1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “İstihdamı yapılmazsa, hizmetler yürütülemez”
“İstihdamı yapılmazsa, hizmetler yürütülemez”

“İstihdamı yapılmazsa, hizmetler yürütülemez”

Tıp-İş Başkanı Ahmet Varış, Acil Durum Hastanesi’nin yapılmış olmasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak bir hastanenin hizmet verebilmesi için binanın ve teçhizatın yeterli olmadığını vurguladı.

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş) Başkanı Ahmet Varış, Acil Durum Hastanesi’nin yapılmış olmasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak bir hastanenin hizmet verebilmesi için binanın ve teçhizatın yeterli olmadığını vurguladı.

Dr. Ahmet Varış, “Dört duvar hasta bakmaz. Onkoloji Hastanesi’nde de benzer şeyler yaşadık. Onkoloji Hastanesi’nin inşaatı tamamlandıktan yaklaşık iki yıl sonra hastane hizmete girdi. Bu hastanenin bir katı olan Hematoloji Servisi ondan da iki yıl sonra hizmete girebildi. Neden? Sağlık çalışanı eksikliğinden dolayı. Önceki dönemde başka hastaların yataklarının COVID-19 hastalarına ayrıldığını söylemiştik. Şimdi de Pandemi Hastanesi’nde çalışacak kişilerle ilgili, diğer sağlık hizmetlerinin kesintiye uğratılmamasını sağlayacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekir” diye konuştu. 

Dr. Varış, mevcut mevzuatın, yeterli sayıda olmasa da, kadrolu yeni sağlık çalışanı almaya uygun olduğunu söyleyerek, 4 yıldır kadrolu olarak hekim istihdamı yapılmadığına dikkat çekti.

Dr. Ahmet Varış, pandemi döneminde yoğun bakım kapasitesinin artırıldığını ancak tecrübeli, yetişmiş yoğun bakım hemşiresi ve anestezi hekimi eksikliği olduğunu da ifade etti.

 

“Hayatımızın her alanında bununla yaşamaya alışmamız gerekir”

Soru: Mart ayından bu yana sıkıntılarla ilgili defalarca açıklama yaptınız. Bu süreç nasıl geçti?
 

Dr. Varış: Ülkemizde ilk COVID-19 vakası 10 Mart 2020’de görüldü. Ardından kamuoyunun baskısı, başta sağlık örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütlerinin uyarılarıyla hükümet bir takım radikal kararlar alıp çok hızlı bir şekilde kapanma sürecine gitti. Bu durum ve halkımızın duyarlılığı toplum içerisinde bulaş oranını belirgin şekilde sınırlandırdı. O dönemlerde tempo çok yüksekti, haliyle hem sağlık çalışanları hem de toplum içinde gerginlik çok yüksekti. Birinci dalgayı böyle atlattık.

1 Temmuz sonrasında bir açılım süreci başladı. Olması gereken, kontrollü şekilde açılma olmadığı için günde 40lı, 30lu vakalar gördük. Bize ulaşan pek çok kişi tanı konduğu halde evde olduğunu, alınmadığını söyledi. Kaotik bir dönem yaşadık. Daha sonra, Eylül ayı itibarıyla tedbirler artırıldı ve böylece vaka sayıları sınırlandı. Aslında şu ana kadar olan süreci çok da kötü atlatmadık. Tanı konmuş toplam 5 can kaybı oldu, tabi ki keşke hiç olmasaydı.

COVID-19, dünyada olduğu gibi bizde de sağlık dışında hem ekonomik, hem sosyal sıkıntıları da beraberinde getirdi. Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin durumunu da görüyoruz. Neticede bunun kesin bir tedavisi veya etkin bir aşısı bulunmadığı takdirde bu pandemi sürecek. Bunu bilip, hayatımızın her alanında bununla yaşamaya alışmamız gerekir.
 

“Nöroloji Servisi’nin gerçek sahiplerine verilmesini umuyoruz”


Soru: Bu sürede yatak kapasitesi ve çalışanların durumu açısından iyileşme oldu mu?
Dr. Varış:
COVID-19’un ilk günlerinde Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi pandemi hastanesine çevrildi, ardından hükümet bu yanlış kararından vazgeçti ve hastane tekrar COVID-19 dışı hastalara açıldı, sadece Nöroloji Servisi verilmedi. Sağlık Bakanı Sayın Pilli yılbaşından önce bu servisin de geri verileceğini söylüyor. Böyle olmasını umuyoruz. Pandemi Hastanesi kullanıma girerse, Nöroloji Servisi ve yoğun bakımı da gerçek sahibi olan nöroloji hastalarına, hekimlerine ve sağlık personeline verilir.

