1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Jimmy Burns; Yetmişüç Yaşında Bir Delikanlı
Jimmy Burns; Yetmişüç Yaşında Bir Delikanlı

Jimmy Burns; Yetmişüç Yaşında Bir Delikanlı

Jimmy Burns; Yetmişüç Yaşında Bir Delikanlı

A+A-


Simge Çerkezoğlu


24 yıldan bu yana Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’a Blues müziği taşıyan Efes Pilsen Festivali bu yıl da muhteşem bir konserle hepimizi etkiledi. 
Dünyaca ünlü Blues müzisyeni, gitarist ve armonika ustası Jimmy Burns’le bir arada olmak şaşırtıcıydı çünkü soruların tamamını ben sormadım, yılların birikimi ile onun da bana yönelttiği sorular oldu. 
Burns tam anlamı ile bir delikanlı… Belki bedenen değil ama ruhu için aksini söylemek imkânsız. Kıbrıs’a ilişkin ilk izlenimi hava ve kadınların güzel olduğu yönünde ancak sanatçının adaya dair politik bilgisi bu kadar iç açıcı değil. Kıbrıs konusuna dair hatırladığı en net bilgi Bülent isimli bir başbakanın ülkeyi yetmişli yıllarda işgal ettiğine ve böldüğüne dair… Bu yorum karşısında ne diyeceğimi bilemedim, detayları ise kendime sakladım. Bana göre Burns gençliğini tamamen anı yaşayabilme becerisine borçlu. Benim için her konser “apayrı bir yolculuk ve bir eğlence” diyen müzisyen “şimdi buradayım ve eğleniyorum benim için önemli olan işte bu”   diyerek hayatın aslında ne kadar kısa olduğunu hatırlatıyor bana.

“GELECEĞİ ÇOK DÜŞÜNMÜYORUM”

Blues müzik hakkında bize neler söyleyebilirsiniz? Bu müziğin belli bir ruhu var mı?
Blues kalbimde yaşıyor. Tüm dünyada çalınan, sevilen ve benim için yerini hayal bile edemeyeceğiniz bir anlamı var. İnsanlar bu müziği seviyor, ben de tüm dünyaya bu müziği çalmayı seviyorum. Onu atalarımdan ödünç aldım. Daha önce Rusya’da, Japonya’da bile çaldım, şimdi de sizin ülkenizdeyim.

Daha önce hiç Kıbrıs’ta bulunmuş muydunuz?
Hayır, daha önce hiç burada bulunmamıştım. Bu ilk oldu.

Kıbrıs’a dair ilk izlenimleriniz neler?
Çok sevdim, burayla ilgili de çok şey biliyorum ama dediğim gibi ilk kez burada bulunuyorum. Eğleniyorum, güzel vakit geçiriyorum. Burada olmayı çok sevdim.  Havsı çok güzel, kadınları çok güzel…

Efes Müzik festivali ile ilgili düşünceleriniz neler?
Festival mükemmel. Yirmi dört yıldır kesintisiz devam ediyor. Bu bir festival için çok çok uzun bir zaman demek. Buradaki konserin ardından festival Türkiye’de de farklı şehirlerde devam edecek. Ama şimdi buradayım, burayı, bu anı yaşıyorum.  Geleceği çok düşünmüyorum. Burada çok eğleniyorum. Benim için her konser ayrı bir yolculuk ve eğlence anlamına geliyor. İşimi seviyorum.

70’Lİ YILLAR

Siyasal bilgiler üzerine eğitim aldığınız doğru mu?
Hayır siyasal bilgiler okumadım ama politikaya ilişkin bu güne kadar pek çok şey okudum. Politikayla ilgilenen bir insanım. Kıbrıs’la ilgili okuduklarım da oldu. 70’li yıllarda Bülent isimli bir başbakanınız olduğunu ve ülkeyi bölüp işgal ettiğini hatırlıyorum. 

Kıbrıs ve Kıbrıs’daki siyasi duruma ilişkin tek fikriniz bu mu? Kuzey ve güney olmak üzere iki ayrı bölgede yaşıyoruz mesela…
Biraz bir şeyler biliyorum. Rumların da adadaki varlığından haberim var. Ama neden düşmanlık var ya da bunun geçmişi neye dayanıyor bilemiyorum. Ne olacak onu da bilemiyorum ama başbakanınızı hatırlıyorum…

“ABD DÜNYANIN İYİLİĞİ İÇİN ÇALIŞIYOR”

Şimdi görüşmeler yapmaya ve yeniden birleşmenin yollarını bulmaya çalışıyoruz…
İyi şanslar ve başarılar.

Bir Amerikan vatandaşı olarak Amerika’nın politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyada Amerika ne isterse o oluyor. 
Bilemiyorum. Herkes Amerika’yı eleştiriyor. Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum. Ama herkes ülkeye de gelmeye, yaşamaya da devam ediyor. Ben ülkemi çok çok fazla ve büyük bir bağlılıkla seviyorum. Dünyanın iyiliği için çaba harcadığımızı düşünüyorum. Ama pek çok insan da bizi sevmiyor. Geçmişte de böyleydi bu gün de böyle…

Türkleri nasıl buldunuz?
Türklerin beni buraya davet etmesinden dolayı çok mutluyum. Şimdi buradayım ve belki de bir daha burada olmayacağım. Şunu söylemeliyim ki Türkiye benim en favori ülkelerimden biri. Grubum da çok sevdi. Türkler harika insanlar. Siz de bir Türksünüz ve siz de öyle olmalısınız. 

Müziğe tekrar dönecek olursak neden müzik de politika değil?
Güzel soru. Bu az çok hissetmekle alakalı. Doğal bir şey, aslında çalmaya başladığım zaman müziği ne kadar çok sevdiğimi de fark ettim. Babam da müzisyendi. Çok profesyonel değil ama gitar, armonika ve piyano çalardı. Sanırım biraz babamdan etkilendiğim ve müziği çok sevdiğim için müzisyen oldum. Zaman daha da sevmemi sağladı. Artık onsuz bir hayat düşünemiyorum.

Bu haber toplam 1503 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 134. Sayısı

Adres Kıbrıs 134. Sayısı