1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. İtalya örneği...
İtalya örneği...

İtalya örneği...

Avrupa kültürünün beşiği sayılan bir diğer ülkede daha Başbakan istifa etti(rildi). Bu ilişki biçimini protesto etmek için Yunanistan’da AB bayrağı yakanların sesi dünyada ne kadar duyulmuşsa İtalya’dakilerin de o kadar duyulacak... Dünyanın

A+A-

 

Avrupa kültürünün beşiği sayılan bir diğer ülkede daha Başbakan istifa etti(rildi). Bu ilişki biçimini protesto etmek için Yunanistan’da AB bayrağı yakanların sesi dünyada ne kadar duyulmuşsa İtalya’dakilerin de o kadar duyulacak...

Dünyanın sekizinci ve Avrupa’nın dördüncü en büyük ekonomisine sahip İtalya’nın 2010’daki GSMH’si 2 trilyon dolar iken Yunanistan’ın sadece 305 milyar dolardı. Son dönemde gerçekleştirilen reformlar ekonomik durgunluğa çare olamayınca İtalya’nın borçları 2,2 trilyona yani GSMH’sinin %120’sine çıktı. Piyasalarda ülkeye olan güven kayboldu. Küresel ekonomik sistemin İtalya’da bir ekonomik krize asla tahammülü yok çünkü Yunanistan’a kıyasla oradaki borç krizinin küresel ekonomiye etkisi çok daha geniş çaplı olacak...

İtalya ve Yunanistan’da ekonomik ve siyasal krizleri tetikleyen, kamu maliyesinin sürdürülemezliği oldu. 2001 sonrası Berlusconi döneminde kamu harcamaları ciddi oranda artsa da aslında 2007’ye kadar cari açığın finansmanı bir ölçüde sağlanabiliyordu. Ancak 2001’de rekabet edebilirlik sıralamasında 26. sırada olan ülke, 2011’de 48. sıraya geriledi.

Berlusconi; “vergi afları” ve “azalan işsizliğe karşılık ekonomik büyümenin düşük seyretmesi” gibi “kamu kaynaklarının popülist bir şekilde tüketildiğine delalet” uygulamalarla özdeşleşti siyaseten. 2006’da seçimi kaybetmiş, bir süre sonra yeni vergilere kızan halk tarafından yeniden seçilmişti. Hâlbuki o dönemde gündeme gelen vergi politikaları Avro Bölgesi için geçerli olan bütçe kurallarını yerine getirmekten ibaretti. İtalyan halkının bu “tamamen duygusal” reaksiyonunun yanı sıra “Her İtalya’nın içinde biraz Berlusconi var” saptamasını da unutmamak gerekir. “Halk adamı” olması yani genel kabul gören siyasetçi profiline uygunluğu, O’nun için bir avantajdı. Futboldan anlıyor, lüks “oyuncakları” seviyor, kurallardan nefret ediyor, ağzı biraz “bozuk” ve kadınlarla arası iyi!

KDV’yi %20’den %21’e çıkaran, 2014’e kadar kamudaki maaşları donduran, özel sektörde kadınların emeklilik yaşını 65’e çıkaran, vergi kaçaklarıyla mücadeleyi öngören ve enerji sektörüne yeni vergiler koyan kemer sıkma paketine rağmen “halk adamı” figürü yolun sonuna geldi! İtalya’ya da yeni bir ekonomi ve yeni bir kültür dayatıyor AB...

***

Bizim krizimizin odağında da kamu maliyesi vardır. Burada da “değişim” kaçınılmaz görünüyor. Biz de bir ara dönemde, “denk bütçe” ve “ayağımızı yorganımıza göre uzatalım” siyaseti ile tanıştık; sonra o siyaseti “tertipledik” ve popülizmden medet umduk.

İtalya’dan farklı olarak biz küresel ekonominin kalbinde değiliz. Ancak mevcut ekonomik yapı ve devlet rantı kültürümüz devam ederken iflas etmemizi geciktiren de bir unsurdur özel koşullarımız. İtalya ve Yunanistan’ı sarsan dış borç belasından ve güvenlik harcamalarından muafız. Bu avantajı bize sunan Türkiye ise artık Kıbrıslı Türk politikacıların rehinesi olmayacağını, buradaki ekonominin güçlenmesi gerektiğini anlatıyor kararlı bir şekilde.

Kaldı ki, ekonomik varlığımızın, çözüm sonrası karşılıklı bağımlılığa katkı sağlayabilmesi veyahut müzakerelere 2013’e kadar ara verilmesi durumunda “yok olmaması” için Avrupa’da olup bitenlerden gerekli dersleri çıkarmak, dünyadaki gidişata göre kendimize bir çekidüzen vermek durumundayız biz de. Bundan ötürü sosyal ve ekonomik yönleri zayıf olan, Kıbrıs sorunu üzerinden şekillenen ve “hizmet” unsuru nitelik kazanamayan mevcut siyasi kültürümüzü gözden geçirmeliyiz. Bu yaklaşım Kıbrıs sorununun çözümünü önemsizleştirmez. Tam aksine, bu yaklaşımla birlikte çözüm paradigmasının hayati unsurlarından olan “yeni vatandaşlıklar” ve “sivilleşme” konularındaki hassasiyetlerimizi de içerecek ekonomi odaklı yeni siyasetimize Türkiye’nin bir dış dinamik olarak katkısını normalize etme kabiliyetimiz artar.

Kısacası, biz, her halükarda,  Berlusconi modeli popülist siyasetçilerden hızla kurtularak Monti ve Papademos modeli siyasetçilerle yola devam etme fikrini içselleştirmeliyiz kısa sürede...

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1806 defa okunmuştur