 

“Diğer sağlık hizmetlerinin kesintiye uğratılmamasını sağlamak gerekir”

Bir pandemi hastanesi yapılmış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz, umarız bizim ve toplumun bazı kesimlerinin hastanenin yeriyle ilgili kaygıları da gerçek olmaz. Bina yapıldı, teçhizat sağlanıyor. Ama hep söylediğimiz gibi dört duvar hasta bakmaz. Onkoloji Hastanesi’nde de benzer şeyler yaşadık. Onkoloji Hastanesi’nin inşaatı tamamlandıktan yaklaşık iki yıl sonra hastane hizmete girdi. Bu hastanenin bir katı olan Hematoloji Servisi ondan da iki yıl sonra hizmete girebildi. Neden? Sağlık çalışanı eksikliğinden dolayı. Önceki dönemde başka hastaların yataklarının COVID-19 hastalarına ayrıldığını söylemiştik. Şimdi de Pandemi Hastanesi’nde çalışacak kişilerle ilgili, diğer sağlık hizmetlerinin kesintiye uğratılmamasını sağlayacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekir.

Kamuda hekim istihdamının yolu bellidir. Yasal mevzuatlarda olmayan bir branşa bir hekim alınacaksa öncelikle teşkilat yasalarının güncellenmesi gerekir. Yasal mevzuat güncellendikten sonra kadro açılır ve hekim kadrolu olarak istihdam edilir. Ya da sözleşmeli olarak, çok uzun süre olmamak kaydıyla, hekim istihdam edilir, bu acil ihtiyaçlar içindir. Ardından Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapacağı sınavla kadrolu istihdam yapılır. Ancak maalesef son 4 yıldır kadrolu hekim istihdamı yapılmamıştır. Aslında mevcut mevzuatımız, yeterli sayıda olmasa da, yeni kadrolu sağlık çalışanı almaya uygundur.

Teşkilat yasalarıyla ilgili yıllardır bir takım çalışmalarımız var ancak siyasi istikrarsız ortamdan dolayı bunlar bir türlü güncellenememiştir. Daha önce de belirttiğim gibi, hükümetlerin sürekli değişmesi, siyasi istikrarsızlık nedeniyle yasalarda en ufak bir değişiklik yapmak bile aylar, bazen yıllar almaktadır. Bu da mağduriyetler yaratmaktadır. Örneğin çocuk prikiyatrisi bölümü eski teşkilat yasalarında yoktu. Oradaki en kıdemli arkadaşlarımız 12 yıldır, mevcut yasal mevzuatta bulunmayan bir şekilde yani görev, yetki ve sorumlulukları belli olmayan bir şekilde sözleşmeli olarak çalışıyor. Bu hekimler kadrolu çalışıyor olsaydı, şimdi şefliğe başvurabilecekti. Bu tür sıkıntılar nedeniyle kamudan ayrılan hekimler oldu.

Dünyada genel anlamda, hekimler pandemiyle birlikte kamudan ayrılma yoluna gidiyor. Zaten iş güvencesiz çalıştırılan sözleşmeli hekimler, gelir anlamında da cazip olmadığı için kamuda ayrılmayı tercih ediyor. Kamuda çalışan sözleşmeli bir hekimin, sağlık sebebiyle 15 günden sonraki dönemdeki raporu geçersizdir. Biz eşit işe, eşit ücret, eşit hak olması gerektiğini savunuyoruz. 

Şunu da vurgulamak isterim, denetim çok önemlidir ve her meslek grubunda sıkıntılı kişiler vardır ama devletsen gereken denetimi yapacaksın. Biz gerek kamuda, gerekse özelde çalışan hekimler arasında uygun şartlarda olmayanların arkasında durmayız. Hatta şunu söyleyim, belli zamanlarda bizim şikayetlerimiz olmuştur ancak siyasi erk hiçbir sonuca varmadı.

 

“Siyasi idareler iş güvencesiz çalıştırmayı alışkanlık haline getirmiş”

Soru: Mevzuat imkan veriyorsa, neden 4 senedir hekim istihdamı yapılmadı?

Dr. Varış: Bunun zemininde yatan iş güvencesiz çalıştırmaktır. Hemşirelerimiz de mevsimlik işçi statüsünde çalıştırılmaktadır. Bire bir kendi meslek grubumuz olmamakla birlikte, en yakın çalışma arkadaşlarımızın da gereken yasal mevzuat düzenlemelerine hep elimizden gelen desteği verdik ve vermeye devam ederiz. Ama genel olarak siyasi idareler iş güvencesiz çalıştırmayı alışkanlık haline getirmiştir. Ayrıca sözleşmeli personel keyfi şekilde görevlendirilebilir.

