1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kadın ve Erkek Dergilerinde Toplumsal Cinsiyet
Kadın ve Erkek Dergilerinde Toplumsal Cinsiyet

Kadın ve Erkek Dergilerinde Toplumsal Cinsiyet

Kadın ve Erkek Dergilerinde Toplumsal Cinsiyet

A+A-

 

Tuğçe Tekhanlı
[email protected]

GİRİŞ
Toplum içerisinde doğup büyüdüğümüz benliklerimizi şekillendiren ve bize bir takım roller yükleyen bir mekanizma rolünü üstlenmektedir. Toplumsal cinsiyet ise kadın ve erkeğin biyolojik farklıları temelinde toplum tarafından onlara biçilen bir anlamda dayatılan kimlikten ibarettir. Toplumların yapılarına ve cinsiyet algılarına göre kadın ve erkeklere biçilen roller farklılık göstermektedir. Söylemlerimiz ve davranışlarımız ise birbirinden ayrı düşünülemeyecek olan ve var olan yapıyı ve algıyı -ki bu Türkiye’de ataerkil yapıdır- güçlendirecek ya da zayıf düşürecek çok önemli bir güce sahiptir.
Düşüncelerimizi şekillendiren araçların başında şüphesiz ki bir kitle iletişim ve bilgi aracı olan medya gelmektedir. Medya bugün büyük kitlelere ulaşmakta ve halkın çeşitli konulardaki algısını yönlendirmektedir. Toplumsal cinsiyet algısı da bu bağlamda medyayla iç içe düşünülmelidir ve bu algının medyanın bu konudaki tavır ve söylemlerinden muazzam seviyede muazzam bir şekilde etkilendiği göz önünde tutulmalıdır.
Türkiye ana akım medyasının toplumsal cinsiyete ilişkin sergilediği genel tutuma baktığımızda toplumda var olan ataerkiyi daha da meşrulaştıracak yönde haberler yaptığını ve söylemlerde bulunduğunu rahatlıkla görebiliririz. Televizyon haberleri, eğlence programları, diziler, gazeteler ve dergilerin yayın ve cinsiyet politikalarına baktığımızda Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ve kadının erkeğe eşit bir cinsiyet olarak görülmesi için bu yayın araçlarına çok büyük roller düştüğünü söyleyebiliriz.
Bu çalışma Türkiye’deki toplumsal cinsiyet temsili sorununa Türkiye’de yayınlanan popüler kadın ve erkek dergilerinden Cosmopolitan ve Esquire’ın Haziran 2013 tarihli 114. sayılarından örnekler sunarak eğilmeye çalışacak ve cinsiyetçi yaklaşımları saptayarak dergi politikalarının ne yönde değişmesi gerektiğine ışık tutacaktır.

Medyada Kadın ve Erkek Temsili
Kadının toplumdaki yerini öncelikle beyinlerimizdeki kadın kimliğiyle inşa ettiğimizi varsayarsak önce kadını beyinlerimizde özgürleştirmeliyiz diyebiliriz. Bunu yapabilmek için de ilk önce var olan seksist ve ataerkil yaklaşımları ayırt etme kapasitesine sahip olmamız gerekmektedir. Başını medyanın çektiği hegemonya araçların bizlere bilinçli ya da bilinçsiz olarak dayattığı ‘kadın ve erkek olma değerleri’ her geçen gün cinsiyet eşitsizliğini daha da körüklemektedir. Dergiler de bu araçlardan bir tanesidir.
Nitekim İngiliz ‘The Guardian’ gazetesinde Mayıs 2013’te yayınlanan “Medyanın Gücü” başlıklı bir makalede 2007 yılında 3.200 genç kadının katılımıyla yapılan bir ankette kadınların yarısından çoğunun medyanın kendilerine güzel ve zayıf olmaları gerekliliğini dayattığı görüşünde olduklarını yazıyor.
Bu bağlamda Türkiye’de yayınlanan erkek dergisi Esquire ve kadın dergisi Cosmopolitan dergilerinin içerdiği cinsiyetçi mesajlar ve söylemler bir nebze olsun Türkiye’de en çok okunan dergilerin kadını ve erkeği nasıl temsil ettiğine dair bir bakış açısı kazanmamızı sağlayacaktır.
Yazılı basın araçları olarak dergiler kadını ev, bebek, güzelik gibi kavramlarla ilişkilendirirken; erkekler güç, başarı, zeka ve kişisel ilgi alanlarıyla özdeleştirilmektedir. Böylece dergiler ideal kadın ve ideal erkek modelleri yaratarak var olan yapıyı beslemektedirler.
“Kitle iletişim araçlarında kadınlar söz konusu kalıpların yanı sıra cinsellikleriyle de ön planda yer almakta ama erkek egemen söylemlerce tanımlanmış cinsel kimlikleriyle var oldukları görülmektedir. Medyada kurulan kadın kimlikleri giderek artan bir biçimde erkek egemen söylemlerce tanımlanan bir cinsellikle örtüşür hale gelmektedir. Bu söylem ana hatlarıyla kadını pasif kolayca el konulabilir, hükmedilebilir bir cinsel haz nesnesine dönüştürmektedir” (Saktanber 1995: 213).

