1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. ‘Kaçış’
‘Kaçış’

‘Kaçış’

“Usandım, bu memleketten kaçsam da kurtulsam” söyleminin yaygınlığı Amatör Seramikçiler Yarışması’nın konusunu belirledi

A+A-

Simge Çerkezoğlu

Bu yıl altıncı kez düzenlenen amatör seramikçiler yarışması sergisi görülmeye değerdi. Katılımcılar için her ne kadar amatör ifadesi kullanılsa da öyle eserler vardı ki profesyonellere taş çıkarır nitelikteydi. Bu yılki yarışma ‘Kaçış’ teması ile düzenlendi. Her katılımcı zihnindeki imgeleri toprakla şekillendirerek kendi kaçışını anlattı. Kaçışı savaşta yitirdikleri kayıp yakını üzerinden anlatan da oldu, aile içi şiddetten kaçarken hayatını kaybeden arkadaşını ölümsüzleştiren de… Göçle anlatılan kaçışlar da vardı, yüzümüze taktığımız maskelerle kendimizden kaçışlarımız da… Bir de tüm bu kaçışlara ek olarak kaçamadıklarımız, içinde sıkışıp kaldıklarımız da vardı. Amatör Seramikçiler Yarışması’nın tüm detaylarını ve seramik sanatının inceliklerini Seramikçiler Derneği Başkanı Nergül Dündar ile konuştuk. Kendi de bir seramik sanatçısı olan Dündar, öğretmenlikle başlayan ve hayatında sanatçılığa evrilen bu süreci bizimle paylaştı.

“YETİŞKİNLİK BİLİNCİYLE ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ ALMAK ÇOK ÖNEMLİ ”

İlk olarak Nergül Dündar’ı yakın tanımak ve seramiğe olan ilgisinin nasıl başladığını öğrenmek istiyorum. Samimiyetle anlatıyor.

“Çocukluğumda çamurla oynamayı çok severdim. Köyde büyümenin verdiği özgürlükle hep doğayla iç içe oldum. Sanat olarak sanatsal anlamda seramikle olan tanışmam Bekir Paşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Adana’da, Çukurova Üniversitesi’nde aldığım iki yıllık seramik eğitimi ile başladı. Mezuniyetimin ardından yine aynı üniversitede pedagoji eğitimi aldım. Kıbrıs’a döndükten sonra, öğretmenlik şansı yakaladım ve sanatsal anlamda henüz kendimi tamamlamadan Atatürk Meslek Lisesi’nde seramik öğretmenliğine başladım. Doğrusu öğretmenliği, gençlere bir şeyler katabilmeyi çok sevdim.  Ancak seramik konusunda kendimi tam olarak tamamlanmamış hissediyordum. İçimde bir uhde kalmıştı. Yakın Doğu Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi açılınca hemen Plastik Sanatlar Bölümü’nde dört yıl Resim Heykel ve Seramik Eğitimi aldım. Bu eğitim bana çok şey kattı. İnsanın yetişkinlik bilinciyle aldığı eğitim çok değerli. Liseyi bitirince, henüz on yedi yaşındayken öğrendiğiniz bilgilerin ne denli önemli olduğunun farkına varamıyorsunuz. Oysa olgun öğrencilik insana çok bilgi katıyor.”

 “LEFKOŞA’DA BİR ATÖLYE KURAMADIK”

1999 yılında kurulan Seramikçiler Derneği o günden bugüne seramik sanatıyla uğraşanlar için önemli bir adres…  Nergül Dündar derneğin dününü ve bugününü anlatırken, Lefkoşa’da kullanabilecekleri bir mekâna ne denli ihtiyaç duyduklarına da vurgu yaptı. 

“Ben 2000 yılında derneğe hemen üye oldum. İnsan küçük bir atölyeyle resim sanatını evinde sürdürse de seramik sanatında bu mümkün olmuyor. En önemlisi bir çalışma alanı ve fırın lazım. Birlikten kuvvet doğdu. Aktif olarak çalışmaya başladım. Yine bir yarışma düzenledik. En çok ihtiyacımız olan bir mekândı. Edremit’te bulunan eski bir kiliseyi Eski Eserler Dairesi’nden kiraladık. Fırınlarımızı, plaka açma makinelerimizi orada muhafaza etmeye başladık. Mekânımız, alanımız çok güzel ancak orada düzenlediğimiz etkinliklerimize ilgi olmuyor. Bizim için de orada çalışmak güç. Çok uzak. Sanat ve sanatçıların yeterince yararlanabileceği bir konumda değil. Bizim yıllardır tüm ekipmanımız hazır olmasına rağmen kendimize Lefkoşa’da bir atölye kuramadık. Ümit ediyorum ki birileri bize yardım edecek. Bizler dernekte gönüllü çalışıyoruz, sadece boş bir alana ihtiyacımız var. Amacımız ülke sanatına ve sanatçılarına bir nebze de olsa yardımcı olmak.”

İki yılda bir düzenlenen Amatör Seramikçiler Yarışması, her yıl daha bir gelişiyor, her yıl çıtayı daha bir yükseltiyor. Derneğin kuruluş öyküsüyle hayat bulan yarışma yıllardır amatör seramikçilere ilham veriyor.

