1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Kadın Sığınma Evi KAPANIYOR
Kadın Sığınma Evi KAPANIYOR

Kadın Sığınma Evi KAPANIYOR

Sosyal Riskleri Önleme Vakfı bünyesinde, 2008 yılından beri hizmet veren Kadın Sığınma Evi, ekonomik gerekçelerle kapatılıyor.

A+A-

Tanju KONURALP
Sosyal Riskleri Önleme Vakfı bünyesinde, 2008 yılından beri hizmet veren Kadın Sığınma Evi, ekonomik gerekçelerle kapatılıyor. YENİDÜZEN’e konuşan Sosyal Riskleri Önleme Vakfı Başkanı Hatice Düzgün, Kadın Sığınma Evi’nin kapatılmasındaki en büyük gerekçe olarak, vâkıfa yeterli maddi destek sağlanmamasını ortaya koydu. Başta devlet kanadı olmak üzere, Kadın Sığınma Evi’ni ayakta tutması için gerekli olan maddi kaynakların yaratılmadığına dikkat çeken Düzgün, “yıllardır elimizden gelen tüm özveriyi gösterdik ancak; destek olmadan devam edemeyiz” şeklinde konuştu.

“Birçok sorun yaşıyoruz”
Yalnızca iki yıl içerisinde toplam altmış yedi kadın, otuz yedi çocuk ve bir erkeğin bakımını üstlenen Kadın Sığınma Evi’nin, birçok sorunla mücadele ettiğine değinen Düzgün, konunun yalnızca insanların barınmalarına yardımcı olmakla bitmediğine dikkat çekti. Sığınma evinde yatılı kalanların yanı sıra, yarı zamanlı sığınmacıların da var olduğuna işaret eden Düzgün, tüm bu insanları ihtiyaçlarını karşılayacak güçleri olmadığının altını çizdi. Kişilerin yemeğinden ilacına, kıyafetinden iş veya ev bulmasına kadar her konuda yardımcı olmak durumunda kaldıklarını kaydeden Düzgün, artık tıkanma noktasına geldikleri yönünde konuştu.
 

“Aylık 5 bin TL ihtiyaç”
Toplam 10 yatak kapasiteli Kadın Sığınma Evi’nin, önemli noksanlarından birisinin ise personel eksiği olduğuna dikkat çeken Düzgün, iki tam zamanlı ve bir de gönüllü personelle verimli olamadıklarını belirtti. Tam kapasite hizmet gerektirdiği süreçte, Kadın Sığınma Evi’nin aylık 5 bin TL civarında bir gideri olduğunun altını çizen Düzgün, bu miktarın toparlanamadığını ve bu nedenle de yetersiz kalındığını kaydetti.
“Sorun takibi yapılmıyor”
Polis tarafından defalarca kendilerine mağdur kişilerin getirildiğini ifade eden Düzgün, birçoğu şiddete maruz kalan bu insanlar ile ilgili olarak, polisin sorun takibi yapmadığından da yakındı. Kişilerin kendilerine teslim edilmesi ile birlikte, tüm sorumluluğun kendilerinde olacağı yönünde bir algının oluştuğuna dikkat çeken Düzgün; bu noktada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile polis güçlerinin de sorumluluk sahibi olması gerektiğine işaret etti.


Aziz Gürpınar: “Kaynak bulmak adına çalışmalarımız var”
Sosyal Riskleri Önleme Vakfı bünyesinde hizmet veren Kadın Sığınma Evi’nin, hizmetlerine devam etmesi taraftarı olduklarını dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar, bakanlık olarak kendilerinin bu yönde bir katkı sağlayamadıklarını ancak; Maliye Bakanlığı ile birlikte, gerekli maddi kaynakların bulunması adına çalışmalar sürdürdüklerini açıkladı. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teşkilat Yasası kapsamında, bir kadın sığınma evinin de yer aldığını sözlerine ekleyen Gürpınar, bu projenin henüz hayata geçmediğini ve bu nedenle, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı bünyesinde hizmet veren Kadın Sığınma Evi’nin kapatılmaması yönünde umutlu olduklarını kaydetti.


Doğuş Derya: “Devlet sosyal hizmet alanına yeterli kaynak ayırmıyor”

Kadın Sığınma Evi’nin kapatılması konusunda bir açıklamada bulunan Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) milletvekili Doğuş Derya, olayın bu noktaya gelmesindeki en büyük etkenin, devletin sosyal hizmetler konusunda yeterli kaynak ayırmaması olduğunu ifade etti.
Bir diğer önemli etkenin ise Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teşkilat Yasası’nın gecikmesi olduğuna dikkat çeken Derya, ülkede erkek siyasetçilerin ise toplumsal cinsiyet eşitliği konularına gereken önemi vermediğini açıkladı. Uzun yıllardır devletin, bir kadın sığınma evi açmamasının ve bu alanda sivil toplum örgütlerinin gönüllü çalışmasının doğru bir hareket olmadığına işaret eden Derya, devletin yerine getirmesi gereken sosyal hizmetlerin, sivil toplumun üzerine yıkılmasının yanlış olduğunu vurguladı. Bu alanda sivil toplum örgütlerinin kapattıkları açıkların, devlet yapısı içerisindeki boşlukların gözden kaçmasına olanak sağladığına dikkat çeken Derya, zamanla bu durumun kabul edilebilir bir olgu halini aldığının altını çizdi.

Bu haber toplam 3698 defa okunmuştur