1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Kabahatin çoğu
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Kabahatin çoğu

A+A-

 

“Akrep gibisin kardeşim” der, ünlü şair Nazım Hikmet…
1947’de kaleme aldığı bu şiirinde insanların davranış biçimlerine yakından bakar ozan…
Sistemin ürettiği ‘birey’e yüklenir. ‘Kendi kendini eleştirme’ye davet eder.
‘Korkak karanlık içindeki akrep’ benzetmesinden başlar, ‘telaşlı serçe’den dem vurur, ‘kapalı ve rahat midye’ye gönderme yapar Nazım Usta ve sonra lafı gediğine koyar:
“Koyun gibisin kardeşim!”
İnsanoğlunun nasıl da kolay boyun eğdiğini, hele biraz otorite, azacık korku girince devreye nasıl da ‘sürüye katıldığı’nın resmini çizerek devam eder Usta’nın dizeleri…
Ve şöyle bağlar şiiri:
“Kabahat senin -demeğe de dilim varmıyor ama-,
Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim”

**

Nazım Hikmet’in şiirini ‘halka küsen aydın’ teorisiyle izah etmek bir seçenektir elbette…
Aydınların genelde halkı küçük görme, hatta aşağılama gibi saplantıları olduğu bilinir.
Çoğu ‘aydın’ın bu yüzden ‘gerçek aydın’ olup olmadığı da sıkça tartışılır.
Her ne isterse olsun halka güvenmek gerektiğine, sistemin ve koşulların dayatmasıyla kitlelerin yanlış tercihler yapabildiği ve bu yüzden de çoğunluğun her zaman haklı olmayabileceği söylenir.
Yöneten ile yönetilen, yani günümüzde siyasetçi ile vatandaş arasındaki ilişkiden bahsedilirken tüm bunlar zaman zaman gündem olur. Sadece bizde de değil, dünyanın neresine giderseniz gidin politikacının yanlışlarından aslen onları seçenlerin sorumlu olduğunu söyler durur sokaktaki vatandaş…

**

Peki ama ‘sokaktaki vatandaş’ seçilenlerden ve onların yaptıklarından yakınıp duruyorsa, bu insanları kim seçiyor?
Mesela Ahmet Kaşif ve DP-UG’den istifa edenlerin sürekli parti değiştirdiklerini bilmiyor muydu onlara oy verenler?
KTHY’yi göz göre göre batıranlara sandıkta yeniden oy vermedi mi bizim seçmen?
Emekli maaşlarını kırpma dahil bir yığın kazanılmış hakkı budamaya kalkan ve önemli bir bölümünü de budayan siyasiler hala mecliste ‘seçilmiş’ olarak oturmuyorlar mı?
2009’da TC-KKTC ekonomik protokolünü imzalayıp, sonradan ‘elini yıkayan’ siyasetçi dört buçuk yıldır Saray’da oturmuyor mu?

**

Nazım Hikmet ‘koyun gibisin’ benzetmesini yaparken haklı mıydı, haksız mıydı tartışması bir yana…
Acaba nasıl oluyor da insanlar kendilerine ‘kötülük’ yapanlara oy vermeye devam ediyor?
Bu sorunun mantıklı birkaç cevabı olabilir:
Ya ‘kötülük yapılıyor’ algısı yoktur. Aksine KTHY kapatılarak, insanlar sokağa atılarak, sürekli parti değiştirerek kendilerine ‘iyilik’ yapılmakta olduğu zannındadır onlara oy verenler…
Ya ‘bunlar yapar gibi görünüyor, ama aslında bunları onlara başkaları, mesela Türkiye yaptırıyor’ düşüncesi hakimdir.
Ya da ‘siyasetçiye siyaseti için değil, eş-dost-akraba-tanıdık olduğu ve bir gün işim düşerse beni de görsün’ diyerek, yani feodal ilişkiler ve bireysel çıkarlar ön planda tutularak oy veriyor vatandaş…
Bu durumda ‘kabahatin çoğu’ kime ait olur acaba?

Bu yazı toplam 1960 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar