Murat OBENLER

Ülkemizin uluslararası sularda yüzen ender müzisyenlerinden Hüseyin Kırmızı (Japon), yeni üyesi olduğu Erendil grubuna katılım sürecini ve senfonik müzikle rock metal müziğin buluşacağı Erendil grubunun ilk albüm projesini Yenidüzen’e anlattı.

“Avrupanın çeşitli yerlerinden müzisyenlerden oluşan grubun üyeleri ile internetten tanıştık,müziklerimi beğendiler,takdir ettiler ve bana “You are İn””dediler.

Ülkemizden bir müzisyenin ülke dışından bir müzik grubunda müzik icra etmesi  hem şahsen senin için hem de ülke sanatı için çok önemli. Nasıl başladı ve gelişti bu süreç?
Hüseyin Kırmızı: Geçtiğimiz hafta aynı zamanda Latin Amerikadaki büyük bir sosyal medya topluluğu/sitesi olan The Dark Melody’nin de kurucusu olan Fabiel Perez adlı Kübalı bir gitarcı beni Youtube kanalı üzerinden izledi ve benimle bağlantıya geçti. Yaptığım müziği ve projelerimi çok beğendiğini söyleyerek benimle iletişim kurduğunda ilk albümüne hazırlık yapan ERENDİL grubunun klavyeci ihtiyacı olduğunu söyledi ve benim gruba yönlendirdi. Avrupanın çeşitli yerlerinden müzisyenlerden oluşan grubun üyeleri ile internet üzerinden tanıştık,müziklerimi gönderdim, dinlediler ve beğendiklerini,takdir ettiklerin ve beni de grupta görmek istediklerini söylediler. “You are in” dediklerinde de gruba resmen katılmış oldum. Güzel birşeylerin parçası olmak beni daha da çok teşvik etti.

Çok hızlı oldu desene. İnsanın yaptığı iş/eser/üretim iyi olunca her yerde kabul görüyor.

Evet öyle oldu. İlk albüm çıkmak üzere ve klavye bölümleri eksik. 8-10 arası parçanın her şeyi de hazır olduğu için ben stüdyoya girip bunları icra edeceğim. Senfonik ağırlıklı rock yaptıkları için ben de çok sevindim. Benim de klavyeleri kaydetmem ile albümün her şeyi hazır olacak ve albüm internet üzerinden piyasaya sunulacak. Özenli ve büyük bir tanıtım/pazarlama kampanyası ile albümü çıkaracaklar.

“Herkes evden ödevini yapıyor.Müzisyen profesyonel olduktan sonra uzakta olmak,birlikte sürekli çalışma yapamamak bir sıkıntı yaratmaz.”

Dünyada albüm tanıtım süreçleri nasıl ilerliyor?

Ben daha önce yurtdışından birkaç ekiple daha çalışmalar yapmıştım. Şu anda herkes kendi evinde kendi ev ödevlerini yapıyor. Konserden birkaç gün önce buluşup son rötuşlar,birkaç prova ve sahne şeklinde ilerliyor. Artık bu çalışmalar çok kolaylaştı. Müzisyenler profesyonel olduktan sonra uzakta olmak,birlikte sürekli çalışma yapamamak bir sıkıntı yaratmaz. Çok çeşitli müzikler dinleyip, çok çeşitli müzikleri çalışıp bilgi sahibi olunca ve aynı frekansta isen, aynı altyapıya sahipsen  x,y,z ülkeden bir müzisyenle hiçbir sıkıntı olmaz. Müziğin sihiri ve büyüsü de budur. Müzisyenler birbirini tanımasa da o buluşturucu frekans müziktir.

“Senfoni müzikle rock metal müziğin karışımından doğan daha heroik,kahraman,epik tarzda bir müzik”

Albümün tarzı ne olacak ?
Rock metal müziğin bir yan dalı olan Epik Power Metal tarzında bir albüm olacak. Daha fazla mitolojik ve bu gibi hikayeleri anlatan sözlerle dolu,sert soundlu, çok melodik ve birçok senfonik öğeyi de içinde barındıran bir müzikten bahsediyoruz. Senfoni müzikle rock metal müziğin karışımından doğan daha heroik,kahraman,epik tarzda bir müzik. Grup konsept bir gruptur.

“Sözler tamamen J.R.R.Tolkien evrenini yansıtıyor Dünyada concept müzik yapan gruplar çok önemli işler yapıyor.”

Film müzikleri tarzına da yakın duruyor gibi geldi bana...
Grubun konsepti J.R.R.Tolkien’in kitaplarından esinlenerek onları müzikleştirme üzerine ilerliyor. Bütün sözler,isimler,hikayeler Tolkien’in kitaplarının müziğe yansımasıdır. Sözler tamamen J.R.R.Tolkien evrenini yansıtıyor. Bu alanda çok meşhur olmuş gruplar var dünyada zaten.
 

