1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Kabine operasyonunun şifreleri
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Kabine operasyonunun şifreleri

A+A-

 

Hükümetin bir yılıyla ilgili basın toplantısında Serdar Denktaş “Yeni Eğitim Bakanı’nı bayramdan sonraki ilk gün atayacağını” söylemişti.
Mustafa Arabacıoğlu’nun şok istifasından sonra parti içinde oluşan beklentileri iyice ölçüp tartmak, ona göre hareket etmek düşüncesindeydi Serdar Denktaş…
Dört günlük uzunca bayram tatilinde Denktaş fazla ölçüp biçmiş olacak ki, sadece Milli Eğitim Bakanı’nı atamakla kalmadı, bir çırpıda DP-UG’li bütün bakanları değiştiriverdi!
Kendisi hariç tabii…

**

Koalisyon hükümetinin küçük ortağı DP-UG kanadında yaşananlar sürpriz oldu. Serdar Denktaş’ın ‘geniş bir operasyon’ yapacağını tahmin edenler yok değildi. Mesela DP’nin Gençlik Kolları eski Başkanı Münir Öztürk birkaç kişiyle bahse girmiş ve yüklü armağanlar kazanmış. Münir dün facebook iletisinde bu bilgiyi paylaştı.
DP’yi ve Serdar Denktaş’ı daha yakından tanıyanlar atabileceği adımları daha kolay tahmin edebiliyorlar haliyle…
Ama galiba ‘UG kanadının lideri’ pozisyonundaki Ahmet Kaşif Serdar Denktaş’ın elini okuyamadı bu sefer… Zira Kaşif ailece yurtdışında bayram tatilindeydi ve görevden alındıktan sonra, dün gece yurda döndü.
Herhalde ‘hırıltıyı’ sezmiş olsa adada kalır, Serdar Denktaş’ın kabine operasyonuna yakından müdahil olurdu.

**

Peki ama Serdar Denktaş’ın bu ani hamlesinin nedeni neydi?
Denktaş bakanları değiştirirken nasıl bir muradı vardı?
Ahmet Kaşif gibi ‘UG kanadının lideri’ pozisyonundaki bir ismi bakanlıktan alması ne anlama geliyordu?
Genel Sekreteri Hasan Taçoy’un Kaşif’in yerine gelmesinin anlamı neydi?
Hakan Dinçyürek’in Çevre Bakanı olması ‘Mağusa’dan Kaşif gitti, Dinçyürek geldi’ denklemiyle izah edilebilir miydi?
Tüm bu olup bitenlerle ilgili Saray’ın, yani Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bir ilgisi var mıydı?
Hatta sabah görevden alınan Kudret Özersay ile DP’deki gelişmelerin bir bağlantısı var mıydı?

**

Akşamın ilk saatlerinde Başbakan’dan önce basına konuştu Serdar Denktaş… Bombanın pimini çekti ve kamuoyuna bıraktı.
Dünkü atamalarla birlikte hükümetin DP ile UG kanatları bakımından niceliksel bir ‘denge değişikliği’ olmadı. Kabinedeki iki “DP’li-2 UG’li” dengesi korundu.
UG kanadının iki bakanı da değişirken, DP kanadından Arabacıoğlu’nun yerine Dinçyürek monte edildi.
İlçeler bazında ise Bakırcı’nın görevden alınmasıyla DP-UG İskele’de bakansız kaldı. Onun yerine Özdemir Berova’nın atanmasıyla DP-UG’nin Girne’de bir bakanı oldu.
Lefkoşa’da iki bakan sayısı korundu, Güzelyurt ise yine bakansız kaldı.

**

DP’ye yakın kaynaklar Serdar Denktaş’ın hamlesiyle ilgili şu görüşleri dile getiriyor:
• Serdar Denktaş özellikle yerel seçimlerdeki başarısızlık sonrasında Ahmet Kaşif’in parti başkanlığına gelmesini isteyen bir kesim oluşmuştu. Denktaş, ileride parti başkanlığı bakımından olası bir rakip olarak görebilirdi Kaşif’i…
• DAÜ Rektörlüğü konusunda da Serdar Denktaş ile Ahmet Kaşif ters düştüler. Kaşif Abdullah Öztoprak’ın göreve devamını isterken, Denktaş geçen haftaki basın toplantısında “Bu rektörle asla” demiş, aynı gün DAÜ VYK ‘gereğini’ yapmıştı. Kaşif buna sert tepki gösterdi. İpler daha da gerildi. Bu arada Kaşif’in oğlunun aldığı ihaleler konusu da bir başka ‘kulaktan kulağa fısıldanan’ gerginlik konusuydu.
• Hamit Bakırcı birçok konuda tepki çeken bir isimdi. Özellikle izah edemediği Fransa ziyareti, görevden alınması gerekli zemini yaratıyordu.
• DP-UG içinde ‘bakanlık’ bekleyenlerin listesi oldukça kabarık… Zorlu Töre ilk kabineden yer alamadığı için ‘aslında rücu’ etmişti. Hasan Taçoy daha geçen hafta “Bu hükümete güvenoyu vermem” diyebilmişti. Özdemir Berova da koalisyon hükümetinin CTP kanadıyla zaman zaman sürtüşen bir diğer milletvekiliydi. Kimi DP-UG kaynaklarına göre “Serdar Denktaş parti içinde en fazla mızırlık çıkaranları susturmak istedi, bakan yaptı. Hepsi bu!..”
DP-UG içindeki sancı bitti mi peki?
Bu soruya hemen yanıt vermek zor.
Ancak kesin olan şu ki, DP-UG’deki görev değişikliği, Kudret Özersay’ın görevden alınmasını yarım günde gündemden düşürdü.
İşin iyi tarafı şu ki, ne para birimimiz var değer yitirecek, ne de borsamız!

Bu yazı toplam 2278 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar