Derya ULUBATLI

İç çekişmelerin ardından bir anda istifa eden iki aylık hükümetin ‘beklenmedik’ bir şekilde dağılmasını yorumlayan eski ve deneyimli siyasetçiler, “oyuna çevirdiler, halk bunları hak etmiyor” dedi.

Başbakan Sucuoğlu ile Maliye Bakanı Sunat Atun arasında yaşanan gerginlik hükümet krizini de beraberinde getirdi, Ocak 2022’de yapılan seçimlerin ardından kurulan UBP-DP-YDP hükümeti iki gün içinde bozuldu. Göreve ‘istikrar’ vaadiyle gelen hükümetin iki ayda dağılması, deneyimli siyasilerden de tepki topladı.

Siyasiler: “Gelinen nokta tam bir kaostur”

YENİDÜZEN’e konuşan eski Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve Meclis Başkanları yaşananların siyaseti itibarsızlaştırdığını savundu, “Kıbrıs Türk toplumu bu şekilde yönetilmeyi hak etmiyor” dedi.

Ülkede çözülmesi gereken sayısız sorun varken parti içi sıkıntılar yüzünden bu noktaya gelinmesini yanlış bulduğunu söyleyen siyasiler, “ne yazık ki gelinen nokta tam bir kaostur” ifadelerini kullandı. Aynı hükümetin yeniden kurulmasının ‘sağlıksız’ olacağını savunan siyasetçilerden bazıları görevin ana muhalefet partisi CTP’ye verilmesi gerektiğini söylerken, bazıları da UBP ile CTP’nin kuracağı bir hükümetin daha istikrarlı olabileceğine dikkat çekti.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmetali Talat:

“Siyaset oyuncağa döndü, akla mantığa sığmayan gelişmeler yaşanıyor”

“Beni üzen ve düşündüren en önemli konu siyasetin geldiği haldir. Daha dün kurulan bir hükümet ülkenin bin bir sorunu varken, ki bu sorunları çözebileceklerinden de kuşkuluyduk, istifa etme kararı aldı. Ayrıca yine benzer bir hükümetin kurulacağının söylenmesi de inanılır gibi değil. Bu olanları ‘akıllı işi’ olarak görmüyorum. Çok şaşkınım. Cumhurbaşkanı yine UBP Genel Başkanı’na hükümet kurma görevi verecek. O zaman neden istifa edildi? Neden güvenoyu almışken devam etmedi. Siyaset artık oyuncağa döndürüldü. İzlediklerim hiçbir şekilde akla mantığa sığmıyor. Eğer yeni hükümeti kurma görevi CTP’ye verilecekse ve onlar da böyle bir görevlendirmeyi istiyorsa o zaman mevcut hükümetin bozulmasının bir anlamı olabilir ancak diğer türlü anlaşılır gibi değil.

Ülke siyasetinin geldiği nokta gerçekten eski siyasilerde ve siyaseti yakından takip eden insanlarda büyük üzüntü yaratıyor. Burada Türkiye ile Kıbrıslı Türklerin ilişkisini zehirleyen bir müdahale süreci yaşanıyor. Önceden de müdahaleler oldu ama bu şekilde, hükümetleri ‘karagöz’ durumuna düşüren müdahaleler hiç yaşanmamıştı”.

Eski Başbakan Hakkı Atun:

“Toplumun dertleri dururken böyle hükümet oyunları oynanması kabul edilemez”

“Olayların bu noktaya gelmesi hepimizi şaşırttı. Bu, devlet olma ve politika yapma kurallarının çok dışında bir olaydır. Eğer bir Bakan bir konuda Başbakan ile ters düşmüşse, yapılacak tek şey istifasını sunmasıydı. Öyle olmadı. Cumhurbaşkanı devreye girdi. Burada demek ki dış etkenlerin de etkisi var. Olayın bilemediğimiz, göremediğimiz bir arka planı var. Bizim böyle hükümet oyunları oynamamız kabul edilebilir değildir. Daha birkaç aylık ömrü olan bir hükümetin birden istifa etmesi ve büyük bir belirsizliğin oluşması üzüntü vericidir. Ülkede çözülmeyi bekleyen birçok zorun varken parti içi çatışmaların her şeyin önüne geçmesi ve halkın sorunlarının göz ardı edilmesi çok kötü bir durum. Çıkış yolu ancak bir mutabakat hükümetiyle bulunabilir. Bence UBP ve CTP ortak bir hükmet kurmalı ve toplumun sıkıntılarına odaklanmalı. Ülkede artık demokrasi tamamen bir populizme döndü. Biz doğruları bulmaktan bu kadar aciz miyiz? Topluma, devlete saygılıysak ve demokrasiyi uygulamak istiyorsak temiz siyasetin kurallarını uygulayarak çıkış yolu bulmaya çalışmalıyız. Ülke bu şekilde yönetilemez”.

