1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘İtaat’ istiyorlar!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘İtaat’ istiyorlar!

A+A-

Üç parti başkanını Ankara’ya davet edeceksiniz ve bu duyulmayacak.
İmkânı var mı?
Yok!
Peki Türkiye bunu ön görmüyor mu?
Görüyor.
Bunun bir ‘skandal’ olduğunu düşünmüyor.

***

TC Büyükelçisi hem de tam 6 milletvekilini yemeğe davet edecek de bu işitilmeyecek.
İmkânı var mı?
Yok!
Peki ELÇİ bey bunu bilmiyor mu?
Biliyor!
O halde aslında Türkiye açık oynuyor.
Bile bile…
Göstere göstere…

***

Ankara’daki yönetimin ve elçilerinin odağına bakınca manzara nettir.
Mutlak “itaat” isteniyor.
Tek kelam etmeden!

***

Akıncı’yla Erhürman’ın örneğin siyaset üslubu ya da tarzı aslında pek örtüşmüyor.
Barışa dair beklentinin en az olduğu zamanları yaşıyor memleket…
Maalesef…
O nedenle meselenin ‘federal çözüm’ ya da ‘iki devletlilik’ falan olduğu da bana çok inandırıcı gelmiyor.
Sihirli sözcük ‘itaat...
Mutlak itaat arzusu üzerinden bir ‘cinnet hali’ yaşanıyor.

***

Peki böylesine açık oynamak ne zaman başladı?
Salgın süreci sonrası ilk anketlerin zarfı açılır açılmaz.
Hiç rastlantı değil.
Ne zaman ki ‘ikinci tur’ için en şanslı iki isim olarak Akıncı ve Erhürman ismi öne çıktı.
İşte o durumda çok daha agresif devreye girildi.
Önce ‘kurgulanmış anketler’ açıklandı.
Tutmadı.
Kimse inanmadı.
Çatı aday arandı, bulunamadı.
Paldır küldür içine girildi siyasetin…

***

Sanırım yanıldıkları bir nokta var.
Türkiye’nin bu “karışmacılığına” yönelik tepki partiler üstüdür.
Doğum yerinden dahi bağımsızdır hatta!
Ulusal Birlik Partili taban da rahatsızdır iradenin üzerine çöreklenen Ankara gölgesinden…
Türkiyeli göçmenlerin buralı çocukları da…
Unutulmasın ‘Erdoğan zihniyeti’nin ada yarısında kazandığı seçim yoktur.

***

Üstelik bir partinin ‘tavanına’ emir verdiğiniz zaman ‘tabanı’ da mutlak yanınıza almıyorsunuz, insanlar ‘koyun’ değil ki bu kadar rahat güdebilesiniz.
Yemeğe katılan vekillerden birisi Büyükelçi’ye de söylemiş zaten, “böylesi adımlar genelde ters teper...”
Bir başka vekille konuşuyorum, “Eğer taban benimsememiş, o makama yakıştırmamışsa, biz söylesek ne olacak, yine dinlemezler” diyor.
Bir diğeri, Büyükelçi’yi yönlendirenin ve Ankara’dan destek isteyenin Tatar olduğuna inanıyor...


***


Peki niye bunu yapıyorlar?
Dedim ya…
‘İtaat’ istiyorlar!
Mutlak itaat…
Kendi ülkesinde de bu değil mi istekleri…
Yazık…
Kıbrıslıyı tanımıyorlar…
Hâlâ!

Bu yazı toplam 2540 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar