İstikrar ve ayar
Önceden hazırlanmış UBP-HP hükümeti kuruldu.
Dün Cumhurbaşkanına sunuldu, onay alındı, bakanlar açıklandı.
Yeni Başbakan Ersin Tatar, onayı alıp gazetecilere konuşurken artık Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Kıbrıs konusunda daha rahat hareket edeceğini belirtti.
Nedenmiş! Çünkü Özersay, daha önce konuşuyormuş ve dörtlü koalisyonun diğer partileri tarafından eleştiriliyormuş.
Şimdi öyle olmayacakmış çünkü zaten ‘protokole da yazıldığı gibi’ federal ortaklık modelinin tüketildiğini söyledi Tatar…
Bu cümle aslında dörtlü koalisyonun neden bozulup yerine UBP-HP hükümetinin kurdurulduğu sorusunun ilk nedeni olarak alınabilir.
Özersay, arkasına aldığı görülen destekle daha önce olduğu gibi, şimdiden sonra Kıbrıs sorunu konusunda federal çözüme ters açıklamalarını daha da artırarak devam ettireceğe benziyor.
Ne de olsa Cumhurbaşkanlığı düşüncesiyle federal çözüm karşıtlarını ve Türkiye’yi de yanında tutmak isteyecektir.
***
Öte yandan Ersin Tatar, Akıncı’nın dediği gibi belki ilk günün heyecanıyla kullandığı kelimeyle artık Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs konusundaki açıklamalarına da ‘ayar’ getirilmesi gerektiğini söyledi.
Tatar, bazen kullandığı kelimelerin, sarf ettiği cümlelerin nasıl algılanacağını çok düşünmeden sarf eder kelimeleri… Uygun kelimeyi bulamaz çoğu zaman… Ağzına geleni söyler… Burada da iyi niyetli düşünerek herhalde başka bir kelime, örneğin ‘dengelemek’ gibi bir kelime kullanacaktı ama ağzından ‘ayar’ sözcüğü çıktı diye düşünüyorum.
Ancak yeni Başbakan ve UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ın ilk günün heyecanına yorduğumuz konuşma üslubunun bundan sonra da devam edebileceğini görebiliriz. Artık belli bir yaştan sonra alışılmış şeyleri değiştirmek çok mümkün olmuyor ne yazık ki…
***
Onay aldığı ilk günden söylenen sözler, protokole yansıyan maddeler ve hükümet kurma (paylaşım) çalışmaları içinde yine Ersin Tatar, “Türkiye, istikrarlı hükümet istiyor” demişti. Yani ilk olarak bu yeni hükümetin Türkiye’nin isteğiyle kurulan bir hükümet olduğunu teyit etmiş oldu yeni Başbakan… ‘İstikrar’ sözcüğüne de baktım sözlükten… “Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık, stabilizasyon” olarak tanımlanıyor.
Açıklamadaki her sözcüğü KKTC-Türkiye arasındaki ilişkilerin biçimi olarak algılamak doğru olur. Her sözcüğün başına ‘KKTC-Türkiye’ kelimelerini getirerek bir daha okuyun… Örneğin “KKTC-Türkiye aynı kararda” gibi… Ayrı-gayrı yok artık…
Artık her şey aynı olacak. Ne demişti bir bakan; “Bizde ne varsa KKTC’de de olacak.”
Örneğin ilk uygulama “matematik seçmeli, din dersi zorunlu” olabilir.
Hade hayırlısı!