Esquire Dergisindeki Kadın ve Erkek Temsili
Dergideki cinsiyetçi söylemler
Türkiye’de popüler olan Esquire dergisinin kapağında göze çarpan ‘adamakıllı’ dergi mottosu cinsiyetçi söylemin en güzel örneklerindendir. Günlük yaşamımızda kadınların dahi ağzından bir çırpıda çıkan bu söz öbeği erkeklerin daha iyi ve üstün olarak görüldüğünün en bariz kanıtıdır. “Adam gibi yaşamışlardan adamlık üzerine dersler” cümlesi bir diğer seksist ve şovenist söylem olarak derginin kapağında kendini gösteriyor. Buradaki ‘adam gibi yaşamak’ söylemi en güzel şekilde yaşamak anlamına gelmektedir. Aynı şekilde derginin ilk sayfasındaki babalar gününe özel köşede “Bu ülkede adamlıktan söz edeceksek o cümlede Münir Özkul mutlaka olur” ve “Bu ülkede erkekliğin kitabı yazılacaksa Cüneyt Arkın’a kocaman bir paragraf açmak gerekir” cümleleri hem kadınlar hem erkeklerin aleyhine olan cinsiyetçi söylemlerdir. Erkeklerin aleyhine olması erkekliğin belirlenmiş bazı kuralları olduğundan ve erkekleri buna uymak zorunda hissettirdiğinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda erkekliğin kitabı ve adamlık zihinlerimizde kutsal ve mükemmel bir davranış biçimi olarak kodlandığından dolayı kadınların aleyhine de bir söylem olma özelliği taşıyor. Yani ataerkil toplumun sadece biyolojik cinsiyet itibariyle kadına ve erkeğe biçtiği alt-üst (erkeğin kadından daha üstün görülmesi) ilişkisine dayanan roller günlük yaşamımızda karşılaştığımız söylemlerde bile kendini gösterip bu söylemlerle kendini yeniden inşa ediyor.
Dergide işlenilen konular
Dergi genel olarak değerlendirildiğinde Cosmopolitan dergisinden farklı olarak dergide erkeklerin iş yaşamı, spor, araba gibi konularda erkeklerin çeşitli ilgi alanlarına yönelik olan ayrıca kişisel bakım, moda, sanatsal faaliyetler, beslenme, teknoloji ve ekonomi gibi çok geniş yelpazede konuların yer aldığı gözlemlenmiştir.
Erkeklerin iş yerinde ve çalışma hayatında elde edecekleri başarıya çok fazla ehemmiyet verildiği görülmektedir. “İş Dünyasında Başarıya Yürüyen Sıra Dışı İsimler” başlıklı yazıya benzer birçok yazıyla dergi boyunca karşılaşılmaktadır. Bunun yanı sıra dergide iş dünyası adında ayrı bir bölüm de vardır. Bu erkeklerin başarı ve güç kavramlarıyla ne kadar özdeşleştirildiğini göstermektedir. Ayrıca Esquire dergisinde erkekleri teknoloji ve ekonomi alanlarında da bilgilendirmeyi amaçlayan bölümler de vardır. Bu bölümlere bir kadın dergisi olan  Cosmopolitan dergisinde rastlanmıyor.
Dergide erkek bedeni, güzellik, bakım ve kıyafetlerle ilgili kısımların diğer iş, başarı ve entellektüellik odaklı bölümlere göre yoğunluğu çok daha azdır.
Bu dergide gözden kaçırılmaması gereken bir başka unsur ise erkek bedeni meta haline getirilmezken kadınlarla ilgisi olmayan röportaj ve yazılar arasına fark ettirmeden kadın bedenini öne çıkaracak fotoğrafların serpiştirilmesidir.