Eski Meclis Başkanı İsmail Bozkurt:

“Siyasetin saygınlığı kalmadı, bu halk bunları hak etmiyor”

“Bu durumda ne desek az kalır. Gerçekten çok berbat bir durum. Siyaset kurumu bakımından çok kötü bir imaj. Siyaset denen şey en kısa tanımıyla sorun çözme sanatıdır ancak bizde siyaset sorun çözmek bir yana, sürekli sorun üretiyor. Toplumun sorunlarını çözmek yerine kendisi başlı başına bir problem oldu ve bunun en kötü yansıması da toplumda siyasete olan güvenin artık tamamen yerle bir olmasıdır. Bunu tepkilerden ve kamuoyu yoklamalarından görüyoruz. Siyasetin saygınlığı kalmadı. Bu çok kötü bir durumdur. Bir halk, hangi ülke olursa olsun, ülkesinin siyasetine güven duymazsa nasıl devam edebilir ki? Nereden bakarsak bakalım kötü bir olay. Sayın Başbakan bu hükümeti kurarken açık bir şekilde dengelere göre kurduğunu söylemişti ama bunun ne kadar sıkıntılı bir şey olduğu şimdi ortaya çıktı. Bir taşı söker sökmez tüm dengeler bozuldu ve sistem çöktü. Aslında 29 milletvekiline bakılınca sayı olarak güçlü bir hükümetti. Eğer bu kadar kolay yıkıldıysa demek ki kuruluş aşamasında bazı hatalar yapıldı. Bu her türlü güven zedeleyen ve saygınlığın kaybolduğu bir durum ve ileriki dönemlerde de bunu telafi etmek de kolay olmayacaktır. Gelinen nokta ne yazık ki tam bir kaos. Bu halk buna layık olduğunu düşünmüyorum”.

Eski Meclis Başkanı ve Bakan Ertuğrul Hasipoğlu:

“Bu görünen hiç hoş bir manzara değildir”

“Umarım kendi aralarındaki bu kırgınlık kısa sürede bitecek ancak neresinden bakarsanız bakın bir partide genel başkan ile milletvekilinin birbirine girmesi çok yanlıştır. Parti bileşenleri arasındaki uyum korunmalı. Bu yaşananlarla siyasete olan güven azalmıştır. Bu görünen, hoş bir manzara değildir. Çok yakında düzeleceğine inanmak istiyorum. Şimdi iki ihtimal var. Ya yine bu hükümet birkaç değişiklikle devam edecek ya da CTP ve UBP bir hükümet kuracak. Bence ikinci ihtimal yapılmalıdır. Öylesi çok daha güçlü ve istikrarlı olur. Eski hükümetin artık sağlıklı yürüyeceğine inanmıyorum”.

Eski Bakan Mehmet Bayram:

“Bunlar, toplumun geleceği için iyi olmayan şeyler”

“Bu tür olayların kesinlikle yaşanmaması gerekiyor. Bunlar Kıbrıs Türküne yakışmayan ve Kıbrıs Türk toplumunun geleceği için iyi olmayan şeylerdir. Kesinlikle olumsuz bir gelişme olarak nitelendiriyorum”.

Eski Meclis Başkanı – Başbakan Sibel Siber:

“Yaşananlar ülke siyaseti için kara bir lekedir”

“Devletlerin kurumsal yapıları çok önemlidir. Devlet yönetiminde alınan kararlarda liyakat ve ona bağlı kararlar alınması çok önemlidir. Zaten bu konuda uzun zamandır çöküş yaşanmaktadır. Özellikle son yaşananlar ülke siyaseti açısından kara leke olarak nitelendirilebilir. Toplumda iyi yönetilememenin, diyalogsuzluğun, iletişimsizliğin ve bunların halka yansımasının yarattığı bir psikolojik travma var. Bu da insanların kendi yurduna, kendi yönetimine ve siyasetine olan güvensizliği geliştirir, aidiyeti zedeler. Son zamanlarda daha önce bu ülkede görülmeyen, yanlış durumlar yaşanmaktadır. Olanları üzüntüyle karşılıyorum ve toplum olarak bunu hak etmediğimizi düşünüyorum. Verilen demeçler ve yaşananlar en tepeden en aşağıya kadar tam bir yönetim zafiyetidir”.

UBP kurucularından eski Savcı Hakkı Önen:

“UBP artık biat eden bir kuruluş”

"1975 yılında hasbelkader kurucuları arasında bulunduğum UBP’nin geldiği bu acıklı durum hakkıdır. Benim kurucuları arasında bulunduğum bu partide o zamanlar ayakları yere basan gerçekten vatanını seven insanlar vardı. Şimdi Partinin mevcut idarecilerinin ne iç ne de dünya siyaset anlayışlarıyla yakın uzak ilişkim kalmamıştır, farklı dünya ve düşüncelerin insanlarıyız".