1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. İtibar sıfır utanan yok!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

İtibar sıfır utanan yok!

A+A-

Pazar akşamı geldim, Cuma sabahı ayrılıyorum…

İngiltere, son yılların en sıcak yazını yaşadı…

Akşamları biraz soğuk ama gündüzleri 12 – 13 dereceydi…

Çarşamba ve Perşembe günü ünlü İngiltere yağmurunu da gördüm…

Özlemişim…

-*-*-

Bu arada kaldığım kent çok uzağında değil, ayrılmaya hazırlanırken veya siz bu satırları okurken, İskoçya, bütün bir yıl yağması beklenen yağmurun üçte bir miktarını birkaç günde “yaşamaya” hazırlanıyordu…

İskoçya’da yağmur alarmı vardı…

Babet Fırtınası adı verilen bu fırtına, daha ilk dakikalardan bir de can almıştı…

-*-*-

Bu arada ben İngiltere yolundayken, bizimkiler Azerbaycan’dan dönüyordu…

Öyle açıklamalar yapıldı ki, işiten “Azerbaycan KKTC’yi tanıdı, hatta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, KKTC’yi tanımayan ülkelere savaş ilan edecek” sanırsınız…

Yok öyle bir şey!

İlham Aliyev, bizim kardeşin elini sıktı, gülümsedi, Azericede “halledeceyik” anlamına gelen, “biz onu idarə edəcəyik” dedi, o kadar yani!

-*-*-

“BM Genel Sekreteri Kıbrıs’a kesinlikle yeni temsilci atayamaz, karşıyız” dediler, atanacağı kesinleşince, tabii ki türkiye bu atamaya onay verince, bizim garibanlar, “görevi ve görev süresi sınırlı olacak” demeye başladılar…

-*-*-

Pile yolu, bizimkilerin istediği şekilde değil, BM ve Rum tarafının istediği şekilde açılacak…

Ve bunu da kabul ettik…

Oysa, “Rum tarafı bizi tanımadan masaya oturmayız” diyorlardı, oturup anlaştılar…

Hatta, müzakerecilerimiz zaten sürekli oturup konuşuyormuş!

-*-*-

İtibar mı?

Sıfır!

Utanan var mı?

Yooook!

-*-*-

Bizim de tatil biter ve hafta sonu geçtikten hemen sonra da Pazartesi televizyon programları başlar…

Sim Tv’de 23 Ekim 2023 sabah 07.30’da buluşmak dileğiyle…

KKTC Saati ile tabii ki…


Kıbrıslı için av “aşk”tır!

Peterborough’da iki kardeş…

Salih ve Hasan Ekmekçioğlu…

Salih, neredeyse 35 yıldır İngiltere’de yaşam sürüyor…

Hasan biraz daha yeni…

-*-*-

Salih ve Hasan’ın anneleri Gaziverenli, babaları Çamlıköylü…

Hasan, Salih’ten iki yaş; Salih de benden iki yaş küçük…

Yani ikisi de 50’yi gördü…

Salih’i Gaziveren’den, akabinde de Londra’dan çok iyi tanıyorum…

Şu anda babaları Cemal dayı da Peterborough’da yaşıyor…

-*-*-

İkisi de evli, çocukları var…

Çok çalışıyorlar…

Ve her ikisinin de elinden her şey geliyor…

-*-*-

Salih neredeyse 30 yıldır restoran işletmeciliği yapıyor…

Çok başarılı oldu…

-*-*-

Ve her ikisinin hem Çamlıköy hem de Gaziveren’den İngiltere’ye taşıdıkları bir “ustalıkları” daha var; avcılık…

-*-*-

Özellikle Salih, menzil içerisinde, uçan her kekliği, her sülünü veya koşmaya başlayan her tavşanı kesinlikle vuruyor…

