İSTANBUL KİTAP FUARI
Kitaplar arasında dolaşmanın keyfi bir başka…
TUYAP’ın devasa salonlarında, milyonlarca kitap arasında dolaşmak; kağıt ve mürekkep kokusuyla sarhoş olmak!..
Bu duyguyla iki gün yaşamanın sınırsız keyfi…
Yaşamayana anlatmak zor elbette; ama ben yine de izlenimlerimi paylaşmak istiyorum…
TÜYAP Tüm FuarcılıkYapım A.Ş.’nin organizatörlüğünde (Türkiye Yayıncılar Birliği’nin işbirliği ile) 8-16 Kasım 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen 33. İstanbul Kitap Fuar’ına, Türkiye ve yurt dışından 850 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldı bu yıl.
Söyleşi,panel, imza günleri, çocuk etkinlikleri ve dinletilerle birlikte 270 etkinlik gerçekleştirilecek. Türk Sinemasının yüzüncü yılı olması nedeniyle “Sinemamızın100 Yılı” temasıyla kapılarını açan Fuarın bu yılki onur yazarı Atilla Dorsay;. onur konuğu ülke de Macaristan’dı…
Geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim panel ve imza günleri için İstanbul’un batı ucuna koştum iki gün…
YASAKLAR kitabının yayınlandığı NEZİHER yayınları, Kıbrıs Kitapları standının da bulunduğu 2. Salonda olduğundan sık sık önünden geçtiğim standın adının “KKTC Yayınları standı” olarak değiştirildiğini görmek doğrusu beni üzdü… Oysa biz oranın, “Devlet Yayınevi” olmadığını; Tüm Kıbrıslı yazarların eserlerini kapsadığı için “Kıbrıs Kitapları Standı” olması için ısrar etmiş ve sonuçta bu önerimizi kabul ettirmiştik… Kim, ne zaman, hangi gerekçeyle bu ismi değiştirmiş bilemiyorum ama, bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerekiyor…
İstanbul’un batı ucundaki Beylikdüzü’ne ulaşım, “Metrobüs” düzenlenmesiyle her ne kadar kolaylaşmışsa da, yine oldukça uzun ve zahmetli sürüyor… Geçmiş yıllarda bu zorluk çok daha fazla olmasına karşın, fuara katılım hiç bu kadar az olmamıştı…
Taksim’deki The Marmara otelde, (40 kadar yayıneviyle) başlayıp; Tepebaşı’nda (TRT binası) gelişen fuar alanı Beylikdüzü’nde devasa boyutlara ulaşmış olmasına karşın; sıcaklığını ve izleyicisini sürekli yitiriyor gibi…
Bu, “Fuar”ın gerçek işlevine doğru gidişi zorlaması bakımından olumlu olsa da; okur ve yazarın sıcak buluşmalarını zedelediği için olumsuz yanlar taşıyor…
Hangi yayınevine/kitaba/yazara ulaşmak istediğinizi biliyorsanız işiniz daha kolay!.. Katologdan yayınevlerinin konumlarını; programdan panel ve imza günlerinin gün ve saatlerini işaretleyip işe girişebilirsiniz…
Fuarda bulunduğum iki gün boyunca ben de öyle yaptım; ama iki gün tüm hedeflerinize ulaşmak için yeterli değil… Çoğu şair arkadaşımla (farklı günlerde etkinliği olduğu için) buluşmak mümkün olmadı…
İki günde de, imza ve panel etkinliğim olduğu için katılamak istediğim kimi panellere dahi katılamadım…
Konuk ülke Macaristan’ın bulunduğu salonu, hızla turlamakla yetindim…
Tüm bu “yetersizliğin” ana nedeni hiç kuşkusuz ki, fuar alanının şehirden aşırı uzak olması…
Buna bir de, aşırı yoğun İstanbul trafiğini eklediğinizde “zorluk” düzeyi netleşiyor…
Bu zorluğun izlerini (daha üçüncü günden) “Neziher Yayınları” sahibi ve emekçileri Mine, Mehmet ve Perihan ile yayınevi yönetmeni şair Gültekin Emre’nin gözlerinden okuyabiliyordum…
Tatlı ama, uzun ve yıpratıcı bir yorgunluk…
İmza etkinliklerinde, bu yorgunluk kısmen azalıyor; sohbetler ve yeni tanışmalara fırsat veriyordu….
Yasaklar kitabında komşuluk yaptığımız Sennur Sezer, Nurhayat Bezgin, Adil İzci ile; genç öykücü Hakan Balcı ve Berlin’de yaşayan Nur Özalp; Erendiz Atasü, Ayla Kutlu, Özge Kocatürk, Türkan Yeşilyurt, Emel Kaya, Adnan Özyalçıner ve ziyaretimize gelen pek çok dostla keyifli sohbetler yapma imkanı bulduk…
Kıbrıs’ta bir dönem yaşayan Halil Gökhan’ın “dijital” yayınevi; “Yasak Meyve”; Şiirden”, “Yitik Ülke”; “Kanguru”; “Metis” yayınevlerinde; Türkiye Yazarlar Sendikası standında dostlarla ayaküstü sohbetlerin ardından “Yasaklar Paneli”yle sonlandırdık bu yılki Fuar turumuzu…
Yasaklar Panelinde Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, karikatürist Turgut Çeviker; Gültekin Emre, Nurhayat Bezgin ve Adil İzci ile (yoğun ilgi gösteren okurlarımızla) YASAKLAR’ı konuştuk…