“İlk kez 2000 yılında bu yarışmayı düzenledik. Öncelikli amacımız derneğimizi ve seramik sanatını topluma tanıtmaktı. Bunun yanında farklı şehirlerde düzenlenen seramik kurslarına katılan, bu mecralarda çalışan amatör seramikçilerimiz de vardı. Bu yarışmayla onlara da şevk verebileceğimizi düşündük. İlk etkinliğimiz çok ses getirdi. Böylece iki yılda bir olmak üzere bu yarışmayı düzenlemeye devam ettim. Zaman içinde her yarışma için bir konsept belirledik. Bir çıkış noktasıyla eserlerin yapılmasını istedik.”

 “HANGİMİZ ‘USANDIM KAÇSAM DA KURTULSAM’ DEMİYORUZ Kİ”

Dernek yönetim kurulu tarafından bu yılın teması ‘Kaçış’ olarak belirlendi. Beni çok etkileyen ve yolumun İsmet Vehit Güney’e düşmesini sağlayan bu kavram, çok farklı boyutlarıyla seramiklerle irdelendi. Hepimizin bir dönem aklına düşen kaçış fikri, sanatla bir imge olmaktan çıkıp, somut bir esere dönüştü.

“Etrafımızda ve ülkemizde o kadar çok karmaşa var ki, Seramikçiler Derneği yönetim kurulu olarak kaçışın en iyi kavram olacağına karar verdik. Hangimiz usandım bu memleketten kaçsam da kurtulsam demiyoruz ki… Hepimiz bir şeylerden kaçıyoruz. İki ay önceden farklı mecralardan yaptığımız duyurularla yarışmanın temasını açıkladık. Doğrusu ben de bu kadar iyi çalışmalarla katılım olacağını, kaçış fikrinin bu denli yaratıcı düşüncelerle işlenmesini beklemiyordum. Kaçışın içinde çok başka kavramlar da irdelendi. Kendinden kaçma, savaştan kaçma, göç etme… Hedefimiz kavramsal olarak yola çıkarken, içinde yaşadığımız dünyayı seramikle yansıtmaktı. Bunun ne denli yansıtılabileceğini görmekti. Kaçış herkesin yaşadığı ortak bir sıkıntı olduğu için, herkes tarafından farklı çalışıldı. Ancak herkes bir eserde kendinden bir şey buldu. Yarışmaya yirmi altı katılımcı, otuz dokuz eserle katıldı. Eserlerin tamamını katılımcıları teşvik etmek adına sergileme kararı aldık. Hepsi de çok güzel çalışmalardı. Yedi kişilik jürimiz Başarı ödülüne Yıldan Gülakdeniz, Şeniz Etkin ve Keziban Dolmacı’yı uygun gördü. Jüri Teşvik Ödüllerimiz ise Semra Tahsin, Pervin Özgeçen ve yine Keziban Dolmacı’nın oldu. ”

Engül Dündar’a göre seramik sanatında karşılarına çıkan en önemli sıkıntı düzenlemek istedikleri etkinliklere sponsor bulamamak. Aslında bu sadece seramik sanatı için değil, sanatın her alanında yaşanan en önemli sorunlardan…

“Seramik sanatında da en önemli sorun yapmak istediğimiz etkinliklere destek bulamayışımız. Aslında haklısınız bu sorun sanatın her alanı için geçerli. Bu yarışmayı düzenlerken şayet Kültür Dairesi olmasaydı biz yarışmayı düzenleyemeyecektik. Ülkemizde özellikle de sanat konusunda ciddi sponsor sorunu var. Kimse sponsor olmak istemiyor. Oysa sanata verilen destek hem çok önemli, hem de çok değerli. Bu nedenle etkinliğimize katkı koyan Mezi Trading ve Emirtaş Mermer Sanayi’ye de özellikle teşekkür etmek istiyorum ki bu şirketler tüm topluma örnek teşkil etsin.”

“NE MUTLU Kİ ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA KURSLAR DÜZENLENİYOR”

Ülkenin farklı noktalarında, düşündüğümden çok daha fazla mecrada seramik kursları düzenleniyor. İnsanların seramiğe olan ilgisi, sandığımdan çok daha fazla…

“Biz Seramikçiler Derneği olarak uygun bir mekânımız olmadığı için kurs açamıyoruz. Ne mutlu ki ülkenin dört bir yanında kurslar düzenleniyor. Lefkoşa Atatürk Meslek Lisesi’nde ve ona bağlı okullarda Mağusa ve Girne’de kurslar düzenleniyor. Bunun yanında belediyelerin, Gönyeli Belediyesi’nin Mağusa’da MAGEM ve MAKAMER’in kursları var. Tüm bunlar yanında faaliyette bulunun özel atölyelerimiz de var. Ülkede sanat anlayışının gelişmesi açısından bu mecraların çok önemli olduğu ve artması gerektiği kanısındayım. ”

 

    

 

    

       

       

Bu haber toplam 3194 defa okunmuştur
Etiketler : ,
Adres Kıbrıs 301 Sayısı

Adres Kıbrıs 301 Sayısı