İşte halimiz
Geçtiğimiz gün okul sporlarından arkadaşlarımız arayarak voleybol müsabakalarına katılacak okulları toplantıya çağırdı. Konu voleybol maçlarında yapılacak değişiklik. Merak ettik gittik. Konuşma başlıyor. “Türkiye orada yapılacak finalleri öne aldı,
Geçtiğimiz gün okul sporlarından arkadaşlarımız arayarak voleybol müsabakalarına katılacak okulları toplantıya çağırdı. Konu voleybol maçlarında yapılacak değişiklik. Merak ettik gittik. Konuşma başlıyor. “Türkiye orada yapılacak finalleri öne aldı, bundan dolayı da maç tarihleri öne alınacak” dendi.
Konu açılır açılmaz hararetli bir tartışma başladı. Bazı okullar “müsabakaları kendi içimizde yapalım” fikrini ortaya attı.
Tavır net. Biz bu maçları erkene alacağız. İsteyen katılır, isteyen çekilir.
Olacak iş değil. Bir yılın emeği oldubittiye getirilerek bir haftaya sıkıştırılacak. Vay be emek bu kadar ucuz mu yani? Yazda plaj voleybolu ile başlayan hazırlıklar. 40 derece sıcakta akıtılan ter. Okul açılana kadar en az haftada dört gün çalışma. Herkes plajda güneşlenip tatil yaparken salonda toz yutma. Kimin umurunda. İster katıl ister katılma! Bu mu yani? Bu şekildemi okullardan ülke sporuna adam yetişecek.
Gelelim diğer konuya. Herhalde böyle bir uygulama dünyanın başka hiç bir yerinde yoktur. Öğretmen ve öğrencilerin tatili yok sayılarak eleme maçları 2 Subat 2013’te başlayacak. 18-19 Şubat 2013 tarihlerinde yapılacak final karşılaşmaları ile son bulacak. Bu durum karşısında iki tane okul şubat tatilinde öğrenci ve öğretmenlerinin daha önceden tatil planlaması olduğunu belirterek müsabakalardan çekildi.
Otuzyedi liseden finallere sadece sekiz okul katıldı. İki taneside bu şekilde çekilince altı okullu bir voleybol fikstürü ortaya çıktı. Bugüne kadar çocuklara plan ve programdan bahsettik. Ancak yaşananlardan onların da morali bozuldu.
İşte bizim halimiz bu. Doğru hedefleri olmayan, hangi amaca hizmet ettiğini bilmeyen. Çalışmak isteyeni yok sayan. (Çekilen iki okul örneğinde olduğu gibi)
Voleybol ve başta atletizm olmak üzere bu iki branş benim için öğretmenlik hayatım boyunca her zaman ön planda oldu. Atletizme olan tutkum ve çalışma isteğim hala devam etmekte ama ne ilginçtir ki çalışacak bir saham yok. Bu yüzden çok sevdiğim bu branşı sahada çalışmadan okul bahçesinde idare etmeye çalışıyorum. Eksik branş olsada her yıl düzenli olarak atletizm yarışmalarına okul olarak katılıyorum.
LAÜ Kapalı Spor Salonu açıldıktan sonra voleybol faaliyetleri bir daha heyecanlı ve tempolu geçiyor Lefke’de. 40 öğrenci ile geldiğimiz nokta ortada.
Okulda spor faaliyetlerini yürütürken her zaman esas hedefim iyi bir sporcu aynı zamanda iyi bir insan yetiştirmek oldu.
Bana göre okul sporlarının temel hedefi de bu olmalı.
Amaç Türkiye’ye takım göndermek olmamalı.
Geçtiğimiz yıl voleybol finalleri Lefke’de yapılacaktı. Günlerce hazırlıklar yapıldı. Oteller ayarlandı. Lokantalarla konuşuldu anlaşmalar yapıldı. Ulaşım için minibüsler tutuldu. Son hafta birileri istedi diye bu organizasyondan vazgeçildi. Bu yıl ise bu tatsız olay yaşandı. Çalışmakta ısrar etmek hata mı? Öğleden sonrayı daha farklı değerlendirmek mi gerek? Düşünüp karar verme zamanı.