Kadın cinayetine müebbet hapis
Mağusa’da 18 Nisan 2017 tarihinde eşi Burcu Okumuş’u sokak ortasında öldüren sanık Özgür Okumuş’un cezası belli oldu…
Mağusa’da 18 Nisan 2017 tarihinde kendisini aldattığı gerekçesiyle eşi Burcu Okumuş’u sokak ortasında öldüren katil koca sanık Özgür Okumuş hakkındaki karar dün açıklandı. Sanık Özgür Okumuş, 18 Ekim 2017 tarihinde “Taammüden adam öldürme”, “Adam öldürme” ve “Kanunsuz bıçak taşıma” davalarından itham edilmişti. Sanık Okumuş, “Adam öldürme” ve “Kanunsuz bıçak taşıma” davalarını kabul ederken, “Taammüden adam öldürme” davasını kabul etmemiş ve 25 Ekim 2017 tarihinde duruşma başlamıştı. 9 ay süren duruşma 27 Temmuz 2018 tarihinde ise karara kalmıştı. Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde Heyet Başkanı Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Pınar Beyoğlu ve Yargıç Temay Sağer huzurunda görüşülen duruşmanın kararını Heyet Başkanı Aksun açıkladı. Heyet, sanık Özgür Okumuş’un cinayeti planlayarak işlediğine bulgu yaparak sanığı müebbet hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı. Burcu Okumuş’un acılı ailesi ise kararı gözyaşları içinde dinledi.
Olgulara değindi…
Duruşmanın kararını okuyan Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, taammüden adam öldürme suçunun unsurlarının var olup olmadığını incelemeyi uygun bulduklarını belirterek, kararında tüm şahadet ışığında tespit ettikleri ihtilafsız olgulara değindi.
Aksun, meselenin olgularına göre, sanık Özgür Okumuş ile maktüle Burcu Okumuş’un 2012 yılında evlendiklerini, maktüle Okumuş’un Lefkoşa’da bulunan bir üniversitede eğitim gördüğünü, sanık Okumuş’un ise Mağusa’da bulunan Yemen Kahvesi isimli işyerinde çalıştığını, cinayetin ise 18 Nisan 2017 tarihinde işlendiğini söyledi. Olay tarihinden yaklaşık 2 ay önce sanık Özgür Okumuş ile maktüle Burcu Okumuş’un ayrı yaşamaya başladıklarını belirten Aksun, maktülenin Lefkoşa’da, sanığın ise arkadaşları ile birlikte Mağusa’da yaşadığını söyledi. Aksun, sanık ile maktüle’nin, olaydan bir gün önce Yemen Kahvesi’nde buluştuklarını, sanığın, maktülenin cep telefonunu aldığını ve ayni günün gecesi konu cep telefonunu bilgisayara bağlayarak silinen fotoğraf ve mesajları geri getirebilmek için program indirip telefon üzerinde araştırma yaptığını söyledi. Sanığın, bu araştırma sonucunda maktülenin İdris Ali Bozkurt isimli kişi ile çekilmiş fotoğraflarını gördüğünü ve fotoğrafların bulunduğu ekran görüntüsünü cep telefonu ile fotoğrafladığını belirten Aksun, fotoğrafları görmesiyle birlikte aldatıldığına emin olduğunu ifade etti. Aksun, sanığın bir süre sonra maktülenin arkadaşını arayıp maktüle ile konuştuğunu ve maktüleyi 18 Nisan 2017 tarihinde Yemen Kahvesine davet ettiğini belirterek, sanığın 18 Nisan 2017 tarihinde sabah saatlerinde Yemen Kahvesi’nin karşısında bulunan bir markete gittiğini ve 2 adet bira satın alarak, kalmakta olduğu apartmana geri döndüğünü söyledi. Sanığın apartmanda olduğu sırada kendisini ziyarete gelen Mustafa Gökan Güneş’e kendisi ve maktüle Burcu Okumuş için kahvaltı siparişi verdiğini ifade eden Aksun, kamera kayıtlarına göre sanığın ayni gün saat 10:25’de kalmakta olduğu apartmandan çıkarak yan tarafta bulunan Yemen Kahvesi’ne gittiğini, saat 10:26:12’de işyerinin mutfağına girdiğini ve saat 10:26:34’te mutfak kısmından çıkarken sağ eli ile pantolonunun sağ arka cebine doğru hamle yaptığının görüldüğünü açıkladı. Aksun yine kamera kayıtlarına göre maktülenin saat 10:32:09’da Yemen Kahvesi’ne giriş yaptığını, Yemen Kahvesi’nde bulunan garsonlardan birinin ise saat 10:33:33’de işyerinin penceresini açıp yan apartmanda bulunan sanığa maktülenin geldiğini haber