Kıbrıs'taki toplumların son 60 yıldır çektiği birçok "ızdırap" var...
Bu ızdırapların doğru algılanması çok önemlidir...
Eğer doğru bir şekilde algılanırsa,
Çekilen ızdıraplar bir arınma vasıtası olabilir!

BARIŞ VE BARIŞMAK
Nasıl ki hasta birisi,
Uzun ve acı verici bir tedaviyi kabul eder,
Ve yaşadığı acının iyileşmenin bir parçası olduğunu bilir;
Kıbrıslı toplumlar olarak tecrübe ettiğimiz acılar ve hayal kırıklıkları da bizim "iyileşmemizi" sağlamalıdır...

Kısacası ızdırap ve sıkıntılar, hayatın gerçek gayesi için çalışabilir...
Nedir bizim için o gaye?
Barıştır...
Barışmaktır...

HEM İDEOLOJİK HEM ETİK
"Yaygaracılığı" toplumun çok büyük bir kesimi dışlamıştır...

Artık, "yaygaracılığı" üreten rakip güçlerle kıyasıya mücadele etmek gerekir...
Çünkü bu noktadan sonra,
Sorun artık hem ideolojik, hem de etiktir.

Kıbrıslı Türklerin var olma amacı,
Ne daha fazla para,
Ne statü,
Ne de cinselliktir...
Biz televizyonlarda büyütülmedik ki...!
Burası bizim "vatan" dediğimiz yerdir!..
Bazı insanların kendi çıkarlarının döne döne inşa edildiği bir "pazar" değildir.

İNSANİ DEĞERLER
Bu değerler bize aittir...

Bizim ortada değer olarak gördüğümüz şey ise,
Bir yaşam tarzıdır...
Ve o yaşam tarzı kavramlarla ifade edilir...
O yüzden, koparılan şoven "yaygaranın" hiçbir anlamı yoktur!..

Barış Plan'larında ortada tek bir değer vardır:
O da insandır, insan...
Bizim "kalıplarımız" buna göre ayarlanmıştır..
Temsil ettiğimiz şey de insani değerlerdir...

Toplum artık bunları bilerek, Nisan'da buna göre bir seçim yapmalıdır...

DOĞUŞ YALNIZ DEĞİLDİR
Evet!
Doğuş yalnız değildir...
Arkasında bizlerin de temsil ettiği insani kavramlar vardır...