Kablonun stratejik önemi
Avrupa gaz ve elektrik enterkonnekte sistemleri harita üzerinde örümcek ağı gibi bir yapıyı andırıyor. Bu ağ bölgemizde Türkiye’ye kadar uzanıyor ve orada duruyor. Kıbrıs, AB üyesi bir ülke olmasına rağmen ne gaz ne de elektrikte bu sistemlerin bir parçası olabildi bugüne kadar. Görüntü gerçekten de sırıtıyor.
Bu durum her şeyden önce Kıbrıs’ta yaşayan insanlara pahalıya mal oluyor. Bu sistemlerin dışında kaldığımız için geniş halk kitlelerinin enerji alanındaki temel ihtiyaçlarını en uygun maliyetlerle karşılayabilmesi mümkün olamıyor. Maliyetlerimiz bölgedeki enerji fiyatlarına paralel değil izole sistemlerin sahip olduğu dezavantajlar çerçevesinde belirleniyor. Türkiye ile Kıbrıs arasında kurulacak bağlantının bizim açımızdan en stratejik boyutu bu olsa gerek. Hizmet odaklı siyasetin temel misyonu halkın refahıdır ve enerji maliyetlerini düşürmeyi gözetmek temel amaçlardan bir tanesidir.
Toplumumuzda genel kabul gören bu yaklaşıma itirazı olanların Avrupa Enterkonnekte Sistemi’nin dışında kaldığımız zaman izole bir yapıda maliyetlerin nasıl daha düşük olacağını açıklama hakları bakidir. Vizyon olarak dünya ile bağlanmayı değil kendi sınırları içinde kapalı bir yapıyı gözeten birileri varsa, bir şeylere karşı çıkarken aynı zamanda mevcudu nasıl geliştirebileceklerini, dünyaya meydan okurken yeni yatırımlar noktasında finansmana erişim sorununu nasıl aşabileceklerini de açıklamak ve halkı ikna etmek gibi bir yükümlülükleri vardır.
Uzmanların yaptığı teknik açıklamalara göre elektrik sistemimizi idame ettirebilmemiz için de bu bağlantıya ihtiyaç vardır. Özellikle alternatif enerji kullanımını artırabilmemiz bu projenin yaşam bulmasıyla mümkün olabilecektir.
Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir. Eğer halkın yalın beklentileri dışındaki bir maksat için bir şeyleri savunuyorsanız enstrümanlarınız ne kadar güçlü olursa olsun olacağın önüne geçemezsiniz. Halk buna müsaade etmez. Halk maksadı okur ve kendi çıkarları doğrultusunda hükmünü verir. Elektrik konusunda mutsuz olan geniş halk kitlelerinin bu projeden söz eden siyasilere karşı hakarete varan saldırılara rağbet etmemesinin ekonomi-politiğini anlamadıkça, saldırılarınızın neden etkisiz kaldığını da anlayamazsınız.
Her şeye rağmen tüm siyasilerimiz de unutmamalıdır ki mevcut koşullarımızda toplumsal birliğimiz ve bütünlüğümüz de son derece hayati yani stratejik bir konudur ve tüm kesimlerin bu stratejik olguya katkısı büyük değer taşımaktadır.
Hava kirliliği ile mücadele konusu bir başka stratejik unsurdur. Akdeniz’i bu denli kirletmeye devam etmemiz, AB’nin karbon emisyonu hedeflerini tutturmak için hiçbir çaba içerisinde olmamamız kabul edilir değildir. Kablo projesi bu ciddi sorunumuzun neredeyse kökten hallini sağlayacaktır.
Proje, Kıbrıs’ta iki toplumun işbirliğini artıracak olması ve Kıbrıs sorununun çözümüne bu yönüyle yapacağı katkı bakımından da son derece stratejiktir.
Kıbrıslı Rumlar da çok iyi bilmektedir ki enerji alanında Türkiye ile coğrafi yakınlık nedeniyle işbirliği kaçınılmazdır ve bu bağlamda onlar da kablo projesinin olumlu sonuçlar doğuracağını bilmektedir. Proje bölgemizdeki barış sürecine yapacağı katkı bakımından büyük önem taşımaktadır. Tıpkı doğal gaz ve su gibi elektrik de müzakere sürecinde tarafları motive edecek unsurlardan sayılmalıdır. Bu manivelanın geçerlilik kazanması için projenin çözümden sonra değil çözüm arayışları sürerken somutlaşması büyük önem taşımaktadır.
Kıbrıs sorununun çözümünden tutunuz da hava kirliliği ile mücadeleye ve maliyetlerin düşürülmesine kadar pek çok stratejik amaca hizmet edecek olan kablo projesi en erken zamanda yaşam bulmalıdır.
En büyük gücücümüz, toplumumuz adına stratejik hedefler belirleyebilen, dünyaya meydan okuyan ve kapalı sınırlardan medet uman rant odaklarının etkisinde kalmaksızın dünyaya entegrasyon sürecimizde toplumumuzun çıkarlarını azami düzeyde korumaya özen gösteren siyasi kadrolarımızdır.