Sami Özuslu

Sami Özuslu

KABAK TADI

A+A-

Sözlükler 'kabak tadı vermek' deyimini şöyle tanımlıyor:

Bıktırmak...

Usanç vermek...

Tatsız olmaya başlamak...

Aşırı tekrarlanması, sürdürülmesi yüzünden bir şeyden doygunluk, yorgunluk veya bıkkınlık duyarak onu istemez duruma gelmek...

Deyimin daha kolay anlaşılabilir olması için bazı cümle içi kullanım örnekleri de sıralanıyor Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğü'nde:

"Senin bu konuşmaların da artık kabak tadı vermeye başladı."

"Sus artık, senin askerlik anıların da kabak tadı verdi."

"Bu adamın konuşmaları kabak tadı vermeye başladı."

"Oy sayım işi kabak tadı verdi."

"Bazı siyasi tipler kabak tadı vermeye başladı."

***

Karpuz kesilince rengi kırmızı değilse eğer 'kabak' benzetmesi yapılır.

Tadı iyi değilse de 'kabak' diye surat ekşitilir ve genellikle tavuklar yesin diye kümese, tavuk yoksa da çöpe atılır.

Niyet kabak yemek olsaydı zaten kabak alınır, çeşitli yöntemlerden biriyle pişirilir, sonra da yanında kah pilav, kah yoğurt, kah hıyarlı cacıkla bir güzel, afiyetle yenilirdi.

Oysa niyet kabak değil, karpuz ya da kavun yemekse, o zaman sebze değil, meyve yemektir söz konusu olan ve kabak tadı veren bir meyve sofradan uzak tutulur.

***

Kabağın çeşitlisi, kabak yemeklerinin icatlısı vardır.

Her kabakla her yemek pişirilmez.

Mesela su kabağından kabak tatlısı yapmamak lazım. O işin güzeli kocaman kırmızı bal kabağıdır.

Koloka kabağından kabak dolması yapmayı denemek pek uygun olmaz.

Kızarmış kabağa bol domates, bol patlıcan eklerseniz güzel olabilir. Sakız kabağı taze ya da kuru börülce ile harika gider. Tabii haşlarsanız...

Yoksa fırında pişirmeye kalkarsanız, tadı kabak gibi bile olmaz.

***

Kabak hem sebze olarak çok kullanışlı ve faydalı bir sebzedir ama hem de Türkçe'de pek çok manaya gider.

Mesela 'kabak kafalı' deyimi iki anlamda kullanılır. Biri 'kel olma' durumunu anlatır, saçı az olanlara veya berberin fazla kazıdığı durumlara atfedilir.

Ama kafası almayan, bilgisiz, ezberci, inatçı, anlamak istemeyenler için de ideal bir deyimdir 'kabak kafalı'lık.

Daha epey 'kabaklı' deyim vardır dilimizde.

'Kabak başına patladı' gibi...

'Sıçanı deliği sığmaz, kuyruğuna(!) bir de kabak bağlar' gibi...

***

Farkındayım, 'kabak tadı' verdi artık bu kadar 'kabak'lı cümleler.

Lakin kimileri gerçekten de 'kabak tadı' verdiler artık.

Bu topluma her fırsatta 'diyet' hatırlatması yapanlara, 'biat' çağrılarına, 'ağalık' taslamalarınadır sözüm.

Bir daha hatırlatayım, neymiş 'kabak tadı vermek' deyiminin anlamı:

"Bıktırmak...

"Usanç vermek...

"Tatsız olmaya başlamak...

"Aşırı tekrarlanması, sürdürülmesi yüzünden bir şeyden doygunluk, yorgunluk veya bıkkınlık duyarak onu istemez duruma gelmek..."

'O durum'a getirdiniz işte bu toplumu!..

Bu yazı toplam 3297 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar