olmayan bir işten dolayı… Ama yetki alanınızı da yapmayacaksınız, görevinizle ilgilenmeyeceksiniz. Ben bunları söyledim diye bütün vatandaşın gözü bana döndü. İki sene var vatandaş ve basın beni çekiştirir, üzülürüm. Ben Sayıştay’ı kovmadım, dövmem lazımdı Sayıştay’ı, utanırım söyleyeyim bunları. Sayıştay siyasete alet oldu, siyasallaştı, ne basın ne demokrasiyi savunanlar oraya bakar ama İsmet Akim Sayıştay’ı kovdu diye iki senedir kamuoyundan dayak yer. Her alanda bu zafiyetimiz var bizim.
Benim ortaya koyduğum usulsüzlükler hakkında kimse araştırma yapmadı. Kimse de bunu yazmaz, çünkü basın parselleşmiştir. Basının her biri bir iş çevresinin acentesidir, onu için yazmazlar. Tabi istisnalar da vardır. Herkes kendini biliyor.