“Kaçmak için polise 20 Bin Sterlin ödedim”
25 Nisan’da hastaneden firar etti, İran’da ortaya çıktı, YENİDÜZEN’e konuştu, önemli bir iddia ortaya attı
Uyuşturucu suçundan cezaevindeyken, apandisit ameliyatı için hastaneye kaldırılıp, ameliyat sonrası firar eden Mohamed Amine Khereoub YENİDÜZEN’e ulaştı, şu an İran’da olduğunu söyleyen Khereoub ‘firarı’ anlattı.
29 yaşındaki Khereoub, cezaevindeyken “bir polisle iletişime geçtiğini ve 20 bin Sterlin karşılığında kendisine hastaneden kaçmasına yardım ettiğini” ileri sürdü. Khereoub, Girne Liman’ından Türkiye’ye, sonrasında ise ülkesi İran’a gittiğini kaydetti.
“Eğer doğru adama doğru zamanda ulaşırsanız, hapishanedeyken istediğiniz her şeyi yapabiliyorsunuz. Çünkü yolsuzluk ve rüşvet var…”
“Ben de birkaç bin lira karşılığında, birinden bana telefon getirmesini istedim. Yani hapishanedeyken telefonum vardı. Sonra başka bir gardiyan bunu görünce, beni feci şekilde dövdüler, bu yüzden apandistim patladı ve hastaneye kaldırılmak zorunda kaldım”
“Bana yardım edecek polis, 25 Nisan’da sabahın erken saatlerinde hastaneye geldi. Gardiyan o sırada dinleniyordu. Ben de tuvaletten kaçıp, o polisin arabasına bindim. Beni Girne Liman’ına götürdü”
Dila ŞİMŞEK
Uyuşturucu suçundan Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde bulunduğu sırada, apandisit ameliyatı için Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu’na kaldırılıp, ameliyat sonrası hastaneden kaçan 29 yaşındaki Mohamed Amine Khereoub, YENİDÜZEN’e ulaştı, iddialı açıklamalarda bulundu.
Khereoub, kaçması için ‘bir polise’ 20 bin Sterlin rüşvet verdiğini ileri sürdü, önce Girne Limanı‘ndan Türkiye’ye, sonrasında ülkesi İran’a kaçtığını söyledi.
Khereoub, “Eğer doğru adama doğru zamanda ulaşırsanız, hapishanedeyken istediğiniz her şeyi yapabiliyorsunuz. Çünkü yolsuzluk ve rüşvet var” dedi.
Firar eden Khereoub, hapishanede ‘işkence’ olduğunu, çoğu otoritenin rüşvet aldığını da savundu.
Mohamed Amine Khereoub, Şubat ayında uyuşturucu suçundan hükümsüz olarak tutuklanmış, 21 Nisan’da apandist ameliyatı olmak üzere hastaneye kaldırılmıştı. 25 Nisan’da hastaneden firar eden Mohamed Amine Khereoub’dan bugüne dek haber alınamamış, polis izini bulamamıştı.
“Nisan’a kadar Merkezi Cezaevi’ndeydim... Çok şey görüp duydum”
Mohamed Amine Khereoub, Şubat’ta Dipkarpaz’da tutuklandığını dile getirdi, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Dipkarpaz’dayken polis üzerimde 30 gram uyuşturucu madde buldu ve beni tutukladı. Önce konuşturmak için beni mezarlığa yakın bir yere götürerek dövdü, kiminle ilişkili olduğumu öğrenmeye çalıştı. Polis beni tutuklayıp, haklarımı söyleyerek karakola götürmek yerine, böyle bir yolu tercih etti. Bu insan haklarına aykırıdır. Avukatım olmadan konuşmak istemediğim için, konuşmama hakkımı kullandım, ama beni dövdüler, hastanede başıma 30 dikiş atıldı. Hastanedeki doktorlara, düştüğümü söylediler”.
Khereoub, bundan sonrasında karakola götürüldüğünü ve mahkemeye çıkarıldığını belirterek, “30 gram uyuşturucu bulunmasına rağmen, mahkemede delil olarak 100 gram gösterildi. Belki daha az bir süre ceza alabilecekken, bu sebeple daha uzun süreye mahkum edildim. Nisan’a kadar Merkezi Cezaevindeydim. Çok şey görüp duydum” iddiasında bulundu.
“Cezaevinde insani koşullar yok. Orada mahkumlara çok kötü davranılıyor ve insanlar istismar ediliyor”
Khereoub, cezaevinde kaldığı sürede, oradaki koşullara bizzat tanıklık ettiğini ifade ederek, hapishanede işkence ve yolsuzluk olduğunu ileri sürdü.
“Hapishanedeki mahkumların çoğu yabancı ve birçoğu Türkçe konuşmuyor. Bize soru sorulur da cevap veremezsek, dövülür hücreye atılırdık. Cezaevinde insani koşullar yok. Orada mahkumlara çok kötü davranılıyor ve insanlar istismar ediliyor. En ufak bir olayda bile şiddet görüyorlar” diyen Khereoub, en başından beri cezaevinden kaçmak için yol aradığını kaydetti.
