1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. İtalya’da yaşayan bir Kıbrıslıtürk Aytotoro’dan İtalya’ya…
İtalya’da yaşayan bir Kıbrıslıtürk Aytotoro’dan İtalya’ya…

İtalya’da yaşayan bir Kıbrıslıtürk Aytotoro’dan İtalya’ya…

İtalya’da yaşayan bir Kıbrıslıtürk Aytotoro’dan İtalya’ya…

A+A-

Özgül GÜRKUT

Türkiye’de 1980 darbesini yaşayan yüzlerce Kıbrıslı Türk öğrenciden bazıları hayatlarını Kıbrıs dışında sürdürüyor. Bunlardan birinin 33 yıldır İtalya’da yaşadığını ben yeni öğrendim.
İtalyanca’yı bir İtalyan kadar iyi konuşan ancak Türkçe’yi de hiç unutmayan, her pazar sabah aynı saatte Yeniboğaziçi’nde yaşayan annesini telefonla arayıp hatırını soran, Cenova’da mahkemelerde tercümanlık yapan, kendi elleriyle kamışlardan yaptığı bir spor salonu çalıştıran ve aynı zamanda bir otelde de çalışan bu Kıbrıslıtürk, Turhan Işın Akyatan...

Meziyetleri bunlarla bitmiyor Turhan beyin. O bir siyah kuşak taekwondocu.
Yeniboğaziçi Belediye Başkanı Cemal Biren, Mimarlar Odası Başkanı Azmi Öge ve DAÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resmiye Alpar Atun’la birlikte geçtiğimiz haftalarda cittaslow sertifikası almak için gittiğimiz İtalya’da Bologna Havaalanı’nda bizi bir Kıbrıslıtürk’ün karşılayacak olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Hızlı geçen 3 günde Turhan bey ekibin yanından hiç ayrılmadı. Şoförümüz, tercümanımız, rehberimiz, her şeyimiz oldu. Ben O’nu çok sevdim. Dinlemeye bayıldığım hayat hikayelerine bir yenisini daha kattığım için de mutluluktan uçtum. Böyle birini daracık zamanda tanımam yetersiz olsa da, yazmadan edemezdim.

AYTOTORO… YIL 1958

“Sakin şehir” (cittaslow) ünvanı kazanan ilk ve tek beldemiz Yeniboğaziçi Belediyesi’nin başkanı Cemal Biren’in kardeşi olan Turhan Işın Akyatan’ın oldukça ilginç hayat hikayesi 1958 yılında Aytotoro köyünde başlamış.

BİR TÜRLÜ HOCAYA TESLİM EDİLEMEYEN RESİM ÖDEVİ

5 kardeşin 4 numarası olan Turhan bey, Ankara Endüstriyel Sanatlar Yüksek Öğretmen Okulu’nda 1976’da eğitime başlamış ama eğitimini 1980 darbesiyle mezun olamadan bırakmış. Resim dersinden teslim etmesi gereken çizimlerini hocasına teslim edebilmek için iki-üç kez girişim yapan ancak o günün koşulları  yüzünden başaramayan Akyatan, İGD saflarında mücadelede yer almış; ölen, yaralanan arkadaşları olmuş.
Kıbrıs’tayken rehberlik de yapan ve bir gün hep yabancı ülkelere gitme hayali kuran Turhan Işın Akyatan’ın yolu, öğrenciliğinin son döneminde hakkında tutuklama kararı çıkınca önce Kıbrıs’a sonra İtalya’ya düşmüş.

“CEBİMDE 100 MARK VARDI, TEK KELİME İTALYANCA BİLMİYORDUM”

Uçakla Roma’ya oradan da trenle Milano’ya giden Akyatan, cebindeki 100 markla (o dönemde 100 bin Liret) belirsizliğe umutla yol almış.
“Tam bir maceraydı, planlı değildi ve tek bir kelime de İtalyanca bilmiyordum” diyen Turhan Işın Akyatan, Milano’da çok acıkınca bir restorana girip bir tabak spagettinin 1500 Liret olduğunu öğrenmiş ve 2 tabak spagetti yemiş!
Geceyi geçirmek için girdiği pansiyonda ender şekilde İngilizce konuşan yaşlı bir adamla karşılaşan Turhan bey, geceliği 15 bin lirete bu pansiyonda kalmaya başlamış. Yaşlı İtalyan’dan iş konusunda yardım isteyen ancak o dönemde yabancıların çalışmasının çok zor olduğunu, tek şansının ilerdeki limanda hammallık olabileceğini öğrenince, sabah 05.00’te limanın yolunu tutmuş.
Günde 3-5 saat spor yapan genç ve kuvvetli bir delikanlı olan Turhan Işın Akyatan, TIR’ların boşaltılmasında çalışacak işçiler arasına seçilmiş ve 05.30’dan öğleye kadar çalışarak 50 bin Liret yani 50 Mark kazanmış. “Tek başıma 3 kişilik iş yapardım, patron bana ‘3 kişi alacağıma sadece seni alayım ve sana 90 bin Liret vereyim’ teklifinde bulundu” diyen Akyatan, daha sonra ithalat-ihracat şirketinde çalışmış, garsonluk yapmış, otelde çalışmış…

