“Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız”
Ellerinde “Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız” pankartı taşıyan eylemciler, “Kadın Cinayetleri Politikadır” ve “Cami Değil Sığınma Evi” sloganları atarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kapısına siyah çelenk bıraktı.
Kadın Eğitimi Kolektifi, dün akşam yaşanan kadın cinayetini ve Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde bir çocuk gelinin doğum yapmasını protesto etmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem ve basın açıklaması yaptı.
Ellerinde “Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız” pankartı taşıyan eylemciler, “Kadın Cinayetleri Politikadır” ve “Cami Değil Sığınma Evi” sloganları atarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kapısına siyah çelenk bıraktı.
Kadın Eğitimi Kolektifi aktivisti Zekiye Şentürkler’in kısa bir konuşma yaptığı eylemde, basın bildirisini ise Kadın Eğitimi Kolektifi aktivisti Cansu Nazlı okudu. Eyleme Bağımsızlık Yolu da destek verdi.
ŞENTÜRKLER
Kadın Eğitimi Kolektifi aktivisti Zekiye Şentürkler, ülkede gün geçtikçe artan kadın cinayetlerine dikkat çekerek, dün akşam kadın cinayetlerine bir yenisini daha eklendiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı tedbir almamakla suçlayan Şentürkler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı siyah çelenk koyarak protesto edeceklerini kaydetti.
Şentürkler, “Biz ölen kız kardeşlerimizin sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.
BASIN BİLDİRİSİ
Basın bildirisini ise Kadın Eğitimi Kolektifi aktivisti Cansu Nazlı okudu.
Bildiride dün yaşanan kadın cinayeti ile Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde bir çocuk gelinin doğum yapmasının kadınlar arasında ve tüm kamuoyunda infial yarattığına işaret edilerek, ülkede yaşayan kadınlar, çocuklar, yoksul insanların şiddet tehdidine ve istismara karşı korumasız, kelle koltukta bir yaşam sürdükleri savunuldu.
Ülkede dayatılan neoliberal muhafazakâr politikalar sonucu devletin sosyal politikalar geliştirmekten geri durduğu ileri sürülen bildiride, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kadına yönelik şiddeti önleyici ve koruyucu neredeyse hiçbir tedbir almamış, çocukları istismardan koruyucu bir takip programı geliştirmemiştir” denildi.
Sosyal Hizmetler Dairesi’ndeki personel yetersizliği ortadayken, din işleri görevlilerinin istihdamına bütçe ayrılması ve ülkede hala sığınma evi bulunmaması eleştirilen bildiride, “Küçük çocukların kuran kurslarına gitmesine göz yumuluyor, imam nikahlı çocuk gelinlerin varlığı devlet hastanesinde doğum yapmayacak olsa ortaya çıkmıyor” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan tüm bölgelere kadın sığınma evi açması, şiddet önizleme merkezleri hayata geçirmesi, çocukları koruyucu takip programlarının bir an önce hayata geçmesi ve bunların yapılabilmesi için Sosyal Hizmetler Dairesi’ne personel alınması talep edildi.
Bildiride, “Bizim sabredecek gücümüz kalmadı, taleplerimizin derhal gerçekleşmesini istiyoruz. Bıçak kemikte” denildi.