verdiğini, sanığın ise saat 10:35:30’da maktüle ile buluşmak için apartmandan çıkıp saat 10:36:03’de Yemen Kahvesine geldiğinin görüldüğünü belirtti. Kamera kayıtlarında, sanığın Yemen Kahvesine giriş anında sağ elini yine pantolonun sağ arka cebine doğru götürdüğünün ve ardından ise maktülenin yanına giderek oturduğunun görüldüğünü belirten Aksun, saat 10:46:53’de Yemen Kahvesi içerisinde sanık ile maktüle arasında gerginlik başladığını ve sanık ile maktüle arasında itişmeler yaşandığının görüldüğünü söyledi. Aksun, yaşanan itişmeler sırasında sanığın maktüleye tokat vurduğunun da ihtilafsız bir olgu olarak mahkeme huzurunda olduğunu belirterek, yine bu esnada sanığın suç aleti olan bıçağı Yemen Kahvesi içerisinde elinde tuttuğunun da ihtilafsız olduğunu açıkladı. Kamera kayıtlarına göre saat 10:47:20’de maktüle önde sanık ise arkada olmak üzere Yemen Kahvesi içerisinde kovalamaca yaşandığını ve maktüle ile sanığın Yemen Kahvesi dışına doğru koşarak çıktığının görüldüğünü ifade eden Aksun, sanığın maktüleyi Yemen Kahvesinin yanındaki otobüs durağının arkasında yakalayarak bıçakladığını ve maktüleye bıçak darbeleri vururken kendisine engel olmaya çalışan kişileri de engellediğinin görüldüğünü açıkladı. Aksun, yine kamera kayıtlarına göre sanık Özgür Okumuş’un maktüle Burcu Okumuş’a karşı 3 net bıçak darbesi gözüktüğünü belirtti. Bu darbelerin 10:47:20, 14:47:23 ve 10:47:30’da meydana geldiğini ifade eden Aksun, otopsi raporuna göre ise sanığın maktüleye 5 bıçak darbesi vurduğu ve bu darbelerden 3’ünün tek başına öldürücü olduğunun belirtildiğini açıkladı.
“Maktülün ölümü ile sanığın bıçaklama fiili arasında doğrudan illiyet bağı bulunmaktadır”
Heyet Başkanı Fadıl Aksun, ihtilafsız olgulardan ve emarelerden sanığın 18 Nisan 2017 tarihinde Yemen Kahvesinin yan tarafında bulunan otobüs durağının arkasında maktüle bıçağı 5 kez sapladığı ve otopsi raporuna göre de maktülün bu bıçak darbeleri sonucunda öldüğünün anlaşıldığını ifade ederek, bu noktada bulgu yaptıklarını açıkladı. Aksun, maktülün ölümü ile sanığın bıçaklama fiili arasında doğrudan illiyet bağı da bulunduğuna bulgu yaptıklarını açıkladı. Sanığın tasarrufunda kanunsuz olarak bulundurduğu bıçağı maktüleye saplayarak ölümüne sebebiyet verdiği sonuca ulaştıklarını belirten Aksun, sanığı “Adam Öldürme” ve “Kanunsuz bıçak taşıma” davalarından suçlu bulur, mahkûm ettiklerini açıkladı.
Buluşmaya bıçakla gitmesi öldürmeye karar verdiğinin en temel göstergesidir…
Heyet Başkanı Fadıl Aksun, kararında huzurlarında duruşması yapılan “Taammüden adam öldürme” davasını inceledi. Sanık Özgür Okumuş’un gönüllü ifadesi ve yeminli şahadetinden maktül Burcu Okumuş’un telefonlarına çıkmaması ve telefonda çelişkili konuşmasından dolayı aldatıldığı hakkında şüphe duyduğunun anlaşıldığını belirten Aksun, sanığın maktülü cinayetten bir gün önce Yemen Kahvesine çağırdığı ve kendisinden telefonunu istediğinin anlaşıldığını söyledi. Aksun, ihtilafsız olgulardan da görülebileceği üzere sanığın, maktülün cep telefonunu aldıktan sonra geri getirme programı yükleyerek incelemeye başladığını ve maktülün İdris Ali Bozkurt ile resimlerini gördüğü ve aldatıldığı ile ilgili şüphelerinde haklı çıktığını anladığının görüldüğünü söyledi. Sanığın, maktüle ile buluşmaya giderken yanında cinayet aleti olan bıçağı götürmesinin maktüleyi öldürmeye karar verdiğini gösteren esaslı bir olgu olduğunu vurgulayan Aksun, bir başka ifadeyle sanığın maktüle ile buluşmaya giderken yanında bıçak götürmesi hem öldürme kanaatini hem de kullanmayı tasarladığı suç aletine de karar verdiğini ve bu kararını artık icra etmeye başladığının en temel göstergesi olduğunu açıkladı.
