Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Kaç kuşak

A+A-

Kıbrıs’ın temelli ayrılığı için “üç kuşak” istemişti Baba Denktaş.
Öyle ya…
Yeni nesiller talanı, yağmayı, toplumları birbirine kırdıran çirkinleri ve nefret kuşatanları, Kıbrıs ülkesini, aslında “bütünü” bilmeyecek; “yarım” bir geleceğe razı yaşayacaklardı.
Hani o meşhur söz gibi:
“Kafeste doğan kuşlar uçmayı hastalık sanırlar."

*  *  *

Öylesi bir “psikolojik sınır” içinde sürükleniyoruz.
Kıbrıs’ın bütününde yaşamak “hastalık” gibi görülüyor.
“Yurt” kavramı ortasından yırtılıyor iyice…
Kıbrıs ülkesi tahayyülü silikleşiyor.

*  *  *

‘Sürükleniyoruz.’
Tam da halimizi anlatan sözcüktür bu…
Arada kaynamasın!

*  *  *

74 savaşı sonrasında doğanların ‘torun sahibi’ olmasına az kaldı!
Tamam da…
Şu unutuluyor.
Bu yeni kuşak, inanmıyor artık, “ayrı ayrı” yaşamanın daha iyi olduğuna…
İnanmıyorlar çünkü…
Hep “ayrı ayrı” yaşamışlar zaten!
O ayrı ayrı yaşamda git gide adanın kuzeyi “Kıbrıs”tan eksilmiş!

*  *  *

Savaş görmemiş çocukların yaşadıkları sistemi de Kıbrıslı Rumlar kurmamış üstelik…
Pek de rastlantı sayılmaz  sorumluluğu Türkiye üzerine yükleme hisleri…
Deneyimdir!
Masal değil hani…

*  *  *

“Üç kuşak” unutmaya yeter mi peki?
Çünkü nesiller unutur da misal “uluslararası hukuk” unutmaz…
Yüksek Yönetim Denetçisi dahi “ayıp ettiniz” diyor açık açık!
Dünyaya rezil olduğumuz raporu konuşmuyor nedense kimse…
Kıbrıslı Rum Nikola, savaşın ardından 88’e kadar Karpaz’da yaşamış.
Kıbrıs Türk Federe Devleti, KKTC hepsini de görmüş, geçirmiş.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni geçtim, malının “KKTC tapusu”nu dahi almış.
Ne olmuş peki?
Limasol’a gitmiş, bir bakmış, malları başkalarına verilmiş.
Türkiye’den gelmiş bir göçmene verilmiş ya ev, tarla…
Hani derler, “Ne yapsın bu insanlar, aç ya da açıkta mı kalsın…”
O da bir “yabancı”ya satmış, ranta çevirmiş ganimeti…
Yerlisi de böyle yapmış, geleni de…
Bu düzen tam bir “yağma” düzeni!

*  *  *

Rezil rüsva” der eskiler!
Kaç kuşak böyle gider, bilemem…



 

Bu yazı toplam 2204 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar