İyi ki...
Düşeceğini görür sen bilmeden daha, kilometrelerce öteden. ‘Aman yavaş, ne olur’ diye uyarır.
Sözünü dinlemez düşersen eğer, ayağa kaldırmak için oradadır. Olmadı omuzunda taşır, hiç sıkılmaz, yorulmaz.
Ben sana söylediydim der demesine gözünün yaşlarını kurularken, yine düşsen yine kaldırır, bırakıp gitmez.
‘Saat kaç acaba?’ diye düşünmeden çalacağın kapıdır dost evi, yerin hep hazırdır.
Dinler geceler boyu sızlanmalarını. Senden çok kızar kalbini kırana, daha bir kanar yüreği senin acında.
Acıyı paylaşmak daha kolaymış derler, mutluluğunu da paylaşır gerçek dost. Sevinçleriniz hep ortakdır, kutlamalarınız eşsiz.
İnanmasa da düşüne, paylaşır içtenlikle. ‘Sen inanıyorsan, vardır bir bildiğin’ der, destekler yolunu.
Gözlerinden bilir ne hissettiğini, anlatmadan anlar yüreğindeki heyecanı, gerçekten dost olan.
Gerek yoktur uzun cümlelere, sofistike kelimelere. Konuşmadan anlaşırsın bazen, bakışlara bile gerek duymazsın.
Ayrılıklar üzer elbet, bilirsin yine de mesafeler anlamlı değildir. Dostluk her coğrafyada bâkidir.
Yıllar geçse aradan, başka bir şehirde, başka bir gerçeklikte, başlarsın bıraktığın yerden.
Sevginin sıcaklığını yaşarsın her paylaşımda, büyürsün, çoğalırsın dost bildiğinle.
Dost dediğin yanında olmasa da, her daim kalbindedir.
Doğum günüyse bugün, iyi ki doğdun yetmez, iyi kileri sıralarsın ard arda;
İyi ki hayatımdasın,
İyi ki en yakınımsın.
İyi ki dostumsun.