“Sanığın bıçağı Yemen Kahvesi’nin mutfağından aldığına bulgu yaparız…”
Kararı boyunca tüm tanık şahadetlerine ve kamera görüntülerine tek tek değinen Heyet Başkanı Fadıl Aksun, İddia Makamının, sanık Özgür Okumuş’un cinayet aleti olan bıçağı 18 Nisan 2017 tarihinde saat 10:26’da Yemen Kahvesinin mutfağından aldığı, bıçağı arka cebine koyduğu ve daha sonra bu bıçakla saat 10:36’da maktülün yanına gittiği yönündeki iddiasını makül şüpheden ari ispat ettiğine bulgu yaptıklarını açıkladı.
Aksun, mahkeme huzurunda emare olarak bulunan kamera kayıtlarına bakıldığında sanığın elindeki bıçak ile Yemen Kahvesini boydan boya maktülü kovaladığının ortada olduğunu söyledi. Sanığın bir başka değişle aldatıldığını öğrendikten 12 saat sonra kendinden koşarak kaçan maktülü kovalamış ve yakaladıktan sonra 3’ü öldürücü olmakla beraber 5 bıçak darbesi ile öldürdüğünü belirten Aksun, sanığın maktülün yaşamsal bölgelerine ardı ardına saptadığı beş bıçak darbesinin olaydaki vahşeti gözler önüne serdiğini açıkladı. Aksun, kamera kayıtlarından görüldüğü kadarıyla sanığın son bıçak darbesini maktülün gözlerinin içine bakıp oldukça sert bir şekilde vurduğunu ve sanığın bu noktada oldukça bilinçli davrandığının göstergesi olduğunu açıkladı.
“Burcu Okumuş’u taammüden öldürdüğüne bulgu yaparız…”
Heyet Başkanı Fadıl Aksun, huzurlarında bulunan emareler ve tüm şahadetler ışığında sanık Özgür Okumuş’un olaydan bir süre öncesinde maktüle Burcu Okumuş’un kendisini aldattığı yönünde şüphe duymaya başladığı, 17 Nisan 2017 tarihinde maktüleyi Yemen Kahvehanesine cep telefonunu aldığı ve bu telefonda silinmiş mesaj ve resimleri geri getirmeye için program indirerek araştırma yaptığı, maktülenin İdris Ali Bozkurt ile çekilmiş resimlerine ulaştığı şüphelerinde haklı olduğunu fark etmesinin ardından maktüleyi ertesi gün öldürmeye karar verdiği, maktüleyi olay yerine getirebilmek için aldatıldığı hakkında herhangi bir şey söylemediği, bu yönde oluşmuş duygu yoğunluğu ve öfkesine rağmen soğukkanlılıkla sosyal paylaşım sitelerini ziyaret ettiği ve sabah 10:25’de Yemen Kahvesine girerek mutfak bölümünden bıçak alıp evine geri dönerek 10 dakika bekledikten sonra maktül ile buluşmaya gelen sanığın 10:47 sularında maktülü elindeki bıçak ile 30 metre kovalayıp 5 bıçak darbesi ile öldürdüğü hakikatleri karşısında sanığın maktül Burcu Okumuş’u taammüden öldürdüğü noktasında bulgu yaptıklarını açıkladı. Aksun, netice itibariyle sanık Okumuş’u aleyhine getirilen “Taammüden adam öldürme”, “Adam öldürme” ve “Kanunsuz bıçak taşıma” davalarından suçlu bularak mahkum ettiklerini açıkladı.
