“Turkovac’ı KKTC de kabul etmiyor” diye bir haber yansıdı, Türkiye basınına!

Tam da şu yazıldı:

“Covid-19'a karşı üretilen Milli Aşı Turkovac'ı yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) de kabul etmediği ortaya çıktı. KKTC'ye giriş için kabul edilen 11 aşı içinde Turkovac bulunmuyor.”

***

Bir de önemli mesaj verildi.

“KKTC Sağlık Bakanlığı kaynakları Turkovac ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) onay veya acil onay alınmadığı, Türkiye'de Acil Kullanım Onayı almasına karşın bilimsel verilerin uluslararası bilim çevreleriyle paylaşılmadığı için listede olmadığını belirtti.”

***

Duyan da “KKTC”de irade sahibi bir yönetim var sanacak!
Kendi kararlarını alabilen bir yönetim (!)

Nitekim günün ilerleyen saatlerinde Sağlık Bakanlığı beklenen açıklamayı yaptı:

“KKTC Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesinin Turkovac aşısıyla ilgili ülkemizde kabul edilmeyeceğine dair bir kararı yoktur.
Geçerli aşılar listesine eklenecektir.”

İsterse eklemesin (!)
Şu olurdu, ertesi gün Başbakan elinde bir liste Cumhurbaşkanı’nın kapısını çalardı.
O sıralarda Sağlık Bakanı görevinden istifa ettiğini duyurur, İçişleri Bakanı Sağlık Bakanlığı’na aktarılır, İçişleri’ne bir kurt aranırdı.

***

Şimdi şunu merak edeceksiniz!
Turkovac’la ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nden onay alındı mı?
Ya da…
Bilimsel veriler uluslararası bilim çevreleriyle paylaşıldı mı?

Hiçbir önemi yok (!)
Buradaki “idare” için onay değil talimat önemlidir ve söylenenin dışına çıkma şansları yoktur.
Çünkü orada var olma sebepleri mutlak itaattir.
Öyle olmasa seçilmez ya da hükümet kuramazlardı zaten…

***

Ne ilk kobaylığıdır bu Kıbrıslı Türklerin ne de son olacak, böyle giderse…
“Dünya Sağlık Örgütü”nü bilmem de eğer varsa “Dünya Kukla Örgütü”nden onaylıdır bizim idare (!)