KAÇ KİŞİYİZ VE KİMİZ BİZ?
Tartışmalı nüfus sayımının ilk sonuçları açıklandı.
Buna göre 294 bin 906 kişi olarak yaşıyoruz, Kuzey Kıbrıs’ta!
Hem sayım şekli, hem de basit bir hesapla oluşan açık, ama sanırım daha fazla yükselen güvensizlik bu rakama neredeyse kimsenin inanm
Tartışmalı nüfus sayımının ilk sonuçları açıklandı.
Buna göre 294 bin 906 kişi olarak yaşıyoruz, Kuzey Kıbrıs’ta!
Hem sayım şekli, hem de basit bir hesapla oluşan açık, ama sanırım daha fazla yükselen güvensizlik bu rakama neredeyse kimsenin inanmadığı gerçeğini çıkarıyor karşımıza.
Bu rakamın çok daha fazla olduğunu düşünüyor birçoğumuz.
Yine de BM tanımış, Hristofyas rakamları beğenmiş, bir çözümsüzlük verisi olarak görmemiş!
Ama DPÖ’nin sadece de-facto nüfusu açıklarken neden de-jure nüfusu açıklamadığı da bir muammayken, eldeki verilerde ciddi tutarsızlıklar olduğu konuşuluyor.
Ve aslında açıklamanın daha fazla Başbakan’ın teşvikiyle yapıldığı.
Sevgili Cenk, köşesinde bir hesap yapmış, eğer bu ülkede hiç kaçak yoksa, aşağı yukarı tutuyor rakamlar.
Ama tabii bunun yanında sayılmayanlar da var. Listelenmiş adres listesine hiç girmeyenler ve listelendiği halde sayılamayanlar.
Geçtiğimiz Haziran ayında KADEM Direktörü Muharrem Faiz ile yaptığımız sohbet sonrasındaki rakamları paylaşmıştık, yine bu köşede.
Ne diyordu Faiz, “bu ülkede yaşayanların toplamı 317 bin ile 320 bin arasında.”
Yani aslında DPÖ bu kadar zahmet edip, üzerinde eksiklerle bu kadar daha soru işareti bırakacağı, bu mali krizde 4 milyon TL kaynak harcayacağı yerde, keşke Muharrem Faiz’e ya da Sevgili Cenk’e bir hesap yaptırsaymış.
Paraya falan da gerek kalmaz, zaten kamuoyunda çeşitli defalar açıklanmış, üzerinde çalışılmış rakamlara ulaşmış olurdu.
Çünkü ne yazık ki nüfus sayımı sadece tartışmalı bir rakam ortaya koymakla kalmadı, buradaki ekonomik ve sosyal yaşam koşullarına ilişkin bir veri de yaratamadı.
Köken ve milliyet konusunda da geçen nüfus sayımına göre bile eksik kaldı.
Oysa yaklaşık 3 aydır devam eden Güney’deki sayımlarda, 17 sayfalık bir soru kitapçığıyla, evdeki internetten dini inanca, aylık gelir ve harcamadan, milliyete kadar sosyal ve ekonomik anlamda çok daha kapsamlı verilere ulaşılıyor. Hem de kimseyi eve kapatmadan.
Rakamların açıklanmasının hemen ardından yaptığımız konuşmada Muharrem Faiz’in özellikle altını çizdiği bir konu var;
“Herkes bu rakamın çok daha yüksek olduğunu, nüfus sorunumuzun daha vahim bir sorun olduğunu düşünüyor ama bu rakamlar da zaten yeterince vahim” diyor.
Yani vahameti yaratan rakam değil gereğin ta kendisi aslında.
Öncelikle 5 yıl içindeki %11.2’lik büyümenin son derece büyük olduğuna vurgu yapıyor, Faiz.
Ve her yıl nüfusa eklenen ortalama 6 bin yeni doğumun ancak 3 bin dolayında Kıbrıs kökenlilere ait olduğu verisini paylaşıyor. Okullarda da ortaya çıktığı üzere, nüfus dengesi, artık kendi doğallığı içinde kimlik değişimini hızlandırıyor.
Ve rakamın fazla olması ancak Kıbrıs kökenlilerin sayısını çoğaltan bir düşünce olarak kalıyor.
İşte bu yüzden Faiz de “keşke 500 bin olsa nüfus ve 250 bin Kıbrıslı Türk yaşasa” diyor.
Sadece doğum dengesini değil, göç gerçeğini de hesaba katacak olursak farklılaşmanın hızı ve gücü bir kez daha çıkıyor karşımıza.
Birkaç veriyi bir kez daha paylaşalım;
Birçok gelişmiş batılı ülkede yabancıların nüfusa oranı %10-14 düzeyindeyken bu oran bizde %53 civarında!
Oy kullanma ağırlığı ise %37!
Ama bu verileri paylaşırken özellikle altını çizmekte yarar var;
Çünkü nüfus sayımı ve devlete güvensizlik, neredeyse faşizmi andıran ayrı bir milliyetçi söylem yarattı kendi içinde.
Ortaya konulan siyasete karşı olabilirsiniz, bu siyasetin doğrudan mağduriyetini de yaşayabilirsiniz ancak bu siyasetin adresi kişiler değil, mercilerdir.
Sanırım uzun süredir bu gerekliği kaçırdığımız gibi, tepki ve öfkelerimiz de bizi kendimize yabancılaştırıyor. Yoksa aslında Kıbrıs kültürü içinde bu kadar ötekileştirmek bu kadar kin ve öfkeyle yabancılaştırmak da yok.
Yani belki birileri rakamlarla kimlik ve nüfus değişimi siyaseti yürütüyor ama biz kendimiz de özümüzü değiştirerek bunu katlıyoruz.