“Yolsuzluk yapan bir polisle iletişime geçerek, 20 bin Sterlin karşılığında bana kaçmam için yardım etmesini teklif ettim ve kabul etti”
Khereoub’un iddiaları şöyle:
“Eğer doğru adama doğru zamanda ulaşırsanız, hapishanedeyken istediğiniz her şeyi yapabiliyorsunuz. Çünkü yolsuzluk ve rüşvet var. Ben de birkaç bin lira karşılığında, birinden bana telefon getirmesini istedim. Yani hapishanedeyken telefonum vardı. Sonra başka bir gardiyan bunu görünce, beni feci şekilde dövdüler, bu yüzden apandistim patladı ve hastaneye kaldırılmak zorunda kaldım”.
“Bağlantılara ulaşmaya çalıştım…”
Khereoub, hapishanedeyken nasıl kaçacağını planlamaya çalıştığını, telefonla dışarıdaki ‘bağlantılarına’ ulaşmaya çalıştığını ileri sürdü.
13 Haziran’da mahkemesi olduğunu söyleyen Khereoub, bir şekilde bu tarihten önce kaçmak istediğini ve bu sebeple yol aramaya başladığını anlattı:
“Yolsuzluk yapan bir polisle iletişime geçerek, 20 Bin Sterlin karşılığında bana kaçmam için yardım etmesini teklif ettim ve kabul etti. Mahkemeye götürüleceğim günü beklememi söyledi ancak ben o kadar beklemek istemiyordum. Gardiyanlardan bazıları, beni bir gün telefonla yakalayınca çok kötü bir şekilde dövdü, apandistim patladı. 20 Nisan’da hastaneye kaldırıldım. Bu benim için bir fırsat oldu. Bana yardım edecek polis, 25 Nisan’da sabahın erken saatlerinde hastaneye geldi. Gardiyan o sırada dinleniyordu. Ben de tuvaletten kaçıp, o polisin arabasına bindim. Beni Girne Liman’ına götürdü” .
“Her gardiyan ve polis olmasa da, içlerinden çoğu yolsuzluk yapıyor”
Girne Limanı’na polis yardımıyla gittiğini iddia eden Khereoub, sonrasında buradan gemiye binerek, Türkiye’ye gittiğini kaydetti. Türkiye’den sonra kolaylıkla İran’a döndüğünü söyleyen Khereoub, “Her gardiyan ve polis olmasa da, içlerinden çoğu yolsuzluk yapıyor. Kıbrıs’taki yetkililer, rüşvet alıyor ve yolsuzluk yapıyor. Rüşvet verecek parası olmayıp da suçsuz yere içeride olan varsa, öylece çürüyor. Ben hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. 16 yaşımdan beri kendi kendime geçiniyorum ve iş insanıyım. Beni suçlayıp kanıtlayabilecekleri hiçbir delil olmadan tutukladılar, parmak izimi zorla almaya çalıştılar. Bunu neden yaptıklarının sebebini tam olarak bilmesem de, onların işini bozacak bir şey yaptığım için olduğuna inanıyorum” dedi.
“Benim zaten dışarıda param vardı, telefonla dışarıdan birini arayarak o polise parayı teslim etmesini söyledim ve bu şekilde kaçtım”
Kıbrıs’ın güneyinde ve kuzeyinde toplamda 12 sene yaşadığını dile getiren Khereoub, sözlerine şöyle devam etti:
“Kıbrıs’ta adalet olduğuna inanmıyorum. Polis, yeğeni, arkadaşı, tanıdığı olan suçluları bildiği halde koruyor, canı istediği kişileri tutukluyor. Yine aynı şekilde, rüşvet verebilen varsa ona ya içeride, ya da kaçmasına yardım ediyor. Benim zaten dışarıda param vardı, telefonla dışarıdan birini arayarak o polise parayı teslim etmesini söyledim ve bu şekilde kaçtım. Cezaevinde işkence, istismar ve yolsuzluk var. Ülkenin en büyük sorunu da budur. Cezaevinde birisi yaşamına son vermişti, hiç araştırılıp, insanlar sorgulanmadan nasılsa öldü diye üstü kapatıldı. Ama bu kişi neden böyle bir şey yaptı, nasıl bir psikolojideydi araştırılmadı. Ben kendi adaletimi sağlamak zorundaydım ve bu şekilde kaçtım”.
Firarinin pantolonu: Khereoub, firar edene kadar bu pantolonu giydiğini, ‘itip kakmalar’ yüzünden pantolonunun yırtıldığını söyledi. Kaçarken kıyafetlerini değiştirdiğini kaydeden Khereoub, bu zamanları unutmamak için pantolonunu da yanında götürdüğünü anlattı.