Derginin 56. Sayfasında “Denize Hazır mıyız?” başlığı altındaki yazıda erkeklerin yaz için fazla kilolarından kurtulması gerektiği yazsa da bu yazı içerisinde kadının erkeği beğenmesi gerektiği için erkeğin kilo vermesi zorunluluğunu ima edecek hiç bir ibare bulunmamaktadır. Dergi genelinde bu kural da bozulmamaktadır.
Esquire dergisinin babalar gününe adadığı bölümünde yine babalar için hediye önerileri analiz edildiğinde erkeğe sunulacak hediyeyle sadece ve sadece onun mutluluğu ve rahatı hedeflenirken kadının yaşam alanı evle sınırlandırıldığından dolayı anneler günü reklamlarına yer veren dergilerin büyük bir çoğunluğu kadının ev işlerini kolaylaştıracak ürünlere yer vermektedir. Bu örnek de kadına kadın kimliğinden önce çocuklarını ve eşini mutlu etmekle yükümlü bir anne ve eş üst kimliğini dayattıklarını gözler önüne sermektedir.
Cosmopolitan Dergisindeki Kadın Temsili
Dergide işlenilen konular
“Kadınların medya tarafından fizikleri, güzellikleri ve cinsellikleri gibi fiziksel özelliklerinin öne çıkarılıp diğer özelliklerinden ayrı tutulmaları sonucu erkeklere nazaran daha güçsüz bir kadın profili çizilmesi her zaman karşılaştığımız bir şeydir. Sosyal beklentiler ve toplumsal cinsiyet rollerindeki köklü değişikliklere rağmen kadınlar hala daha seks objesi, anne ve eş olarak, edilgen ya da destekleyici rollerde orantısızca temsil edilmektedirler” (Macdonald: 1995).
Macdonald’ın medyanın çizdiğini savunduğu kadın imajına yukarıda analiz ettiğimiz Esquire dergisine oranla çok daha hacimli olan ancak ne kadının entellektüel seviyesini artıracak haber ve yazılara ne de farklı ilgi alanlarına yönelik bilgilere yer veren Cosmopolitan dergisinde rastlayabiliriz.
Kadın dergilerinde kişisel bakım ve spor önerileri karşımıza sık sık çıkmaktadır. Ancak bu öneriler daha çok kadınların erkeklerin beğenisini kazanması yani onları cezbetmek için yollar olarak okuyuculara sunulmaktadır. Cosmopolitan dergisinde de bu mesajı içinde barındıran bir çok söylem ve haberle karşı karşıya kalınıyor.
Cosmopolitan dergisinde genellikle rastladığımız “Erkekleri Elde Tutmanın 10 Yolu” gibi yazılara bu sayıda da rastlanmaktadır. “Sevgilizi Nasıl Şaşırtabilirsiniz?” başlığı altındaki yazıda “1. Lüks bir sürüş deneyimi yaşatın 2. Mükellef bir rakı sofrası hazırlayın 3.Tuttuğu takımın maçlarına bilet alın 4. Onu atış poligonuna götürün” gibi maddelerle aslında ilişkide mutlu etmenin ve karşı tarafı hoş tutmanın kadına yüklenen bir rol olduğu açıkça görülüyor. Ne yazıktır ki erkek dergilerinde olmadığı kadar kadın dergilerinde kadınlara bu çeşit rolleri yükleyen yazılar yer almaktadır.
Bir diğer mesele kadının bir seks objesi olarak kadın ve erkek dergilerinde yer almasıdır. Dergilerin kapağından içine kadar her yer ‘arzulanan’ ve ihtiraslı kadın fotoğraflarıyla bezenmiştir. Erkek iktidarı ve kapitalizm tarafından tanımlanan kadın cinselliği kadını cazibe nesnesi ve meta haline getirmektedir. Bunun yanında tek tip kadın profili yaratılmaya çalışılıp kadınların çeşitli kapasitesilerini keşfetmelerine engel olan stereotip bir kimlik oluşturulmaktadır.

SONUÇ
Bu çalışma Türkiye’de yayınlanan  Cosmopolitan ve Esquire dergilerindeki  örnekler üzerinden kadının ve erkeğin temsil ediliş farklılıklarını ve kadının edilgen, görünmez ve erkeğe göre aşağı görülmesine ilişkin genelde medya özelde ise dergi politikasını gözler önüne sermiştir.
Toplumsal cinsiyet rollerinde zaman içerisinde kadınlık ve erkeklik değerleri ve algısı şekil değiştirse de medyanın takındığı cinsiyetçi tutum genel itibariyle aynı kalmıştır. Kadının medya sektöründe orantısız temsili ve istihdamı da  bu tutumun başlıca nedenlerinden sayılabilir.
2005  yılı Kasım ayında gazete/  dergilerin yayın bölümünde çalışan personelin kadrolarına göre
oranları

Kadro Durumu Toplam Gazete Dergi
Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın
Toplam %69 %31 %74 %26 %64 %36
Üst Düzey Çalışan %80 %20 %85,5 %14,5 %76 %24
Orta Düzey Çalışan %68 %32 %74 %26 %63 %37
Diğer %68,5 %31,5 %72 %28 %65 %35
Diğer %59,5 %40,5 %67 %33 %57 %43

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK); 2005 yılı “Yazılı Medya İstatistikleri” ( TÜİK verileri kullanılarak sayılar oransal ifade edilmiştir.)


Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2005 yılında yaptığı bu araştırmasına bakıldığında geleneksel cinsiyet rollerinin belirlediği işgücü dağılımının medya sektöründeki kadın oranını da etkilediği görülüyor. Gazete ve dergilerin yayın bölümünde çalışan kadın sayısının erkeklere göre çok daha düşük olmasıyla birlikte sektördeki kadınların çoğunluğunun orta düzey veya diğer olarak adlandırılan pozisyonlarda bulundukları ve kadınların erkeklerin kadınlara görece çok yüksek bir oranla  işgal ettiği  karar alma noktalarında görev almadıkları ortaya çıkıyor.
Bu bağlamda medya sektöründeki kadınların temsili ve bütün medya çalışanlarının da eğitim yoluyla toplumsal cinsiyet meselesine olan duyarlılıkları artırılmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine getirilebilecek bir diğer çözümse çocukların sosyalleşmeye başladıkları anaokuldan başlayarak çok çeşitli konularda algılarını yönlendiren üniversiteyi de kapsayacak bir şekilde toplumsal cinsiyet eğitiminin verilmesidir.
Medya sektöründe çalışanların, konuyla ilgili bakanlıkların ve politika üreten mekanizmanların toplumsal cinsiyet meselesindeki farkındalıklarını artırarak, ataerkil algı ve kabullerden uzak bir şekilde kadın erkek eşitliğine dayalı yeni bir kimliğin oluşumunda görev almaları beklenmektedir.
Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğini yakalamak için toplumdaki kadın ve erkek bireylerin de bu konuda daha bilinçli bir şekilde söylemlerde ve hareketlerde bulunmaları gerekmektedir.

Bu haber toplam 10773 defa okunmuştur
Gaile 220. Sayısı

Gaile 220. Sayısı