Her ikisinin nefis tüfekleri ve çok iyi yetişmiş köpekleri de var…

-*-*-

Ve İngiltere’de ava gitmek…

Salih ve Hasan aracılığı ile ava gidiyoruz…

Bu konuda “işletmesi” bulunan Craig adlı 36 yaşındaki bir İngiliz’in “çiftliklerine” ya da “kullanımındaki arazilere” gidiyoruz…

-*-*-

Craig, sadece bu sezon, kendi yönettiği av işletmesine 23 bin keklik, 7 bin sülün salıverdi…

Yumurtalar İspanya’dan, Fransa’dan geliyor…

Bazı yumurtaları kendisi üretiyor ve kuluçka makinelerinde kuşları çıkarıp, vakitleri geldiği zaman yönetimindeki bölgelere bırakıyor…

-*-*-

İnsanlar da ücret ödeyerek, bu bölgelerde av yapıyor…

Salih ve Craig çok iyi dost…

Craig, Salih sayesinde birçok Kıbrıslı misafir avcıyı ağırladı…

Dileyen, elbette Salih ile temasa geçip, bu keyfi yaşayabilir…

-*-*-

Efendim “çok kolay bir av yöntemi” mi diyorsunuz?

Kolay değil…

Ama keklik ve sülün çok!

Hem de çok çok çok!

Yüzlerce değil, binlerce!

-*-*-

Yürüyorsunuz, hayvan bulursanız vuruyorsunuz…

Bazı av bölgelerinde, başkaları karşıdan yürüyüp hayvanları sizin için uçuruyor, bazen Kıbrıs’ın tam aynısı avlanıyorsunuz, basen faşsa avı için gidip bir yere saklanıyor, özel aletlerle kuşları bulunduğunuz bölgeye çağırabiliyorsunuz falan…

-*-*-

Haaa bazı bölgelerde, geyik avı da var…

Asıl önemli olan, bunun bir sanayi ya da bir yatırım ama aynı zamanda bir çevre bilinci olması…

Çünkü fassa (Wood Peogeon) avında, ekinler, kuşlardan korunuyor…

-*-*-

Kıbrıs’tan farkı mı?

Sadece bilinçli üretim, bilinçli avcılık, daha pahalı ve çok katı kurallar…

-*-*-

Craig ve Salih, “Kıbrıs’ta da buradaki gibi çiftlik avcılığı yapabilirsiniz” diyor…

“Sanmam” diye düşünüyorum ya, ayrı bir konu…

Neyse, hayatımın en güzel av keyfini yaşıyorum Perşembe günü…

-*-*-

KKTC’de önümüzdeki hafta büyük av sezonu başlıyor…

Mutlaka gideceğiz…

Bizde, toplamda, burada tek bir günde gördüğüm kadar av yok ama keyfi de bambaşka tabii ki…

-*-*-

Efendim çok pahalı bir spor mu?

Evet, geçmişe göre sadece ülkemizde değil, İngiltere’de de her şey çok pahalı…

İki yıl önce 50 – 60 Sterlin olan 250 adet fişek, şu anda iki katı fiyata satılıyor…

Bizim için uçak bileti, konaklama falan da eklendi mi; bir de Sterlin’in 35 TL’ye vurması o hesaba katıldı mı, evet çok pahalı bir spor…

Tavsiye eder miyim?

Parası olana ve bu işin meraklısına Craig’in yönettiği çiftliği kesinlikle tavsiye ederim…

-*-*-

Av sonrası Salih ve Hasan’ın pişirdiği burgerler, ilk kez içtiğim ev yapımı bir çeşit Gin de keyfin bir başka konusu…

Salih, Hasan ve Craig; teşekkürler…

Teşekkürler Ali dayı (Bir başka gün, Ali Mehmet dayıyı da anlatırım…)

Craig ve ben…

craig-ve-ben.jpg

Salih ve Hasan Ekmekçioğlu

salih-ve-hasan.jpg

Bu yazı toplam 2663 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar