1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Kaç okka ‘etik’?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Kaç okka ‘etik’?

A+A-

 

Her mesleğin ‘etik’ kuralları, yani ahlaki çerçevesi vardır.
Bizim mesleğin, yani gazeteciliğin de...
Hukuk kuralları, yasal çerçeevyi oluşturur.
Ancak hayat sadece yasalar, tüzüklerle sınırlı değildir.
Ahlaki, yani etik kurallar da en az yasalar kadar, hatta bazen yasalardan da üstün şekilde yönlendirici, belirleyici olabilirler.
Basın örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu ‘Medya Etik Kurulu’, ülkemizde zaman zaman yerlerde sürünen basın etiği konusunda bir umut ışığıdır.
İyi niyetle ve sivil girişim olarak başlatılan bu sürecin nasıl ilerleyeceğini zamanla göreceğiz.
Sürecin doğru yerlere gidebilmesi için sahiplenilmesi gerekiyor.
**
6 basın örgütünün uzun süren toplantılar zinciri sonrası ortaya çıkardığı ‘Medya Etik Kurulu’, etik kodlar çerçevesinde hem basının saygınlığını ama hem de basının gücü karşısında ‘sokaktaki vatandaşı’ korumaya adaydır.
‘Basın özgürlüğü’ ve ‘basın etiği’ kavramlarını sadece bu meslek grubunu ilgilendiren kavramlar olarak algılamak genelde düşülen bir yanlıştır.
Aksine, basın özgürlüğü de, basın etik kurallarının çalışması da en fazla ‘alıcıları’, yani basının gücü karşısında çoğunlukla güçsüz ve çaresiz durumdaki bireylerin haklarını korumak için vardır.
Basın özgürlüğünü kullanan gazeteci, o hakkı kamuoyu adına kullanır. Gazeteci için bilgiye erişim ve ifade özgürlük yoksa, bunun anlamı o toplumun bilgi edinme ve ifade özgürlüğünün olmayışıdır.
Etik konusunu da böyle algılamak gereklidir.
**
Basınımızda etik kodlar sıklıkla hiçe sayılıyor, ayaklar altına alınıyor ya da görmezden geliniyor.
Bunların nedenleri üzerinde durmak, etikle ilgili sorunların oluşumunu asgariye indirebilir.
Etik konusunda eğitimin yetersizliği, hizmet içi eğitime önem verilmiyor olması, özellikle Türkiye medyasındaki ‘kötü örnekler’e özenti, tiraj kaygısı ve daha da vahimi, kimi çıkar grupları ile girilen ilişkiler, etik kodların çiğnenmesine başat rolü oynuyor.
Etiğin bir ‘sorun’ haline gelmesi, ancak ‘etik gaile’ hissetmekle mümkündür. O gaile duygusu varsa, iş kolaylaşır. Yanlışlıkla, istemeden de etik kurallar çiğnenebilir, ancak bu durum kötünün iyisidir.
**
Örgütlerin dün kamuoyuna açıkladığı ‘Medya Etik Deklarasyonu’, ülkemizde bu alanda atılan ilk adım değildir. Bu konuda geçmişte Basın-Sen’in ‘intihar haberleri’ ve ‘kanlı olay görüntüleri’ konularında yaptığı çalışmalar ve alınan olumlu sonuçlar vardır.
Yenidüzen’in Ombudsman deneyimi, öz denetim bakımından son derece çağdaş ve verimli bir deneyimdir.
Şimdi daha geniş ölçekte, basın kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin ve hukukçuların katılımıyla oluşturulacağı açıklanan ‘Medya Etik Kurulu’ çok daha geniş bir denetim gücü oluşturabilecek potansiyele sahiptir.
İleriye doğru adımlar atmanın yolu, bu tür çağdaş girişimlere destek vermekten geçiyor.
Bu konuda görev ve sorumluluk sadece imzayı atan örgütlerde ve gazetecilerde değil...
Aksine, en önemli görev ve sorumluluk ‘medyanın tüketicisi’ne düşüyor.
Etik konuda ne kadar ilerleyeceğimiz, ‘kaç okka etik’ davranacağımız bunlara bağlı...

Bu yazı toplam 2154 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar