Önce Ali Bizden’i sokmadılar Türkiye’ye...

Birkaç gün sonra Ahmet Cavit An’ı...

Her ikisine de G-82 kodlu bir ‘ülkeye giriş yasağı’ndan söz ettiler.

Gerekçesini ne kendileri biliyor, ne kamuoyu...

Türkiye Cumhuriyeti belli ki kimi Kıbrıslı Türklere ‘seyahat ambargosu’ uygulamaya başladı.

En temel özgürlüklerden biri olan ‘seyahat özgürlüğü’nün gerekçe belirtilmeden kısıtlanması bu kadar kolay olabilir mi?

Bazı çevreler “Normaldir, bu tür uygulamaları her ülke yapar” demeye getiriyor.

Mesela UBP Genel Sekreteri de öyle söyledi.

Oğuzhan Hasipoğlu meseleyi ‘genellemeye’ ve ‘normal gibi göstermeye’ çalıştı.

Bir hukukçu ve de milletin vekili olarak son derece talihsiz, kabul edilemez sözler sarf etti.

“Türkiye’nin koyduğu giriş yasakları UBP olarak bizim sorunumuz değildir” dedi mesela...

‘Ali Bizden ile Ahmet An’ın gailesi bizi tutmadı’ demeye getirdi.

Herhangi bir girişim yapmadıklarını söylemekten de geri durmadı.

KKTC yurttaşlarının karşı karşıya bulunduğu bu ciddi sorunu görmezden, anlamazdan geldi.

Sanki KKTC yurttaşları bakımından Türkiye’nin seyahat özgürlüğü bakımından kritik, hatta yegane seçenek olduğunu gözlerden kaçırmaya çalıştı.

UBP Genel Sekreteri Kıbrıslı Türklerin büyük bir kısmının Türkiye’de ailevi, ticari, akademik ve sair ilişkileri olduğunu ve bu tür yasaklarla insani anlamda bile bir yığın mağduriyet doğacağını bilmezmiş gibi davrandı.

Ve kuşkusuz Türkiye hükümet yetkililerinin bu uygulaması ile iki ülke ve halklar arasında oluşabilecek sorunları da umursamadıkları mesajı verdi.

Yazık...

Gerçekten çok yazık!..

***

Hükümetin büyük ortağı UBP’nin takındığı bu tavır es geçilemez.

Cumhurbaşkanlığı makamından Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’na kadar birçok merci UBP’lilerin elindedir.

Bu noktada akla çeşitli ‘acabalar’ geliyor.

Mesela şu soruların yanıtlanması son derece önemlidir:

• Bazı KKTC yurttaşlarına ‘TC’ye giriş yasağı konulacağı bilgisi önceden KKTC hükümeti ile paylaşılmış mıydı?
• Hükümetteki üç partinin bundan haberi var mıydı?
• Başbakan Saner kamuoyunun merak ettiği ‘yasak listesi’ne erişmiş midir?
• G-82 koduyla anılan ‘giriş yasağı’ konusunda TC ve KKTC İçişleri Bakanlıkları arasında bir temas yapılmış mıdır?
• TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin bu çalışmalarda KKTC devlet ve hükümet yetkilileri ile bir yazışması olmuş mudur?
• Mesela Ahmet Cavit An ve Ali Bizden’e ‘giriş yasağı’ konulması hususunda hangi makamın nasıl bir görüşü olmuştur?
• Bizden ve An’ın her ikisine de yasağın başlangıç tarihi olarak Eylül 2020’nin gösterilmesi bir rastlantı mıdır?

Ve de şunlar:

• Kıbrıslı Türkleri TC makamlarına ispiyonlayan, haklarında raporlar tutanlar kimlerdir?
• Yani jurnalci(ler) ve ispiyoncu’(lar) kim(ler)dir?

Onlar kendilerini biliyordur mutlaka...

Belki UBP liderliği de biliyordur.

Her ne kadar ‘onların sorunu olmasa’ da!..