“Dünyada festivaller var,alternatif dinleyici var,imkanlar var.Bizde de imkansızlıklar sarmalında boğuşuyorsunuz”

Bizim film piyasamız olsa müzik piyasamız da olacak ama..
Bizim ülkede bu tarz müzikler pek çok ana akım müziğe dahil olamasa da dünyada concept müzik yapan gruplar çok önemli işler yapıyor. Bizde uzun yıllar  bazı müzik türlerinin dayatması oldu ve insanlar farkında olmadan o müzik tarzlarına yöneldi ve biz de yıllarca güzel müzikleri insanlara aşılamaya çalışıyoruz. Zorlu bir süreç ve tüm zorluklarıyla bu sürece devam ediyoruz. Force Awakens ile bu süreci devam ettiriyoruz. Kamusal alanda da LBO,CSO gibi oluşumlar bu misyonu üstleniyor ve başarıyla hayata geçiriyor.
Yurtdışında çeşitli alternatif müziklerin dinleyicisi var ,festivalleri olur,fanları var ve çark böylece döner. Süreç sürekli canlıdır. Bizde de imkansızlıklar sarmalında boğuşuyorsunuz.

Albümün süreci nasıl olacak? Belli bir konser takvimi tasarlandı mı?
Gelecek senenin ilk aylarında albüm piyasaya çıkacak. Sonra da konserler,turneler,festivaller olur diye düşünüyorum.

Uluslararası müzikal alan deyince ülkemizde aklıma gelen sayılı sanatçıdan birisi Okan Ersan’dır.

Evet kesinlikle Okan abi çok güzel bir insan,müzisyen. İnsan eliyle yaratılmış hiçbir sanat tarzı ölmez. Bizim ülkemizde rağbet görmüyor diye hiçbir sanat üretimi bitmez.  Okan abi çok güzel şeyler yaptı ve yapacağına eminim.Üretimleri vardır diye düşünürüm ve doğru zamanı bekliyordur. İşitme engelli olan dahi müzisyen Beethoven şöyle demişti: “Tanrı insanların kulağına fısıldar ama benimkine bağırdı”. Yani ülke koşulları ne olursa olsun,kör da olsa sağır da olsa insanın içinde varsa birşeyler üretir. Başka birçok müzisyenin zulasında da birçok güzel şey olduğunu düşünüyorum.

“Farklı sanat dallarıyla uğraştım, bunu en iyi şekilde sunmanın yollarını aradık, bir şekilde hak ettiğimiz yerlere ulaşmaya uğraştık. Bunlar da bu açıdan çok güzel adımlardır”

Müzisyen camiadaki arkadaşların nasıl karşıladı bu gelişmeyi?
Yakın çevremdeki müzisyenler bunu hem benim açımdan hem de örnek olabilmesi açısından çok olumlu karşıladılar,beni tebrik ettiler. Bu belki de başka arkadaşlara da kapı açacak,ilham verecek vs. Ben de çok sevindim çünkü yıllarca müzik başta olmak üzere farklı sanat dallarıyla uğraştım ve  bunu en iyi şekilde sunmanın yollarını aradık, bir şekilde hak ettiğimiz yerlere ulaşmaya uğraştık. Bunlar da bu açıdan çok güzel adımlardır. Ülkedeki ekonomik sıkıntı,bunalım,çıkmaz özellikle ruhsal açıdan sanatçıları çok kötü etkiliyor. Ben de bu işi bırakma konusunda defalarca kendimi sorguladığım oldu ama ben bu olumsuz şeyleri hızlıca zihnimden uzaklaştırarak çabalamaya,çalışmaya,daha iyisini üretmeye,yurtdışında güzel işler yapmaya odaklandım. Tersi durumda zaten yılların emeğini ve çalışmasını bir anda sıfırlarsın ve yaptıkların da anlamını yitirir.

“Altın kural çok çalışma ve çok üretme”

Yıllardır takip ediyorum senin müziğini, yavaş ve sağlam gitmeyi tercih ediyorsun.
Evet yavaş yavaş ve sağlam bir şeklilde ilerlemeyi tercih ediyorum.  “Hayalleri olanlar asla uyumaz” lafını çok severim. Altın kural çok çalışma ve çok üretme. Ben de daha az uyumayı seçtim. Çok fazla rekabet ortamı var dünyada ama bu işleri bu ülkede yapmak 3-4 kat daha zordur çünkü  imkansızlıklar,yokluklar ülkesinde yaşıyoruz. Sanatçı insan düşünen,sorgulayan insandır o yüzden bu ülkede desteklenmez,kösteklenir. Devlete ait bir opera salonunun olmaması büyük bir eksikliktir.

“Yıllar önce ürettiğim büyük senfonik bir eserin hayata geçebilmesi için tekrardan sponsor arayışına giriyorum”

Bunun dışında da senin ilgilendiğin,dahil olduğun projeler yok mu?
Benim kendi projelerim de var. Yıllar önce ürettiğim büyük senfonik bir eserin hayata geçebilmesi için tekrardan sponsor arayışına giriyorum. Bizi anlatan,tarihi anlatan bir proje. Yine bizim tarihimizdeki iki olayı anlatan bir başka projem var. Türkiye ve buradaki arkadaşlar küçük küçük parçalar kaydediyoruz. Onlar da yavaş yavaş çıkacak.
Ülkedeki müzisyenlerden oluşacak ve üretime dayalı bir müzik ekibi oluşumu içerisindeyim.Farklı tarzlarda şeyler yaratıp icra edeceğiz. Kendi ekibimle uluslararası sularda gezmeyi planlıyoruz.

Kendi geminizi kendi tersanenizde üretip uluslararası sulara açılma zamanıdır o zaman...
Evet.Bu kış çalışmalara başlıyoruz. Yoğun bir sürece giriyorum.

Şimdiden başarılar ve  kolaylıklar dilerim.