JANUS YÜZLÜ
Ian Hacking, on dokuzuncu yüz yılın ikinci yarısında bilim tarihinde ortaya çıkan iki temel değişimi "JANUS YÜZLÜ" olarak niteler :
JANUS, bir yüzü ileriye diğer yüzü geriye bakan bir "ROMA TANRISI"dır.
Batıdaki Ocak ayı (January) da Janus'tan gelir.
Ocak ayının bir yüzü geçen yıla, öteki yüzü de gelecek yıla bakar!.
OLASILIĞIN İKİ YÜZÜ
Yani, ifade edilen : olasılığın iki yüzlü bir kavram oluşudur.
Yüzlerden biri olayların gerçekleşmesiyle ilgili sıklığı;
Öbürü de buna duyulan inanç derecesidir.
Aralarındaki temel fark, birincisi nesneldir; yargının yalnızca bir kişinin görüşü olmayıp, kişiden kişiye değişmeyen ve herkes için geçerli bir yargı olmasıdır.
Örneğin, "KKTC'nin başkenti Lefkoşa'dır" nesneldir.
İkincisi ise öznel yargıdır; kişiden kişiye değişebilir.
Örneğin, "Girne Kıbrıs'ın en güzel şehridir" denirse bu özneldir.
İSTATİSTİKSEL YASALAR
Hacking, istatistiksel sayılara kendi başlarına açıklayıcı bir statü verildiğini ve
"İNSAN DOĞASI" fikrinin yerini istatistiksel yasalara tabi olan bir “NORMAL İNSAN” modelinin aldığını söyler.
Biliyorum ki, kabiliyetimden değil..!
Hadiselerin sırtıma yüklediği bir misyon var mı?
Ondan da emin değilim ;
Ama sanki kendimi anlatmak için bir vesileler silsilesi yakalamış gibiyim...!
Sevgili dostlar;
Bu vesileyle kendi düşüncelerimi sahneye çıkarmak istedim...
DÜŞÜNCE ADAMLARI...
Deniliyor ki;
Düşünce adamı yaşadığı toplumun şuuruna angaje olmak zorundadır; böylelikle bir düşünce birliği yani kollektif bir irade ortaya çıkacaktır;
Yalnızca ideolojik olarak değil; siyasal ve ekonomik olarak da toplumla bütünleşebilecek, organik tutunum sağlayabilecek aydınlar, bir yapı memurları gibi, ilişkiler matrisiyle eş zamanlı olarak kendisiyle birlikte sanayi teknisyenini , ekonomi politik uzmanını , yeni bir kültürü , yeni bir hukuk sistemini oluşturup, yaratacaklardır. Ve sistematik bir biçimde yeniden üretilecektir bu hegemonik düşünce ve davranış biçimleri!
ORGANİK İKNA MERKEZİ
Bu metodu Hacking'e uyarlarsak:
İş, olasılığa duyulan inanç meselesine derecesine bakar!
Yani, kollektif bir irade toplumla bütünleşecek, ve bu "Organik İkna Merkezi" seçmenlerin düşündüklerini yönlendirip, rızalarını kazanacak .
Böylelikle "Kıbrıs'ın en güzel şehri Girne'dir" öznel yargısı, sadece toplumdaki temel sınıflarla ideolojik olarak değil, siyasal ve ekonomik olarak da bütünleşmeyi örüntüleyecek. O zaman da inandığımız birçok şey kendi gerçeğimize dönüşecektir.
AKP'nin yöntemini Hacking'e uyarlarsak:
AKP, istatistiksel sayılar kendi başlarına açıklayıcıdır diyor...
Klasik iktisat'in olmazsa olmazı "Denk Bütçe" gibi tanımlarla , sayılara bir statü veriyor. Kendine uygun olan bir “normal insan” modelini de sayın Başbakan "dini bütün ama modern" diye defaten tanımlamıştır zaten!.
NESNELLEŞTİRMEK
Peki, Kapitalist ne yapıyor?
Nesnelleştiriyor...
Demek istediğim şudur ki;
Siz daha önce hiç tekerlekli yük arabası görmemiş yerlere yük taşırsanız oraya sadece yük değil, tekerlekli yük arabası fikrini de taşırsınız.
Yani, kamuoyunu yeniden yaratacak koşulları yaratırsınız!
Max Weber bunu görmüştü...
"Optimum araçlar zaten keşfedilmiş ve kurallar, yönetmelikler ve yapılarda kurumsallaştırılmıştı; insanların bunlara uyması yeterliydi", der .
EVRENSELLEŞTİRMEK
Ben ne öneriyorum?
Bireylere kendilerini ifade etmeleri için yardımcı olmalıyız diyorum.
Onun için bize YENİ BİR PSİKOLOJİ gerek diyorum.
İlk iş olarak bu insanların kendileri olmak için ne istediklerini keşfetmek amacıyla, kafalarının içine girmenin yollarını bulmalıyız diyorum.
İnsanların motivasyonlarına bakıp, eylemlerine bakıp ne yapacaklarını tahmin etmeliyiz diyorum.
İnsanların derininde yatan değerlerine bakıp yaşam tarzlarını tahmin etmekten söz ediyorum. Eğer insanların yaşam tarzlarını öngörebiliyorsanız, oy verecekleri siyasetçileri de tahmin edebilirsiniz.
İnsanların felsefesini kullanıp, onlarla barışın, sonra da onların sınırsız bireyler olmalarına yardım edin, diyorum.
Siyasetçiler ve kitleler arasında yeni bir bağ kurmanız gerekir diyorum.
Kıbrıs'lı Türkler ülke yönetiminde söz sahibi olan mantıklı vatandaşlar durumuna getirilmelidir, diyorum.
Bunun da yolu Elektrik Dairesi gibi büyük şirketler üzerinde söz sahibi olmalarını gerektirir.
Dome Otel örneğindeki gibi...
Çalışanların otel yönetiminde söz sahibi olması onları mantıklı vatandaşlar durumuna getirmedi mi?
Yani;
Siyasetinizi nesnelleştirin...
Ve siyasetinizin bir psikolojisi olmalı ...
Olmalı ki, insan bu siyaseti kendi değerleri ile içselleştirebilsin.
Aklın evrensele taşındığını görebilsin...
Saygım ve sevgimle sevgili dostlar...