 

“Konu, sağlık ve eğitimin devlet politikası haline gelmemiş olması”

Soru: Sağlık Bakanı Pilli gazetemize verdiği röportajda Acil Durum Hastanesi’ni ayrı bir hastane olarak çalıştırmak istediklerini ama mevzuatın buna imkan vermediğini, dolayısıyla ilk etapta Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne bağlı çalışacağını söyledi. İlk etapta mevcut personelin buraya kaydırılacağı, sonra başka personel alınacağı da ifade edildi... Siz Acil Durum Hastanesi’ne yeni personel alınması konusunda Sağlık Bakanlığı’yla görüştünüz mü?

Dr. Varış: Sağlık Bakanlığı Acil Durum Hastanesi’ni Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne bağlı çalıştırmazsa, zaten çalıştıramaz. Teşkilat yasalarında böyle ayrı bir hastane yoktur. Yasalar 15 yıldır güncellenmiyor. İlk etapta Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nden hekimleri oraya aktarabilir veya mevcut yasaya göre, başka bir devlet hastanesinde çalışan hekimleri oraya geçici bir süre görevlendirebilirler. Ama esas kadro oluşmamış olur. Olayın en derinine inersek konu sağlık ve eğitim gibi konuların devlet politikası haline gelmemiş olmasıdır. Pandemi döneminde de hep dile getirdiğimiz gibi, nitelikli ve ücretsiz kamusal sağlık hizmetinin önemi daha çok ortaya çıkmıştır.

 

“Personel istihdamı yapılmazsa, bir yerde bir aksama mutlaka olacak”

Soru: Acil Durum Hastanesi’ne mevcut personelden bazıları görevlendirilirse ne tür sıkıntı olur?

Dr. Varış: Mevcut şartlarda, sözleşmeli ya da kadrolu, hiçbir personel istihdamı yapılmazsa, hem Acil Durum Hastanesi’nin hem de diğer hizmetlerin yürütülmesi mümkün değildir. Bir yerde bir aksama mutlaka olacaktır. Yani örneğin enfeksiyon ve göğüs branşlarındaki uzmanları Pandemi Hastanesi’ne verirsek, COVID-19 dışı akciğer enfeksiyonu yaşayan hastalar mağdur olacaktır. En başta ilgili branşlar olmak, konsültan branşlarda da uzman istihdam edilmelidir ki sistem sağlıklı şekilde yürüsün. Bunlara ek olarak, hemşire ve diğer çalışanlar da olmalıdır. Kamu Hizmeti Komisyonu geçtiğimiz günlerde 45 hemşire için münhal açmıştır ancak sınav tarihi bile henüz belli değildir.

 

“Yoğun bakım kapasitesinde sıkıntı yok, yoğun bakım hemşiresi ve anestezi hekimi eksikliği var”

Soru: Sağlık Bakanlığı solunum cihazı sayısında artış olduğunu söylüyor. Bu yoğun bakım kapasitesinin arttığı anlamına gelir mi? Ayaktan Tanı Merkezi’nde de bazı değişiklikler yapıldı. Yatak sayısında artış oldu mu?

Dr. Varış: 10 Mart’a kıyasla, solunum cihazı sayımız +180 arttı ama yoğun bakım kapasitemiz +40 arttı. Ayaktan Tanı Merkezi’nin odaları yoğun bakım olabilecek şekilde düzenlendi. Arkadaşlarımızın seçtiği cihazlar herhangi bir yerde çalışabilecek cihazlardır, dolayısıyla ek 40 yoğun bakım hastasına daha hizmet verecek noktadayız. Pandemi Hastanesi’yle yoğun bakım kapasitemiz +24 daha artacaktır. Yoğun bakım kapasitesi açısından sıkıntı yok ama tecrübeli, yetişmiş yoğun bakım hemşiresi ve anestezi hekimi eksikliğimiz var. İdeal şartlarda bir anestezi hekiminin ortalama 5-10 yoğun bakım hastasına bakması gerekir. Şu anda bizde 20 civarında hastaya bakıyorlar. Bir yoğun bakım hemşiresi ideal şartlarda bir, en yoğun şartlarda iki hastaya bakar. Şu anda, son hemşire istihdamıyla birlikte, ideal noktada olmasak da ideale yakın olduğumuzu söyleyebilirim.

 

Soru: Bu süreçte önerilerinizin, uyarılarınızın idareciler tarafından yeterince dikkate alındığını düşünüyor musunuz?

