‘İstikrar’ın daniskası!
Beşir Atalay ve Binali Yıldırım’ın ‘kurultaya müdahale’ amaçlı ziyaretini yazılı medyanın büyük bölümü ‘topu taca atarak’ görmezden geldi!
Yenidüzen, Ortam ve Kıbrıslı dışındaki gazeteler Atalay’ın açıklamalarını ve Maraş’taki kahvehane ziyaretini ‘hayra’ yormayı tercih ettiler.
Kimi gazetenin ön sayfasından vıcık vıcık yağ damladı. Daha ‘ustaca’ davrananlar, konuyu es geçip başka manşetlerle dikkat dağıtmayı ve ‘konudan uzak durmayı’ tercih etti.
En mühim manşet ise yüksek tirajıyla övünen gazeteninkiydi:
“İstikrar!”
Altı sütuna manşet...
Eğer’büyük boy’ çıksaydı, sekiz sütuna yayacaklardı tek kelimelik başlığı. Ne ki bizim gazetelerin boyutu altı sütunluk!..
**
Bu ülkede ‘istikrar’ varmış.
Beşir Atalay öyle söyledi.
Bizim Başbakan da öyle diyor.
Bir de TC’nin buradaki Büyükelçisi...
Başka?
Başka kimse ‘istikrar’dan söz etmiyor.
Ne sokaktaki vatandaş...
Ne ekonomi uzmanları...
Ne sivil toplum temsilcileri...
Ne muhalif politikacılar...
Ne de devletin tepesinde oturan Cumhurbaşkanı...
Tümü de tam tersini söylüyor üstelik...
Nasıl bir istikrardır bu ki sadece Beşir Bey, Halil İbrahim Bey ve İrsen Bey dışında kimse göremiyor, hissedemiyor, tam tersini algılyor?
**
Türk Dil Kurumu’nda ‘istikrar’ sözcüğünün anlamlarından biri ‘stabilizasyon’ diye veriliyor.
Ya da ‘stabil olma hali’...
Yani ‘değişmeyen, aynı tempoda giden’ anlamına geliyor ‘istikrar’...
Konuya etimolojik açıdan yaklaşıp, devletlularımızın dillendirdiği ‘istikrar’ı bu şekilde okursak eğer, göreceğiz ki doğru söylüyorlar.
Ve haliyle ‘istikrar’ı manşet yapanlar da, bu açıklamalar karşısında yağ yakanlar da, topu taca atıp yorumsuz kalmayı tercih edenler de böylelikle temize havale edilmiş oluyorlar.
Zira memlekette işler gerçekten de ‘stabil’ bir şekilde gidiyor.
Tıpta çok kullanılan bir terimdir ‘stabil olma’ hali...
Yoğun bakımda, solunum cihazına bağlanmış, tepki vermeyen, yaşam belirtisi olmayan hastanın durumu için de doktorlar ‘stabil’ kavramını kullanırlar.
Bizimkilerin ‘istikrar’ lafı da bu manada doğruya çıkıyor.
**
Kuzey Kıbrıs’ta istikrar vardır evet...
Hem de daniskası vardır!
Hasta ‘stabil’ durumdadır.
Yani ‘uzatmaları’ oynuyor.
Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide, ama ‘diğer taraf’a çok daha yakın bir durumda...
‘İstikrar’ olduğunu biliyor zaten ülkede yaşayanlar...
Bu açıklamayı yapanlar da, o açıklamaları manşet yapanlar da, suya sabuna dokunmaya çekinenler de görüyor ‘istikrar’ın sonuçlarını...
Ve okuyanlar da...
Masallara alıştı çünkü herkes...
Uykulu halde La Fonten masalları, komadayken ‘istikrar masalları’...
Melike Demirağ ne diyordu 1970’li yıllarda hit olan şarkısında:
“Uyu sayın seyirci, uyutayım seni...
Ninnilerle masallarla avutayım seni...”