1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "İyi niyetle suç işledi, suç olduğunu sonradan fark etti, verilen ceza yüksek, istinafa başvuracağız"
"İyi niyetle suç işledi, suç olduğunu sonradan fark etti, verilen ceza yüksek, istinafa başvuracağız"

"İyi niyetle suç işledi, suç olduğunu sonradan fark etti, verilen ceza yüksek, istinafa başvuracağız"

6 Ekim 2020'de seçim yasaklarına uymadığı gerekçesi ile 2 ay hapis cezasına çarptırılan BRTK Müdürü Meryem Özkurt’un Avukatı Feyzi Hansel açıklama yaptı, davayı “emsali bulunmayan dava” olarak yorumladı.

A+A-

6 Ekim 2020'de seçim yasaklarına uymadığı gerekçesi ile 2 ay hapis cezasına çarptırılan BRTK Müdürü Meryem Özkurt’un Avukatı Feyzi Hansel açıklama yaptı, davayı “emsali bulunmayan dava” olarak yorumladı, istinafa başvuracaklarını açıkladı.

Hansel, “Verilen ceza, bizim açımızdan kabul edilemez derecede fahiş ve yüksektir. Kuşkusuz, yarın bu ceza aleyhinde bir istinaf dosyalamak durumunda kalacağız” dedi.

Hansel, “Meryem Hanım, benim de mütalaam neticesinde teknik olarak suç oluştuğu için, aleyhine getirilen ithamları kabul etmiştir. Teknik olarak, oluşmuş olan suçtan haliyle mahkum olmuştur. Mahkeme, ceza konusunda hiç beklemediğimiz, öngöremediğimiz ve emsali de bulunmayan bir ceza takdiri kullanmış ve BRTK Müdürü sıfatıyla suçu işleyen Müvekkilimi iki ay hapse mahkum etmiştir” ifadelerini kullandı. “Uzun yıllar, Türkiye’de de ülkemizde de kamu yayıncılığı hizmeti vermiş ve parlak bir kariyere sahip olan Müvekkilim, BRT Yasası’nın kendisine verdiği görevlere olan inancıyla ve iyi niyetle böylesi bir suçu işlemiş ve eyleminin suç olduğunu sonradan farkederek, mahkemeye de yardımcı olmaya çalışmıştır” diyen Hansel istinafa başvuracaklarını yineledi.

BRTK Müdürü Meryem Çavuşoğlu’nun Hapsedilmesi: "Emsali Bulunmayan Dava"

2020 yılında, Türkiye’den gelen içme suyu boru hattının arızalanması sonucu, ülkede nasıl bir kuraklık ve susuzluk yaşandığı hala unutamayacağımız en derin sıkıntılardan birisidir.

Su hatlarındaki arızanın tamir edilmesi ve ülkenin yeniden su ile buluşması nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından bir tören organize edilmiş ve bu törenin yayınlanması için tüm medya kuruluşlarına bir link gönderilmiştir.

 

Yüksek Seçim Kurulu, Geçitköy Barajının açılış töreninin yapılmaması hususunda ve yayınlanmaması hususunda yasaklama kararı açıklamıştı.

Ne var ki tören gerçekleşmiş ve BRT de, yasal vazifesi gereği bu töreni, diğer özel haber kuruluşları ve televizyonlarla birlikte yayınlamıştı.

Yaşanan bu süreç içerisinde, Geçitköy Barajı açılış törenini yayınladığı için bir tek BRT aleyhine bir ceza davası açıldı.

Açılan ceza davası ise, bu gün BRTK Müdürü, Müvekkilim Meryem Özkurt aleyhine verilen 2 aylık hapis cezası ile sonuçlandı.

SİM TV dışında, tören programını yayınlayan diğer kuruluşlarla ilgili herhangi bir soruşturma ise yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Verilen hapis cezasının, böylesi bir meselede bir ilk olduğu ve emsali bulunmadığı kanaatimi paylaşmak zorundayım.

Şikayetçi YSK, Yargılayan Mahkeme, İstinaf Merci Yüksek Mahkeme:

Meryem Hanım, benim de mütalaam neticesinde teknik olarak suç oluştuğu için, aleyhine getirilen ithamları kabul etmiştir. Teknik olarak, oluşmuş olan suçtan haliyle mahkum olmuştur.

Mahkeme, ceza konusunda hiç beklemediğimiz, öngöremediğimiz ve emsali de bulunmayan bir ceza takdiri kullanmış ve BRTK Müdürü sıfatıyla suçu işleyen Müvekkilimi iki ay hapse mahkum etmiştir.

Verilen ceza, bizim açımızdan kabul edilemez derecede fahiş ve yüksektir. Kuşkusuz, yarın bu ceza aleyhinde bir istinaf dosyalamak durumunda kalacağız.

Uzun yıllar, Türkiye’de de ülkemizde de kamu yayıncılığı hizmeti vermiş ve parlak bir kariyere sahip olan Müvekkilim, BRT Yasası’nın kendisine verdiği görevlere olan inancıyla ve iyi niyetle böylesi bir suçu işlemiş ve eyleminin suç olduğunu sonradan farkederek, mahkemeye de yardımcı olmaya çalışmıştır.

Bu safhada en büyük temenni ve beklentimiz, aynı suçları işleyen başka yayın kuruluşlarının da olduğu bir ortamda, sadece Müvekkilim aleyhine yürütülen yargı süreci neticesinde verilen ceza aleyhine dosyalayacağımız istinafa, Yüksek Mahkeme’nin süratli biçimde bir gün verip adli tatil başlamadan meseleyi neticelendirmesidir.

Meryem Hanım’ın avukatı olarak değil ama, şahsi olarak, bir hukukçu olarak gözüme çarpan bir diğer husususu da bir kez daha vurgulamak ve tenkit etmek isterim:

“Müvekkilimin hapis cezasına çarptırılmasına imkan veren süreç Yüksek Seçim Kurulu’nun şikayeti ile başlamıştı. Yüksek Seçim Kurulu, Yüksek Mahkeme’nin beş üyesinden oluşuyor. Müvekkilimi yargılayan merci olan mahkeme ise, yargısal denetim bakımından Yüksek Mahkeme’ye bağlı bir mercidir. Şimdi ise, ceza kararının istinafına bakacak olan Yargıtay Mahkemesi ise Yüksek Mahkeme’nin üç üyesinden oluşmaktadır. Bu noktada, şikayet eden de, yargılayan da, kararı denetleyecek olan da sanki aynı yermiş gibi bir görüntü bulunmaktadır. Her ne kadar, mahkemelerimize de yargımızı da güvenimiz sonsuz olsa da, şekil olarak bu görüntü çok rahatsız edicidir.”

Kamuoyunun bilgisine getiririm.

Saygılarımla,

Feyzi HANSEL

Meryem Özkurt Tarafından Avukat

 

Bu haber toplam 4203 defa okunmuştur