Murat OBENLER/İSTANBUL

Kıbrıslı Türk sinemacı Derviş Zaim’in  senaryosunu yazıp yönettiği “Tavuri” belgeseli Türkiye galasını 42.İstanbul Film Festivali’nde yaptı.

Hayatının yarısından fazlasını hapishanede geçiren ve halk arasında “Tavuri”(Şeytan) lakabıyla çağrılan Mustafa Serttaş’ın hayat hikayesi üzerinden suç, suça bağımlılık,toplum ve özgürlük temalarını sorgulayan film Türkiye galasını 9 Nisan Pazar gecesi Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Yönetmen Derviş Zaim’in de katılıyıyla gerçekleşen galaya sinema dünyasının önemli isimleri ve sanatseverler yoğun ilgi gösterirken 93 dakikalık gösterim sonrasında da yönetmen Zaim, seyircilerden gelen soruları yanıtladı.

Görüntü yönetmenliğini Fuat Sözen,kurgusunu Feyza Kayıkçı ve Sait Ali Demir, özgün müziğin Marios Takoushis’in yaptığı Marathon Film yapımcılığındaki belgeselde Mustafa Serttaş, Aral Moral, Şirin Gazi, Derviş Çebiç, Metin Bilmen, Sevil Hançerli, Ruhsar Zaimağaoğlu, Derviş Zaimağaoğlu, Mustafa Kalfa, Yasin Coşkun ve Zeynep Coşkun yer alıyor.

Zaim: “ Merhamet üzerine bu film boyunca çok düşündüm”

Yönetmen Derviş Zaim gösterim sonrasında çocukluğundan beri tanıdığı ve eğitim alamamasından dolayı yoksul ve parçalanmış bir ailede yetişerek çocuk yaşta hırsızlığa başlamış ve sonrasında Kıbrıs’ın en büyük dolandırıcısına dönüşen Tavuri’nin hayatının son 5 yılını filme aldıklarını  kaydederek çekimler sırasında birçok farklı patikalara daldıklarını ve  inanılmaz bir malzame çıktığını belirtti.

Zaim: “ Merhamet üzerine bu film boyunca çok düşündüm”

Yönetmen Derviş Zaim gösterim sonrasında çocukluğundan beri tanıdığı ve eğitim alamamasından dolayı yoksul ve parçalanmış bir ailede yetişerek çocuk yaşta hırsızlığa başlamış ve sonrasında Kıbrıs’ın en büyük dolandırıcısına dönüşen Tavuri’nin hayatının son 5 yılını filme aldıklarını  kaydederek çekimler sırasında birçok farklı patikalara daldıklarını ve  inanılmaz bir malzame çıktığını belirtti.

Bir kara film olan Tavuri’nin sosyolojik,toplumsal, sosyo-kültürel açıdan birçok okumaya açık olduğunu ve kendisinin yargılamadan hayatının hapishane zamanları da dahil olmak üzere farklı bölümlerini küçük bir ekiple (Evren Maner ve Fuat Sözen) çektiklerini vurgulayan Zaim, çekimler sırasında merhamet üzerine de çokça düşünme fırsatı bularak bu kavram üzerine daha fazla sinema üretimi yapmayı düşündüğünü de vurguladı.

Hırsızlıkla başlayıp dolandırıcılıkla devam eden kötülüklerle kendini özdeşleştirmiş bir kişi olan Tavuri’nin hayatını filme çekmenin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Zaim, filmin her şeyiyle Haziran 2022’de bittiğini kaydetti.

Filmde emeği geçen başta film ekibi başta olmak üzere maddi,manevi destek veren herkese teşekkür eden Zaim filmi izleyenlerden “Ülkenin en büyük dolandırıcısı olmasına rağmen ona yönelik bir merhamet geliştirmek mümkün müdür?” üzerine düşünmelerini istedi.