Her iki takım açısından çok önemli bir karşılaşmaydı. 23 puanlı Serdarlı puan tablosunun alt kısımlarında yer alırken, küme düşme tehlikesini de ensesinde hissediyor. Bu nedenle kendi saha ve seyircisi önünde yapacağı karşılaşmadan mutlak puan almayı düşünüyordu. Fakat ne yazık kadro darlığı nedeni ile de ortaya pek bir şey koyamadı ve ilk golü bulmasına rağmen, karşılaşmadan 4-1’lik bir mağlubiyetle ayrılmak zorunda kaldı.
Diğer tarafta şampiyonluk yarışından fazla uzaklaşmamak ve umutlarını canlı tutmak bakımından mutlak galibiyeti düşünerek sahaya çıkan bir Yenicami vardı. Çok iyi mücadele ettiği karşılaşmada üç puanı hanesine yazdırıp ayrılmıştır.
Yenicami dünkü maça farklı bir kadro dizilişi ile başladı. İbrahim, Behiç ve Ünal ilk onbirde sahaya çıkmadı. Orta sahada Joseph görev yaptı ve adeta yıldızlaştı. Zaten bu yıl takımın en formda oyuncusu olarak dikkatleri üzerinde topluyor. Dünkü maçta da görev yaptığı her bölgede harikalar yarattı ve takımın galip gelmesinde önemli rol oynadı.
Önce orta sahada görevini yaptı. Galip duruma geçince savunmaya alındı ve mükemmel görevine orda da devam etti, daha sonra Erdoğ’un oyuna alınması ile yine orta alandaki görevine döndü ve ikinci yarıda, farkın açılmasında kilit adam oldu.
Ayrıca dünkü maçın bir diğer önemli ismi de tereddütsüz Massa idi. Attığı iki golde de tamamen kendi becerisi vardı. Hele ilk goldeki becerisi ayakta alkışlanın nitelikteydi. Kale çizgisinde topu ağlara göndermek büyük beceri isteyen bir vuruştu. Massa dün topla çok buluştu ve rakibe tehlikeli anlar yaşattı. Fazla topla buluşmasının nedeni ise kendisine orta alandan yapılan servislerdi. Gerek Joseph gerekse Evren çok güzel ara pasları kullanıp Massa’yı gol pozisyona sokmuşlardır.
Yenicami’nin, son haftalardaki performans düşüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, dünkü maçta çok iyi bir mücadele örneği sergilemiştir. Özellikle 1-0 yenik duruma düştükten sonra ortaya koyduğu mücadeleci oyununu, maçın başından itibaren yapası gerekirdi. Eğer oyuna bu tempo ile başlamış olsaydı, Serdarlı’nın direncini daha erken kırabilirdi.
Herkes rüzgârı arkasına alıp baskılı bir oyun oynamaya başladığı bir anda, ani gelişen bir kontra topta golü kalesinde gören Yenicami moralini bozmadı. Aksine daha akıllı ve daha baskıcı bir oyunla ilk devreyi 2-1 önde kapatmasını becermiş oldu.
İkinci devrede Serdarlı, rüzgârın etkisini avantaja döndürmek için rakibine baskı kurmaya çalıştı, ancak oyunun kaderini değiştirecek yetenekli oyuncusu olmadığı için, atakları cılız ve etkisiz oldu.
Yenicami, ikinci devrenin özellikle son on beş dakikalık bölümünde, oyuna tamamen ağırlığını koydu ve attığı gollerle karşılaşmadan galip ayrılmasını bildi.
Maçın hakemi dünkü karşılaşmada kötü kararlar verdi. Gereksiz gösterdiği kartların altında ezildi. Yenicami’nin yediği golden önce, Massa’ya kaleci Özgür’ü geçtikten savunma oyuncusunun yaptığı hareket, tartışmaya açık bir hareketti. Bulunduğum yerden tesbit ettiğim kadarı ile penaltı çalınması gereken bir müdahaleydi.  Ne yazık bu pozisyonun devamında Serdarlı’nın golü geldi. Bir başka hatalı kararı, Göktaş’a elle oynama çaldığı bir pozisyonda kart göstermemesiydi. Çünkü aynı oyuncuya iki dakika önce gösterdiği kart sarı, kendisi de farkındadır ki sarı kartı gerektirten bir hareket değildi.
Ama ne isterse olsun, hakem hatalı bir kara vermişse, buna hata ile karşılık vermemelidir. Göktaş’a elle oynamadan dolayı düdük çalmışsan, kartını da çıkartacaksın.
Sonuçta, hakemin yapamadığını Osman hoca Göktaşı oyundan alarak yapmıştır. Verdiğin kararın altında ezilirsen, yönetim konusunda daha çok hata yaparsın. Çünkü aklın, verdiğin veya veremediğin kararda kalır. Bu da hakem için iyi bir puan değildir.
Yenicami dün hak ettiği üç puanı alırken, Osman hoca da oyuna iyi müdahale etmiştir. Çıkardığı kadro ve yaptığı değişiklikler yerinde ve zamanında olmuştur. Haftalar önceden bu cesareti göstermiş olsaydı, takım çok daha iyi bir noktada olacaktı. Biraz cesaret ve doğru adımlar atıldığı zaman, hem takım, hem futbolcu ve hem de teknik heyet işini laiki ile yapmış olur ve başarı da kendiliğinden gelir.
Bu arada Mustafa Özarabacı hocama da başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Acılı bir durumda olmasına rağmen, takımını yalnız bırakmamasını işine vermiş olduğu önem ve disiplinin bir göstergesidir. Tekrardan başın sağ olsun hocam…