Dr. Varış: Toplumun kapanmasıyla, tedbirlerin alınmasıyla ilgili önerilerimiz bir şekilde dikkate alındı, şu veya bu sebeple, bu da toplum içerisindeki bulaşı sınırlandırdı. Yeniden açılım dönemi sırasında yaptığımız uyarı ilk etapta dikkate alınmamakla birlikte, sonrasında vaka sayıları artınca, söylediklerimiz dikkate alınmak durumunda kaldı. Pandemi Hastanesi için defalarca eylem, basın açıklaması yaptık. Günün sonunda en ideal şekilde ve olması gereken hızda olmasa da söylediklerimiz yavaş yavaş yapılıyor.

 

“Temel hedefimiz en iyi şartlarda hizmet vermek”

Soru: Pandemi sürecinde haklarınızı alma noktasında durum nedir? Ek mesailer konusu örneğin...

Dr. Varış: Biz sendika olarak, pandemi döneminde, hiçbir zaman ek mesai konusunu ön plana çıkarmadık. Bu tabi ki bizim emeğimizin karşılığıdır, bunun verilmesi gerekir, bu kimsenin yapacağı bir lütuf değildir. Ancak etrafımıza baktığımız zaman, bu dönemde bir çok insan işsiz kaldı, bir çok iş yeri kepenk kapattı. Bu ortamda, ek mesailerle ilgili hiçbir zaman öncelikli bir kavga vermedik. Bu dönemdeki amacımız, özlük haklarımızın geliştirilmesinden ziyade kayıpların önlenmesi ve hekimlerin çalışma şartlarının iyileştirilmesiyle ilgilidir. Bundan kastımız, örneğin ameliyathanede bir cihazımız bozulduğunda, aylardır ameliyat gününü bekleyen hastayı geri göndermemek için, sorunun en erken zamanda giderilmesini sağlayacak sistemin çalışmasıdır. Bizim önceliğimiz, temel hedefimiz en iyi şartlarda hizmet vermektir. Şu anda koruyucu ekipmanlar konusunda bir eksiğimiz yok. İlerleyen süreçlerde eğer vaka sayısında bir artış olursa, o zaman da eksiklik yaşamamak istiyoruz.

 

Soru: Bir dönem vaka sayılarıyla ilgili soru işaretleriniz olduğunu söylemiştiniz. Dönem dönem toplumda da bu tür endişeler oluyor. Soru işaretleriniz giderildi mi?

Dr. Varış: Pandemi ilk başladığında, önceleri sadece Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde, sonra Mağusa Devlet Hastanesi’nde PCR testleri yapılıyordu. Daha sonra bazı özel laboratuvarlar da yetkilendirildi. O dönemde Sağlık Bakanlığı’nın bu ağı kurup kuramadığı konusunda endişelerimiz vardı. Yani, özelde PCR pozitifliği saptanan bir hasta Sağlık Bakanlığı’na bildiriliyor muydu? Şu anda toplum içinde yaygın bir bulaş yok. Tanı konmuş hastalarla ilgili şu aşamada bir karartma olduğunu düşünmüyoruz ama takipteyiz.

 

“Zor bir kış olacak”

Soru: Önümüz kış, hastalıklarda artış olacak. Eğer pandemi hastanesi için yeni doktorlar istihdam edilmezse, münhal açılmazsa ve mevcut doktorlardan görevlendirme yapılırsa aksamalar olacağını söylediniz. Bu dönemde nelere dikkat edilmeli?

Dr. Varış: Kış döneminde üst ve alt solunum yolu hastalıkları artar. En başta iyi korunmak lazım, maskemizi takmamız, kişisel hijyenimize dikkat etmemiz ve sosyal mesafeye uymamız son derece önemlidir. Ateşli bir hastalık durumunda hemen hekime başvurulmalıdır. Mevcut tedbirleri, yani karantinalı girişleri destekliyoruz. Denetimi yapılabilecekse ev karantinasında da sorun yoktur. Önemli olan denetimin yapılmasıdır. Yurtdışındaki birçok ülkedeki gibi, cezai yaptırım getirilecekse ve bir kişinin evde kalması sağlanabilecekse bunu destekleriz. Mevcut tedbirleri esnetmemek, iyi organize olmak, sağlık personeli istihdam etmek önemlidir.  Kişisel koruyucu ekipman ve ilaç tedariklerinin şimdiki gibi yapılmaya devam edilmesi, stokların oluşturulması gerekir. Bildiğiniz gibi, grip aşısı konusu hala tam olarak çözülememiştir. Pnömokok aşısından da sorun devam ediyor. Bunlar sadece bize özgü sorunlar değil tabi, pandemi döneminde tüm dünyada bu konularda sıkıntı yaşanmaktadır. Bu süreçte hepimize görev düşüyor, zor bir kış olacak.

 

Bu haber toplam 3885 defa okunmuştur