“Yeni koalisyon için anlaşmışlardı” diyor siyasi kulisler.
"Bu iş pazartesi bitmişti" aslında.
Peki sonra ne oldu?

***

Söylenti öylesine çok ki...
Önce bir YDP'ye bir de DP'ye bakanlık vermiş, Tatar!
Erhan Arıklı “tamam” demiş.
Fikri Ataoğlu da!
UBP böylece “fazladan bir bakanlık” da cebine koymuş.
Bir tek Hüseyin Özgürgün'ü ikna etmek kalmış geriye...
O da "taahhüt" istiyormuş.
"Gelirim, yargılanmam."

***

Sona YDP reddetmiş bunu!
Tek bakanlığı az bulmuş.
Arıklı yerine Bertan gitmiş görüşmeye, Huzurağaç'a.
İki bakanlığa ikna etmiş Tatar’ı.
Ulaştırma ve Ekonomi.
DP bunu duymuş, kazan kaldırmış.
2 bakanlık da DP'ye!
Turizm ve Çalışma.
Bu kez UBP Merkez Yönetimi kalkmış ayağa...
Yeni koalisyon olmamış.
HP zaten hepsine razı…

***

Bunlar siyasi dedikodudur.
Böylesi kulis söylentilerinin sürekli yazarları da vardır doğrusu...
Öyle teyit etmedikçe, emin olmadıkça, hakikate yanaşmadıkça pek yazmam buralarda...
Peki şimdi niye yazdım?
Birincisi "siyasi dedikodu" diyerek yazdım.
İkincisi siyasete dair çene emekçilerinin gündemini anlatmak için yazdım.
Üçüncüsü de bu ülkenin yoksullarının, emekçilerinin, güvencesiz işçilerinin siyasi partilerde artık ne bedenen ne de ruhen temsil edilmediklerini gördüğüm için yazdım.

***

“Hayat kavgası” yerine kimilerinde “menfaat çatışması” var yalnızca!
Çok başka gaileler…
Kimi “ekmek” sayıklıyor, kimi “bakanlık.”
Pek de umursamıyorlar aylardır eğitim görmeden evinde oturan çocukları…
Bin beş yüz liraya nasıl geçinildiğini bilmiyorlar, siyasi partilerde köşeleri tutanlar...
Eyvah ki eyvah anlamıyorlar, bir gencin, elindeki birkaç diplomayla önüne gelen her iş ilanına başvurmasının ve yine de işsiz kalmasının yarattığı çöküntüyü…

***
“Kaç bakanlık” diye soruyorlar ya…
Biraz da işsizliği sorsalar…
Biraz da umutsuzluğu…