Sanık avukatı, sanığa mülayim davranılmasını talep etti…
Mahkumiyet kararının ardından söz alan sanık avukatı İbrahim Demirtaş, istinaf haklarını saklı tutuklarını söyledi. Avukat Demirtaş, sanık Özgür Okumuş’un vahim olan bu olayın yaşanmasından dolayı son derece üzgün olduğunu ve özür dilediğini söyledi. Sanığın bakıma muhtaç olan 15 yaşında bir çocuğunun olduğunu dile getiren Demirtaş, sanığın bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de bu cezadan etkileneceğini ifade etti ve sanığa mülayim davranılmasını talep etti.
“Burcu Okumuş yaşam hakkını yitirdi ve kimsenin Burcu Okumuş’u geri getirme şansı yok”
Mahkumiyet kararının ardından ceza kararını okuyan Heyet Başkanı Fadıl Aksun, sanık Özgür Okumuş’un mahkum olduğu suçların Fasıl 154 Ceza Yasasının 203 ve 204. Maddelerine aykırı “Taammüden adam öldürme” davaları olduğunu anımsattı. Aksun, “Taammüden adam öldürme” cezasının, Ceza Yasasındaki en ağır suç olduğunu belirtti. Bu davayla ilgili olarak karar verirken davanın temelinde yatan olguları mahkumiyet kararında ayrıntılı olarak incelediklerini belirten Aksun, mahkumiyet kararını verirken sanığın bu cinayeti işlemekteki temel unsurun maktülenin kendisini aldattığı yönünde oluştuğu ve sanığın maktüleden kasti öç alma duygularıyla canını alarak intikam peşinde koştuğunun ön plana çıktığını ifade etti. Kişilerin doğdukları andan itibaren yaşam haklarına kavuştuklarını ve yaşam hakkının bir başkasının kararıyla insanların ellerinden alınamayacağına vurgu yapan Aksun, sanığın maktülenin yaşam hakkını elinden alarak ceza yasamızın en ağır suçunu işlediğini belirtti. Aksun, sanığın aldatılmış olmanın verdiği duygu yoğunluğu ile maktüleye kendi adaletini uygularcasına sokak ortasında 5 bıçak darbesiyle öldürmesini hukuken ve insanen tasvip etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, hukuken çaresi olan konularda, boşanma gibi karşılarında hukuken bulunan bir çare varken bir diğerinin canına kast etmesinin hoş görülmesi ve sanığa ılımlı bir ceza takdir edilmesinin mümkün olmadığını açıkladı. İnsan hayatının elinden alındığı bu tip davalarda en acı ve hukuken çaresi olmayan tek noktanın ise insan hayatının geriye getirilemeyeceği olduğunu söyleyen Aksun, sanığın, Burcu okumuş’u katlettiğini ve Burcu okumuş’un hayat hakkını yitirdiğini, kimsenin ise Burcu Okumuş’u geri getirme şansının olmadığını söyledi. Aksun, sanığın, eşini sokak ortasında 5 bıçak darbesiyle öldürdüğünü ifade ederek, sokak ortasında ve güpegündüz faaliyetteki bir iş yerinin önünde işlenen bu cinayetin toplumda infial yarattığını vurguladı. Aksun kararında “Ülkemizde çalışmak için bulunan sanığın, ülkemiz insanının huzurunu kaçırmak ve onları güvensizliğe sevk etmek hakkı yok. Ancak işlenen bu cinayetin sonucunda ülkemiz insanları yaşadıkları şehirlerde güven içinde olmadıkları ve güpegündüz bu şehirlerde cinayet işlenebileceği kaygısıyla yaşamaya başladı. Bu noktada böyle bir sonucu yaratmaya sanığın hakkı yoktur ve toplum üzerinde yarattığı bu travmatik etkinin de ceza takdirine yansıması gerekmektedir” dedi. Sanık lehine herhangi bir hafifletici faktör bulamadıklarına bulgu yaptıklarını belirten Aksun, sanığı müebbet hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.
“Yüreğimize ömür boyu sönmeyecek bir ateş düştü…”
Burcu Okumuş’un ailesi kararı göz yaşları içinde dinledi. Kararın ardından basına konuşan Burcu Okumuş’un babası Yaşar Akçakaya, göz yaşları içinde, 18 Nisan 2017 tarihinde yüreklerine ömür boyu sönmeyecek bir ateş düştüğünü söyledi. KKTC adaletine her zaman inandıklarını dile getiren Akçakaya, mahkemenin verdiği kararın sadece kızları Burcu için değil toplum vicdanı için de verilmiş bir karar olduğunu söyledi.