İTALYANCA’YI KENDİ KENDİNE ÇALIŞARAK ÖĞRENDİ

İtalya’daki ilk dönemine günde 7-8 saat İtalyanca çalışarak kendi kendine İtalyanca’yı kısa sürede öğrenen Akyatan, grammeri de iyi öğrenmek için yabancılar için dil kursuna da gitmiş. “İtalya’ya geldikten bir sene sonra İtalyanlar gibi konuşuyordum” diyen Akyatan, şu anda İtalyanların yüzde 70-80’inden daha iyi İtalyanca konuştuğunu söylüyor.
Mahkemelerde Türkçe-İtalyanca tercümanlık yapan, spor salonu çalıştıran ve ayrıca bir otelde de çalışan Akyatan’ın günlük uyku süresi de 4-5 saati geçmiyor.

RÜYALARINA GİRİYOR

Uzun yıllar Kıbrıs’a gelmeyen ancak yaşlanan anne ve babasını görmek için son yıllarda daha sık adayı ziyaret ettiğini söyleyen Turhan Işın Akyatan, öğrencilik yıllarında yaşadıklarını sürekli rüyalarında gördüğünü söylerken “Rüyamda hala okuldaki son günüme dönüyorum ve hocama resimleri teslim etmek için çırpınıyorum. O halen içimde kaldı” sözleriyle anlattı.

TAEKWONDOYU ARKADAŞLARINI KORUMAK İÇİN KULLANMIŞ

Akyatan, Ankara’daki öğrencilik yıllarında birçok kez sıcak olaylar yaşamış. Taekwondoyu Ankara’da öğrenen Turhan Işın Akyatan, arkadaşlarını korumak için bu sporu kullanmış. “Birisi kafamı bozdu mu taekwondoyu kullanırdım. Sınıfta birkaç tane kabadayı vardı, onları birkaç kez hastaneye yolladım” diyen Akyatan, anılarını gülümseyerek hatırlıyor.

LİSE ARKADAŞLARINA SELAMI VAR

CTP’nin Yeniboğaziçi’nde ilk toplantısını kendisinin organize ettiğini ve bugün iktidarda CTP’nin de yer almasından mutlu olduğunu söyleyen Turhan Işın Akyatan, mezun olduğu Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi’ndeki arkadaşlarına İtalya’dan selamlarını gönderdi.
Turhan Işın Akyatan, yalnızlığı sevdiğini, meditasyona meraklı olduğunu, spor salonunda müzik eşliğinde ayrı bir dünya yarattığını anlattı.

CENOVA’DAKİ TEK KIBRISLITÜRK

Hayatını Cenova’da İtalyan eşi ve kızıyla sürdüren Turhan bey, o şehirde başka Kıbrıslıtürk tanımadığını söyledi.
“Akdeniz insanları birbirine benzer” diyen Akyatan, samimiyet kurduğu 2-3 arkadaşı ancak çok çok fazla tanıdığı olduğunu anlatırken insan ilişkilerinde seçiciliğe verdiği önemin de ipuçlarını yakaladım.
“150 yaşıma kadar yaşayacağım… Çocukluğumu düşünürüm”
“Yukarıdakiyle anlaştım, 150 yaşıma kadar yaşayacağım” diyen Turhan bey, “Hayatımı düşününce, çocukluğumu, ailemi, kardeşlerimi düşünürüm. Eninde sonunda elinizde kalan ailenizdir” sözleriyle de Kıbrıs’taki aileye verdiği önemi vurguladı.

“BİR GÜN KIBRIS’A DÖNMEK HİÇ AKLIMDAN ÇIKMAYAN KONU”

Ve işte adamızdan binlerce kilometre uzakta yaşam süren bir Kıbrıslıtürk’ün düşündücürü sözleri:
“Bir gün Kıbrıs’a dönmek aklımdan hiç çıkmayan konu... Burada 50 sene de yaşasa, 60 sene de yaşasa, insanın hisleri hiç değişmez. İnsanın kökü neredeyse oraya çeker,  ağaç gibidir. Uzaklaşmaya çalışsa da o kökler onu oraya çeker. Ama burada da bir ailem var. “
Bir mektubun aylar sonra ulaştığı, telefonun sadece köydeki spor kulübünde olduğu yıllar geride kalmış. Ne mutlu ki Turhan bey, her Pazar sabahı annesini arıyor, telefonda bile olsa hasret gideriyor.
Abisi Cemal Biren’le Bologna Havaalanı’naki vedalaşma sahnesi ise sadece onların değil, benim gözlerimi de nemlendiriyor…

Bu haber toplam 3172 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 135. Sayısı

Adres Kıbrıs 135. Sayısı