1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. KAÇINCI SINIF?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

KAÇINCI SINIF?

A+A-



"Bizi 'üçüncü sınıf' yaptılar.
Birinci sınıfta zaten başkaları var.
Eskiden ikinci sınıfta bizdik.
Lakin artık bizi aşağı attılar, üçe geriledik.
Yerimize onlar geldi.
Mağduruz."
Bu tez kulağa yabancı gelmiyor.
Kıbrıslı Türkler Türkiye'nin bu topraklarda gittikçe artan etkisini hissettikçe böylesi söylemler çoğalıyor.
'Kaçıncı sınıf'a ait olunduğu algısı etnik köken üzerinden okunuyor.
Onlar, diğerleri ve biz mağdurlar.
'Sınıf' algısı böyle şekillendiği için gerçek anlamda 'sınıf' bilinci prematüre kalmış olabilir.
 

*  *  *


Sol düşüncenin temelinde sınıflar vardır.
Bugünün dünyasında bazı olgular değişmiştir belki ama çok küçük bir azınlık, en geniş kitlelerin ürettiklerinin çoğuna sahip olur.
Bunlara halk arasında 'kaymak tabaka' da denir. Terminolojideki ismi burjuvazidir.
Üreten, ama ürettiğinin karşılığını alamayanlar ise emekçilerdir. Yani 'ezilen sınıf'...
1 Mayıs, emeğin burjuvaziye karşı hak arama mücadelesinin sembolüdür.
Irkçı, etnik köken temelli 'sınıf' söylemleri 1 Mayıs'ın ruhuna ters olduğu gibi, bizim gibi geri bıraktırılmış toplumların başka çatışmalara sürüklenmesinden öte işe yaramaz.
Kıbrıs'taki uzlaşmazlık da bunun bir örneği değil mi zaten?
 

*  *  *
 

Emperyalizm, yani kapitalizmin geldiği en üst nokta, yerel ve global çıkarlarını korumak için önce beyinleri işgal ediyor.
Çünkü zihinleri kontrol edenler, dünyayı idare edebileceklerini çok iyi biliyor.
İletişimin bu kadar büyük önemi var ve egemenler bütün mecralara hakim olmaktan vazgeçmiyor.
İnsanların sömürüldüklerini unutması için başka 'oyuncaklar' ortaya atıyor.
Milli, dini, mezhepsel mevzular tam da bizim gibi 'üçüncü dünya' insanı için biçilmiş kaftandır.
Daha gelişmiş ülkelerdeki insanların algısı ise tüketim çılgınlığı, teknoloji, moda gibi başka konularla hallediliyor.
Günlük yaşam temposu, insanlara 'sömürüldüğü' hissini unutturuyor.
Hele savaşlar, göçler, terör gibi korku salan olguların ön plana çıkması 'hayatta kalabilmek büyük bir başarıdır' şeklinde bir yaşam felsefesine dönüşüyor.
 

*  *  *
 

Oysa bu 'sonuç'ların tamamının 'neden'i aynı!..
Dünyada sol düşüncenin iyice geriletilmesinden sonra hakim kılınan sistem, sömürgecilerin önüne inanılmaz rahat bir sofra serdi.
Yerli ve global sömürenler sürekli yiyor, semiriyor...
Emeğiyle geçinenler ise battıkça batıyor.
Uzağa gitmeyelim, kendimize bakalım.
Herkes birbirine düşürüldüğü, her kesim bir diğeriyle didiştiği için, emek cephesi paramparça bir vaziyette...
Doktor hasta ile öğretmen veli ile memur özel sektör çalışanı ile bir şekilde 'çıkar çatışması' algısına sokulduğu için, gerçek mücadele alanı unutuldu.
Buna bir de 'Kıbrıslı Türk-Kıbrıslı Rum', 'Kıbrıslı-Türkiyeli', 'yabancı işçiler-biz' gibi versiyonları da ekleyince, liste uzuyor.
'Kaçıncı sınıf' olduğumuz sorusu doğru, ve fakat zemin yanlış.
Sınıf bilinmeden saflar sıklaşamıyor.
Sömürü devam ediyor.
1 Mayıs bu gerçeği de hatırlatıyor.
 

Bu yazı toplam 1671 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar