1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Kadın bedeni devletin malı değildir"
"Kadın bedeni devletin malı değildir"

"Kadın bedeni devletin malı değildir"

CTP’li kadın milletvekilleri, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” vesilesiyle mecliste yaptıkları konuşmalarda, kürtaj ile ilgili yasanın yeniden ele alınması gerektiğine vurgu yaptı

A+A-

CTP’li kadın milletvekilleri, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” vesilesiyle mecliste yaptıkları konuşmalarda, kürtaj ile ilgili yasanın yeniden ele alınması gerektiğine vurgu yapıldı.

 CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner’e birçok soru yöneltmeyi düşündüğünü ancak yasa dışı gebelik sonlandırma kararı sonucu konuşmasının içeriğini değiştirdiğini belirtti.

Bugüne kadar bu konu toplumda infial yaratsa da mahkeme süreçlerini etkilememek için sessiz kaldığını anlatan Derya, dün mahkemeden çıkan 9 ay hapis cezasının, yasa uygulayıcıların da erkek egemen kültürden nasibini aldığının göstergesi olduğunu söyledi.

Bu konu medyada ilk gündeme geldiğinde birçok erkek köşe yazarı tarafından bu konunun bir cinayet gibi ele alınarak, kürtajın bir cinayet bunu yapanların katilmiş gibi lanse edildiğini belirten Derya, konunun doğru şekilde tartışılmadığını belirtti.

Dünyada kürtajla ilgili yasalar nedir, bir kadın neden kürtaj yaptırmak durumunda kalır konularının ele alınmadığını söyleyen Derya, “Sizce bir kadın neden bir gebeliği sonlandırır manyak olduğu için mi keyfinden mi” diye sordu.

Doğuş Derya, “Bir kadın durduk yerde kürtaj olmaz. Ya maddi, ya manevi olarak hazır değildir ya ilişkisinde, evliliğinde çıkabilecek sorunlarla ilgili şüpheleri vardır ya da toplumsal baskılardan dolayı gider bir gebeliği sonlandırır” diye konuştu.

Mahkeme kararı verirken yargıcın ifadelerinden cinsellik konusunda kendisini koruması gerekenin kadınlar olduğu, ya da erkeklerin cinsel ilişkide korunma sorumluluğu olmadığı gibi algıların görülebileceğini ifade eden Derya, kadınların hamilelik ve doğum sonrası birçok sorunla baş etmek zorunda kaldığına işaret etti.

Yasaların, gebeliğin en geç 10 haftada sonlandırılması ve evliyse eşin izni gibi kurallar koyduğunu belirten Derya, evlilik içi tecavüz sonucu gebe kalan kadınların, kocalarının kürtaja izin vermemesi nedeniyle evlilikte kalmak zorunda da bırakıldığını anlattı.

Bazı ülkelerde yasal kürtaj süresinin 16 hatta 20 haftaya kadar çıktığına işaret ederek meselenin tek taraflı okumalarla ele alınamayacağını kaydeden Derya, dünyadaki örneklere bakılarak konuyla ilgili yasaların düzenlenmesi gerektiğini anlattı.

CTP Milletvekili Doğuş Derya, pek çok ülkede kürtaj için kadının anneliğe hazır olmamasının kürtaj için yeterli bir gerekçe olarak görüldüğünü söyleyerek, ülkede kadınların özel hastanelerde kürtaj olmak zorunda bırakıldığını çünkü devlet hastanelerinin bir süredir kürtaj yapmadığı bilgisinin geldiğini belirtti.

Derya, Sağlık Bakanı’nı bu konuyla ilgili adım atmaya çağırdı.

Kürtaj konusunun temel insan hakları üzerinden ele alınması gerektiğini anlatan Derya, 9 aylık cezanın kadınlara “Bir bebeğin hayata gelme süresi dokuz aydır. Madem sen kürtaj oldun seni dokuz ay boyunca hapse yolluyoruz. Kürtaj yaparsanız erkeklere ceza vermeyiz, ama sizi hapsediyoruz” mesajı verdiğini dile getirdi.

Yargıcın ibret verici bir karar vermeyi amaçladığının mahkeme kararından da görülebileceğini söyleyen Derya, 2 yıl kadar önce, 14 yaşında tecavüze uğrayan bir çocuğun yasal kürtaj süresi geçtiği için doğurtulduğunu hatırlatarak “Böyle yasa olmaz” dedi.

“Ben bundan utanıyorum” diyen Derya, Fazilet Özdenefe ile bu konularda yasa hazırlamak amacıyla çalıştıklarını dile getirdi.

Derya, bu sürecin partiler arası mutabakatla hızlandırılmasını istedi.

ÖZDENEFE

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe de bugün için önceden planladığı konuşmayı değiştirdiğini kaydetti. Derya’nın konuşmasına katıldığını ifade eden Özdenefe, bu konunun gündeme gelmesinin önemli olduğunu belirtti.

Mahkeme sürecinde ve sonucunda kadınların aşağılandığını dile getiren Özdenefe, kadın erkek eşitliğinin sağlanması için önce kadının kendi vücudu üzerindeki hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Kadının cinselliğinin erkeklerin ve toplumun kontrol altında tutması gereken bir konu olarak görüldüğünü söyleyen Özdenefe, mahkeme kararında “yasak bir ilişki yaşamamış tecavüze de uğramamış” bir kadın olduğu ifadelerinin, bunlar olmadığında kadının kürtajı tercih etmesine anlam verilemeyeceği mesajı verdiğini söyledi.

Özdenefe, kararda yer alan, bu kadının iyi aileden geldiği, iyi eğitim gördüğü bu nedenle bu kararın daha da anlaşılamaz olduğu ifadelerinin de konuyla bağlantısız olduğunu dile getirdi.

Kürtaj yaptıran kadınların ötekileştirildiğini söyleyen Özdenefe, “bir kadın kendi başına mı hamile kalır, neden kürtaj yapmak durumunda kalır” sorularının sorulmadığını kaydetti.

“Anayasa ve yasalar toplumdaki bireyleri korur, doğmamış bir fetüs öldürülebilecek bir birey değildir, bir fetus canlı bir şekilde annenin bedeninde çıkarsa birey olur” diyen Özdenefe, “Çocuğun yaşama hakkı ifadesini” kullanırken dikkat etmek gerektiğini anlattı.

Kürtajın bedelinin kadınlar tarafından ödendiğini söyleyen Özdenefe, bunlarla ilgili sıkıntılı yasaların ivedilikle ele alınması gerektiğini söyledi.

 

 

Bu haber toplam 15267 defa okunmuştur